bildirgec.org

neceff

11 yıl önce üye olmuş, 45 yazı yazmış. 197 yorum yazmış.

alıntı

neceff | 15 February 2009 17:08

geçici fayda hesaplarında dudaklarım
ıslak dişlerinizle elleyin yaramı
hafif ve afif karayel damağınıza yapışırken
terk edin rüyalı günlerinizi
diyorum çünkü siz kimin saltanatında
göbek bağını kesiyorsunuz sokağın
süngüde çiçek ayarı yapılmamış lale soğanı
döngüde kısırlaşmış bir caz sabahı
sulanıyor öpülmüş kumsalın yan ağına

bayatlamış bir kesir sayısını 69′ a bölerken
nefesini alıp kaya kökümle çarpıyorum
üzerime vazife değil fakat bir karanfil
elektrik verip duruyor yaprağına, olur değil
ceset kapağımda susturuculu bir ölüm
istiyorum ki; olmazsa saygılıyım leyleklere
herkese anlatırım olanları he gülüm!

hızlı, ucuz ve iyi

neceff | 09 February 2009 09:19

Lafı fazla uzatmayacağım. Buna gücüm yok. Yazıda anlatılanlara belki de inanmayacaksınız, bilemiyorum ama yapacak hiçbir şeyim yok gerçekten. Hayata realist bakanlar yazıya ve bana, hatta Martha’ ya bir siktir çekip diğer sayfalara geçebilir. Şüpheci olanlarınsa kafası epey karışabilir. İnançlılarsa, yazının keyfini çıkartır. Herkes için bir kıyamet yani… Siz en iyisi aynaya bakın, hatta hepimiz toplanıp ağzımızda Tom Waits’ in Cemetery Polka’ sıyla aynaya bakalım. Şu dünyadaki her şeyin gerçekten var olduğuna inanıyorsak, bu yazıda anlatılanların da gerçekliğinden şüphe edemezsiniz. Ama gözlerimizin, ellerimizin nasıl çalıştığını hala anlayamamışsak, oldu demektir, binlerce sayfalık romana dönüşebilir bu yazı.

BÜYÜLÜ SÖZLÜK / 2

neceff | 19 January 2009 11:29

AZAZEL

Eski Ahit‘ te geçen az sayıdaki şeytanlardan biridir. Ahriman‘ın uğursuz ordularında, ıssız yerlerin veya çöllerin cinidir ve günah keçisi olarak cisimleşmiştir. İsa’yı baştan çıkardığı söylenir. Azazel‘in günah keçisi olarak cisimleştirilmesi Eski Ahit’te anlatılan şu hikayeye dayanır: Musa’nın kardeşi Harun, Tanrı’ya, kurallara uygun olmayan oğullarını kurban olarak sunduğundan cezalandırılmıştır. Cezasını ödemesi için Tanrı Musa’ya görünür ve der ki: Harun, Yahudiler için iki teke alınacak ve Tanrı’nın uygun gördüğü teke kurban edilirken, diğeri Şeytanın yardımcılarından Azazel’e sunulmak üzere bir uçurumdan atılacaktır. İşte bu ünlü günah keçisidir. Eğer Harun bunu gerçekleştiremezse ölüm cezasına çarptırılacaktır.

Post – modern Son Durak: Otomatik Portakal Toplumu

neceff | 03 January 2009 21:08

Yan komşumuzun bir seri katil olduğunu kaçımız düşündü? Ya da patronunuzun bir tecavüzcü olduğunu?

Gazetlerin 3. sayfa haberleri değme göre filmlere taş çıkartırken; aynı boyalı basının daha renkli sayfa psikologları aldatma(!) eylemi insanın yasağa, suça olan gizli eğiliminden doğar, diyorlar. Modern suç, şiddet hikayelerinin babası Poe‘ nun platonik aşka yazılan en güzel, en naif şiir Annabel Lee‘ yi yazdığından bir haber..

gri

neceff | 01 January 2009 17:02

1- Gri yalnızlığımı yağmala akşamlarda kırık ev eşyaları bırakarak.
Ezberimdeydi bütün oteller beni ele geçir kalbimin tam çıkmazında…

2- Uusulcana git adımların kadar uzakta sevmeye yeltenme sakın
Aşk kötü kokar henüz işin sonuna gelmeye ramak kalmışken halbuki

3- Her esmer kadın kaç çeşit çıkmaz boş koridordur yekvücut bulutlar kovulunca.
Daha çok soyundum İsa’ dan önce bir tek mor örtülerde o çıktı güverteli oral…

4- Ucube atlar aktılar delişmen kara kıtaya rutubetli ipek yolu erotik saatlerimiz.
Ki şimdi her yağmurun yarısı birkaç adamın yorgunluk gotik bakışları…

uzun

neceff | 30 December 2008 17:31

1- Bir kadın tadı düşünüyorum kafamın içine edip
Ya benimle sevişiyor, ya sokağa çıkıyor günde üç kere

2- Bir kadınla seviştim bende hamile kaldı uzun bir süre
Soytarı memelerle asacaktım kendimi yüksek gerilimli…

3- Aynı yatakta sütten kesilmiş iki tek maymun çalışır
Biraz buruşuk sperm kokusu bu ne çılgın iştir tanrım.

