bildirgec.org

sekoci

11 yıl önce üye olmuş, 40 yazı yazmış. 186 yorum yazmış.

Tımarhane…

sekoci | 25 March 2008 19:06

Hakim: Ayağa kalk mahkum!! Hakkınızdaki suçlamaları dinlediniz.

Savcı: Sayın hakim mahkeme yeni başladı.

Hakim : İtiraz reddedildi. Şimdi hakkınızdaki suçlamaları dinlemek üzere sözü Avukata veriyorum.

Avukat : Teşekkür ederim.

Tanık1: İtiraz ediyorum.

Hakim: İtiraz kabul edildi. Teşekkür ve itiraz etmek yasak.

Avukat: Karşınızda oturan müvekkilimin yüzündeki cani gülümsemenin kararlarımızda ve vicdanlarımızda bizi etkilemesine izin vermemeliyiz. Mahkumun toplumumuzun yapı taşlarından birine verdiği zarar yadsınamaz. Ve alacağımız karar muhakememizi takip eden gençliğe örnek olmalıdır. Bu akli iradesinin yerinde olmadığını ispatlayamayan mahkumun ; elinde bir çok fırsat olmasına rağmen babasını öldürmemekten suçlu bulunması , toplumun refahına atılacak ilk adım olup bizi de toplumun kahramanları yapacaktır.

İzmarit..

sekoci | 25 March 2008 17:05

Kapının koluna sarılıp itekledi. Görmek istediği gözlere doğru yöneldi. Yanındaydı. -Merhaba dedi. Merhabaydı ama kızın gözleri sadece kasayı görüyordu. Gözleri görmek için bir şeyler yapması gerekiyordu. İçinden -gözlerini göremezsem bütün duvarlar kapanacak- diye geçirdi.
– Bugün buraya belki seni etkilemenin bir yolunu bulabilirim diye geldim.
– Çalışıyorum ve çalışırken beni etkilemenin tek yolu kasaya para bırakmaktır.

Gözleri hala kasadaydı bir şeyler hesaplıyordu. Muhtemelen bahşiş diye bırakılan paralar ve üstü alınmasın diye kasıtlı olarak para nın üstü diye verilen bozukluklardan net parayı çıkarıp hakkına el koyuyordu.
-Bende çalışıyorum. Se…
– Aaa yeni bir işte mi çalışıyorsun? Kızın gözleri ışıldadı ve ilk kez baktı.
-Pek yeni sayılmaz. Hala senle birlikte olmaya çalışıyorum.
– Beni fazla büyüttüğünün farkındamısın?
Kızın gözleri yeniden kasadaydı.

GİdenE…

sekoci | 22 March 2008 19:12

hİÇ BİR KERE ACIMADI CANIM O KADAR
hİÇ BİR KELİME DAHA İÇTEN ÇIKMAMIŞTI AĞZINDAN
HATIRLIYORSUN
BİR DENİZ KENARINDAYDIK
SALYA SÜMÜK AĞLIYORDUK
mATEM TUTMUŞTU YERİ VE GÖĞÜ
SUS ATMIŞTI DİLLERİMİZ
gİDİYORUM DEMİŞTİN

Psikolog…

sekoci | 20 March 2008 12:43

sabahın köründe
çıldırmaya bir adım varken

önümde at yarışı programıyla
zengin olmanın hayelleri

yapacak bir şey yok diyorum kendime
bir anlamı olmalı?
profosyonel bir yardım almalıyım belki

işe yaramayacak
elbette
ama işe yaramayan çok şey alıyorum bu günlerde

güldürüyor beni psikolog Kİ
yaşam belirtisi
gözükmüyordu
öncesinde uzun süre
ona anlatmaya çalışmayacağım kendimi
kanıtlamaya hiç çalışmayacağım
işe yaramayacak elbette
ama işe yaramayan çok şey yapıyorum bu günlerde

İz…

sekoci | 18 March 2008 18:26

Çok erkendi uyandığımda. Karnım ağrıyordu. Kendimi iyi hissetmiyordum. Aynanın karşısına geçip biraz düşündüm. Hazırlanıp çıktım.Soluksuzdum.Kan dolaşımım yüksekti. Aşıktım. İremin doğum günüydü….

