Ray Caesar 1958 yılında güney Londra’ da dünyaya gelmiş ve şu anda, genç yaşına rağmen geniş bir hayran kitlesine sahip. Yine de hakkındaki bilgiler sınırlı. Resmi web sitesindeki biyografisinde, bir köpek olarak dünyaya geldiğini söylüyor. Kişisel fotoğraflarının tümünde de köpek suratları var! Ailesi, kraliyet ailesi tarafından sürgün edildikten sonra Toronto’ ya yerleşmiş. Ray Caesar buradaki bir çocuk hastanesinde, on yedi yıl boyunca medikal artist olarak çalışmış. Eserlerinde, bu çalışma döneminin etkisini apaçık görmemiz mümkün. Bir röportajında “Çocuklar olmasa içimdeki sanatçıyı hiç kimse ortaya çıkaramazdı” diyerek bunu kendisi de ifade etmiş zaten. Resimlerinin yanı sıra animasyonlarla uğraşmış, sinema ve televizyon için özel efektler hazırlamış. Yıllar sonra film sektöründe yaptığı üç boyutlu çalışmalarından dolayı EMI ödülüne layık görülmüş. Onun hakkındaki bildiklerimiz şimdilik bunlarla sınırlı. Ha, bir de eşiyle on beş yaşında tanışmış ve otuz yıllık evliler…

Resimlerini uzun yıllardır dijital teknikle hayata geçiriyor ama onun için fark eden bir şey yok. Airbrush, fotoğraf, heykel, akrilik fark etmiyor; önemli olan üretip üretmemek… Pixelsuregean dergisinde yer alan bir yazıda, resimlerinde karamsar bir hava olduğu iddia edilince, buna şiddetle karşı çıkıyor Caesar: Aslında onlar korkusuz, gizli ve muzırdır. Cennet, bizim görmeyi seçtiğimiz gibidir.Çalışmalarında çoğunlukla çocuksu kadın figürleri kullanan Caesar’ ın kıyafet ve renk seçimi sayesinde yarattığı nostaljik hava, büyük olasılıkla 18. yy. Fransız akımlarından etkilenmesinden kaynaklanıyor. Masumiyetle kirliliği bir arada ele alabilmesi ve böylesine estetik biçimde anlatması, bu iki kavramın arasında yer alan bir köprüde sıkışıp kalmış sanki Caesar. Sanki karşıdan beyaz tenli, küçük omuzlu Caravaggio kadınlarından biri size doğru geliyor, gözlerindeki ışıltıya aldanıp elinizi uzatıyorsunuz ve pençeleri etinizi kesiyor gibi…

Ray Caesar’ ın kendini bir köpek olarak tasvir etmesini ve fotoğraflarında bile kendi yüzünü bir köpek yüzü olarak yansıtmasını hiç yadırgamıyorum. Caesar’ ın yaptığı resimler, dünyaya kendi izini bırakmaya çalışan bir adamın dehşet verici çalışmalarından başka bir şey değil. Hepimiz biliyoruz ki, köpekler de hakimiyet alanlarını belirlemek için her köşe başına işerler!

İnsanlar yanlış yapıyor, kırmızı ışıkta duruyorlar. Halbuki kırmızı hareketin rengidir. Ben yeşilde dururum, kırmızıda geçerim.
Ray Caesar