Ve hayat yeniden başlasa ; ilk hatırlamak isteyebileceğiniz şey ne olabilirdi ki:?Hava şubat, ay soğuk. Onu tanıdım. Ve sevdim. Bir daha birini sevmemi gerektirmeyecek kadar ÇOK SEVDİM. Yaşamı okumaktan sıkılmışkan yen bir sayfa çevirdi bana… Okudum. Başlangıçtan sonsuzluğa onu yazdım. Tek bir kelime kalmayıncaya……İREMSorguluyordum hislerimin son prensesini.. Altıncısını.. Altıncı hissimi… Huzursuzdu. Huzursuzdum. Benliğim her zamanki benliğini arıyordu değişimde… Onu irdeledikçe değişiyordu benliğim.. Benliğim yitiriyordu kendini. Huzursuzdu. Huzursuzdum.. Gece karanlığında sokaklarda kararlılıkla gidip gelen msjlar kaçırıyordu benliğimi… Ve yaklaştırıyordu güzel olmakta inat eden her msj benliğimi bir başka benliğime…Ve o Kaf dağının ardındaki ilk öpücük… O ruhun şarabı… O tuzun tadı ve tadın tuzu… O karın ilk değişi toprağa ve erimesi. Değecekti toprağa daha sonra yüzlercesi ve binlercesi ama hiç biri öncüleri kadar sıcak erimeyecekti. Ve artık ruh değildi bedende.. İki beden bir ruhta… İki ruh bir bedendeydi…Ve sonrası düşlerin bulutları işgal çabasıGöğün yüzüne çizilen ciddi tablonun hüzünlüce ama gururluca yerini birleşik hayal kuvvetlerine bırakışı….Gerçeği her tadışımızda tükürdük yere… Dilimize yapışan iğrençliği temizledik dillerimizle.. Sövdük Tanrı’ya ve ganimetlerine.. Sığındık birbirimizin içindeki birbirlerine… Zamanı çoktan yakalamış hatta geride bırakmıştık.. Es geçmedik tek bir martı mutluluğu hepsini yakalamıştık.. Diğerlerinin ve değerlerinin hiç bir değerini hatırlamadık. Unutmuştuk kendimizi bile… Benliklerimizi bulutlara asmıştık… Acı yağmurlu günlerde bulutlardan düşen benliklerimizi üzerimize serip ısındık… Paylaşılamayan yoktu. Tüm varlığımızı paylaşıma açmıştık…Kısa sürede kalmadı birleşik tükürüklerimizi yememiş kaldırım, üzerine serilmediğimiz bitki örtüsü. Önce kar’ı yağmur la sonra yağmur’u güneşle barıştırdık… Tahlil edilemezdik anlatılamazdık Biz başka bir aşıktık…Birbirimizinken bırakmadık aramızda tek bir engel. Derimizi tenimizle kazıyacak kadar çıplaktık…. İçimdeydi… İçindeydim… Birlikte saniyede milyonlarca aşk fışkırttık….Yoktu harici ve dahili kimseler haricimizde. Ses’e barikat kurduk.Sağırdık. Işık uzanamıyordu birbirimizinkinden başka parıltı görmeyen gözlerimize.Kördük. Düşünemiyorduk. Delicesine deliydik. Senelerce sigara ya asırlarca alkole boğduk birbirimizi. Biz tam anlamıyla bizdik. Gerçek değildik. Arındırılmış gerçektik belkide… Gerçeği gerçekliğinden ayrıştırıp bize katıyorduk. Bizi bizden alan varsa yine bizdik. Saklanıyorduk “biz” in yetmediği yerde gerçekten… Halsizdik ve çaresizdik. Biz olmaktan bir damla bile vazgeçmedik. Biz başka bir aşktık.Geçen seneleri sakalıma soruyor saati bakırkoy vapurundan öğreniyorduk. Hava durumuna dudaklarımızın neminden bakıyorduk. Çığ düşüyorduk birbirimize fırtına kopuyor sel taşıyorduk. Uçurtma oluyor uçmuyorduk. Dünya dönüyor biz güneşten kaçıp güneşi kovalıyorduk.Yazıyor,Okuyor,Söyluyor,Anlatıyor bitmiyorduk işteDeğildi bizimkisi bir aşk hikayesi.Yazmak , okumak , söylemek,anlatmak sökmüyordu bize. Biz başka bir aşıktık. Sonu yoktu hikayeyse hikayemizin;Sonsuzluğun sonunda önümüze uzanan yola bakıyor. Tekrar başlıyorduk sonsuz döngümüze ve kar tekrar değiyordu ilk değdiği yere.. Ve binlercesi tekrar takip ediyordu öncüsünü.Değildi bizimkisi bir aşk hikayesi işte…. Yaşıyor ,Ölüyor ,Doğuyor bitmiyorduk.Biz başka bir aşıktık….07,09,0607,09,16… ,… ,…… ,… ,…00,00,00… ,… ,…… ,… ,…07,09,1607,09,06Sonsuzluğun sonunda kaybolsamdaTaşıyacağım yine “biz”dik damarlarımda…..