Hala çok erkendi. İlkokula başladığım günki gibi hissettim kendimi.Kendimi ; kendimde hissetmek için iki carlsberg içtim. Önceki geceden beri içiyordum zaten. Hediye seçmek için hep geç kalmışımdır.Ve hep yeteneksizimdir. Çok uğraşmama rağmen aldığım hediye yeniden ve yeniden basitti. Bir adüsyon kağıdına bir şiirin atom bombası yemiş halini yazdım. Hediyeyle birlikte aynı pakete koydum. Vapura uzanırken küfrettim. Temmuz ayını sewmiyordum. Eğer istanbuldaysam yazların hiç bir kısmını sewmiyordum zaten.. Yol çok uzun duruyordu. Belkide gitmemeliydim. Geri dönüp uyamalımıydım? Karar veremiyordum. Aşk başka neydi ki?

Veda…

sekoci | 14 March 2008 23:37

Kapıyı açtı…
Yan yanaydılar…

belki de bir daha hiç olamayacakları kadar yanyana
ve
yakın….

İstanbul’a bu yıl ilk kar yağdığı gündü
Cumartesi….
akşam saatleri…

oysa ‘sanki hiç yağmamış gibi’
olmuştu
yağmurdan sonra….
bir tek kar tanesi yoktu şehirde…

‘acelen mi var?’ dedi…

ayakkabılarını hırsla hızla giyiyordu’ ki

Sonra Sarıldı…

Daha önce onlarca kez yaptığı
Ama daha önceki onlarcasının hiç olmadığı gibi…

‘bir sorunun ya da ihtiyacın olduğunda beni ara’

Değildi bizimki bir aşk hikayesi…

sekoci | 13 March 2008 16:23

Ve hayat yeniden başlasa ; ilk hatırlamak isteyebileceğiniz şey ne olabilirdi ki:?
Hava şubat, ay soğuk. Onu tanıdım. Ve sevdim. Bir daha birini sevmemi gerektirmeyecek kadar ÇOK SEVDİM. Yaşamı okumaktan sıkılmışkan yen bir sayfa çevirdi bana… Okudum. Başlangıçtan sonsuzluğa onu yazdım. Tek bir kelime kalmayıncaya……

İREM

Sorguluyordum hislerimin son prensesini.. Altıncısını.. Altıncı hissimi… Huzursuzdu. Huzursuzdum. Benliğim her zamanki benliğini arıyordu değişimde… Onu irdeledikçe değişiyordu benliğim.. Benliğim yitiriyordu kendini. Huzursuzdu. Huzursuzdum.. Gece karanlığında sokaklarda kararlılıkla gidip gelen msjlar kaçırıyordu benliğimi… Ve yaklaştırıyordu güzel olmakta inat eden her msj benliğimi bir başka benliğime…

Kırmızı Marlboro…

sekoci | 11 March 2008 20:22

Sinir. Sinir. Sinir. Yatağın yüksekliği rahatsız ediyordu…Hayır biraz daha uyumak istiyorum diye düşündü…Sonra aksini..uyandı…Biraz daha uyumam gerekiyordu dedi…
Lanet olsun…! ailesi evdeydi. Kıza haber verip yola çıkmalıydı onu bekletmek istemezdi.Boktan bir telefon merkezine msj fırlattı ve merkez de kıza…
-Bizimkiler evde ben Kadıkoye geliyorum hemen…!

Dönüşüm..

sekoci | 07 March 2008 11:51

Doğduğumuzdan süregelen oluşumun içinde bir çok talihsiz olayla karşılaşmak mümkün ben kendi adıma zamanın gücünü kullanmak için tuttuğu ‘gerçek’ sopasına bir çok kez maruz kaldığımdan eminim…
Fakat bir köle nin zincir darbelerine karşı hissettiği acının bir padişahın sarayında düşman kuvvetlerinin gemilerinin şehrine girişini izlemekten daha büyük bir zarar veremeyeceğini düşünürüm.
Bir çok insanın başına bir bıçaklanma olayı gelmiştir. olay esnasında bir kavgaya dahilseniz bıçağın girdiği an hiç bir acı hissetmessiniz beyninize yoğunlaşan daha güçlü bir düşünüm hakim olmuştur çünkü.. Ancak tüm kargaşa bittiğinde bıçaklanmış olduğunuzu ve acı çektiğinizi hissedersiniz.
Kendimden büyük bir insana karşılık veremeden dayak yediğimde canım çok yanmıştı ve ağlamıştım sadece bir tokatla.. Ama bir çok insandan çok daha ağır darbeler aldığımda olmuştu yine karşılık veremeyerek içimdeki güçlü bir kin duygusu ağlamamı engellerdi hep…
Bir kadının çocuk doğururken çektiği acıyı tarif etmek benim için güç olsa gerek bu fiziksel acının hiç bir zaman karşılaşamayacağım büyüklükte olduğunu düşünürüm. Ve doğum sonrasında bu acı kımi olarak devam eder ama doğumdan sonra çekilen acı kolayca unutulur. Tırnakları çekilmiş insanlar vardır. Ama hiç bir fiziksel acı gözünüzün önünde kızınıza tecavüz edilmesinin yerini alamaz diyebilirm kesinlikle..