4- Bir müziktir çoğu kere çiftleşmek sayılara edip
Sonra kemanlar susar kadınlar aybaşı vakitleri.

5- Ayrıca erkekler kötü kokar kısa donlarıyla uzun uzun.
Bir kadın kokusu gezdiriyorum dilimim köşesinde…

ruh, çağrılmasa da gelir

neceff | 26 December 2008 18:02

Eski Türk filmlerinin meşur repliğidir; bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla! Buradaki temel felsefe -her ne kadar içkisine ilaç katılıp yatağa atılan çıtırlar bu repliği felsefeden habersiz, bilinçsizce tekrarlasalar da- bedenin geçici, ruhun kalıcı olduğu inancıdır. Evet, beden çürür ölünce, çürür çürümesine de, ruh da uçar. Çünkü ruh uçucudur, varsa eğer! Yer edinmez yeryüzünde. Hacmi de ağırlığı da yoktur ruhun. 21 gram, sadece bir film öyküsüdür.

Ruh, diğer bir deyişle tin, sahip olabilme umudu taşıdığımız son noktadır benliğimizde. O yüzden önemlidir. O yüzden, gerçekten var olup olmadığı umurumuzda değildir. Bedenimizi, bedenimizin tüm gücünü (iş gücünü), yaratıcılığımızı ( düşünme gücümüzü), zamanımızı, sağlığımızı, kısaca her şeyimizi satın alan bir sistemin içinde, ruhumuza sahip çıkma ihtimali, tek umut gibi görünüyor.

SOPHIE MAGDALENA SCHOLL

neceff | 23 December 2008 09:09

Zengin bir Alman ailesinin çocuğu Sophie Scholl… Hitler’in gençlik kamplarında eğitim gördü. Yahudi değil. Polonyalı, Çingene, komünist, sosyalist hiç değil. Sadece gangster olarak gördüğü Nazi Partisi’ne ve onun ırkçı savaş çığlıkları atan devletine karşı. Barıştan yana…

Yeni yetmeliğinde Almanya’da 9-10 Kasım 1938’de Kristallnacht (kristal gecesi) ile Yahudilere yönelik zulme tanık oldu. 7 Kasım günü, ailesine Naziler tarafından işkence edilen 17 yaşındaki Polonyalı bir Yahudi gencin, Paris’teki Alman Büyükelçiliği’ndeki bir görevliyi vurmasının ardından, bu olayı bahane eden Naziler, tüm Almanya çapında Yahudilere yönelik saldırılar düzenlettiler.

YEŞİL IŞIKTA DURAN ADAM

neceff | 15 December 2008 09:16

Ray Caesar 1958 yılında güney Londra’ da dünyaya gelmiş ve şu anda, genç yaşına rağmen geniş bir hayran kitlesine sahip. Yine de hakkındaki bilgiler sınırlı. Resmi web sitesindeki biyografisinde, bir köpek olarak dünyaya geldiğini söylüyor. Kişisel fotoğraflarının tümünde de köpek suratları var! Ailesi, kraliyet ailesi tarafından sürgün edildikten sonra Toronto’ ya yerleşmiş. Ray Caesar buradaki bir çocuk hastanesinde, on yedi yıl boyunca medikal artist olarak çalışmış. Eserlerinde, bu çalışma döneminin etkisini apaçık görmemiz mümkün. Bir röportajında “Çocuklar olmasa içimdeki sanatçıyı hiç kimse ortaya çıkaramazdı” diyerek bunu kendisi de ifade etmiş zaten. Resimlerinin yanı sıra animasyonlarla uğraşmış, sinema ve televizyon için özel efektler hazırlamış. Yıllar sonra film sektöründe yaptığı üç boyutlu çalışmalarından dolayı EMI ödülüne layık görülmüş. Onun hakkındaki bildiklerimiz şimdilik bunlarla sınırlı. Ha, bir de eşiyle on beş yaşında tanışmış ve otuz yıllık evliler…

neceff | 07 December 2008 12:14

Kanı çekilmiş bir kadının karnını yarıyor soğuk bir darbeyle; soldan sağa ya da yukardan aşağı doğru. “Hadi doğur beni yeniden, denizinde sakla erkeğini” diye yineliyor cümlesini. Sahne sonsuz bir duygudan, zifiri bir karanlığa bırakıyor kendini..

Uzun süredir baygın yatıyor olmalıyım. Karnımdaki dikiş izlerinin üzerinde mor renkli dudaklar uçuşuyor. İçte ve dışta yaşıyorum aynı bedeni. İyiden ve kötüden seçilmiş karakterlerin kazanma yarışı yerine herkesi kendi haline; her aşkı kendi rengine bırakıyorum; umursamadan başka tonlarını.