Küçük siyah kız..

sekoci | 07 March 2008 11:26

Küçük siyah kız.. Onu nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum.Küçük siyah bİr kızdı.Komik gelebilir ama ismini ve nerdeyse görünüşünü dahi unuttum ama güzel küçük bir kızdı.Kadıkoyde kilisenin önünde oturmuş içiyordum… Para olarak rahat olmadığımdan venüs biralarından almıştım bir kaç tane.. Çok da kötü değillerdi. ve sadece 1 liraydı. Nasıl bu kadar ucuz olabileceğini düşünürken bira kutusunu inceliyordum. Ve son kullanma tarihlerinin geçmiş olduğunu farkettim. İnanılmazdı. Ölümle karşıkarşıyaydım.. Yinede içmeye devam ettim. Sonra onu gördüm Efes Dark vardı elinde iki tane gözlegörülür bir uzaklığa oturdu ve o da içmeye koyuldu. İkimizde biralarımızı içip birbirimize bakıyorduk. Ve sonra dinlenebilcek bişeyler olabileceği aklıma geldi.Kalkıp yanına gittim.- Merhaba Yaşamımın tehlikede olduğunu biliyormusun?
– Neden?- Bak şu biralara ucuz diye bunları aldım ama son kullanma tarihleri geçmiş.Bir yudum daha aldım
– Güldü. Kalitelisinden ikram edebilirim.- İyi fikir kalitesizi bitirdiğim zaman bunu aklımda tutacağım.
– O zaman sigara al. Winston Soft içiyordu o da. O an buna şaşırmıştım.
– Bu ne?Sigaralardan biri paketin içinde ters duruyordu.
– Dilek sigarası
– Onu çektim ve yaktım. Ne dilemiştin?
– Boşver
– Söyle yabancı sayılmam adım Seko- Seni tanıyorum
– Bence tanımıyorsun sanıyorsun ama önemli deil bende öle sanıyordum
– Beni tanıdığını mı sanıyordun?
– Hayır kendimi tanıdığımı sanıyordum.Ne dilemiştin?
– Bir çocuk var onunla çıkmayı dilemiştim
– Hadi ya şimdi nolcak peki o çocukla ben mi çıkacağım?
– Bilmem belkide denemelisin..
– Çok tatlı görünüyorsun. Ve ciddiyim.
– Saol – Belkide denemeliyim?
– Neyi
– Sağolmayı… kaç yaşındasın sen? nerelisin neye meşgul düşersin falan filan?
– 15 yaşındayım. Rizeli babam liseye yeni başladım sayılır hazırlık okudum..
– Rizelisin.. Lazları sevmem ama t-seert un güzelmiş. (Che t-seertu giyiordu.) Yengeç burcumusun?- Evet nerden bildin?
– ilk gördüğümde böyle hissettiğim kızların tümü neredeyse yengeç burcuduR. Ama yinede sen çok küçüksün.
– Ya da sen fazla büyüksün.- Hayır ben olmam gereken yaştayım. Sen çok küçüksün.
– Olman gereken yaş neye göre hesaplanıyor.
– Kilise nin önünde oturup içmek için ve tanımadığım kızları tanımaya çalışmak için olmam gereken yaştayım.
– Benim daha çok fırsatım var bunun için.
– Tecrübe yi hafife alma burda oturup konuştuğum ilk kız deilsin.
– Bende bundan bahsediorum. İlk kız değilim ama son kız olabilirim. Benim içinse sen burda oturup konuşacağım son kişi olmayacaksın. Yani büyük olan sensin…