bildirgec.org

menese

11 yıl önce üye olmuş, 178 yazı yazmış. 38 yorum yazmış.

Pina (2011)

menese | 18 May 2011 17:23

Alman Dans tiyatrosu Tanztheater‘ın anası sayılan, 2009 yılında kaybettiğimiz büyük Alman koreografı ve sanat yönetmeni Pina Bausch için Wim Wenders tarafından çekilmiş bir film Pina..

Usta dansçının belgesel görüntülerinin yanı sıra, Pina’nın eğitiminden geçmiş ve yanında çalışmış eski ya da yeni dansçıların ustalarıyla olan -ilişkileri de dahil- onun hakkındaki görüşleri ve de ‘Tanztheater Wuppertal Pina Bausch’ isimli topluluğun şimdiye kadar sahnelediği bazı eserlerin film için yapılmış yeni yorumları, çok iyi bir kurguyla bir 3D film hâline getirilmiş..

Cherrybomb / Tehlikeli Tutkular (2009)

menese | 04 May 2011 11:44

Alkol ve uyuşturucunun kollarında tam anlamıyla kendini bitirmiş bir zavallı adam olan babasıyla birlikte -paralı ağbinin yardımları sayesinde- yaşamaya çalışan Luke (Robert Sheehan), yakışıklı olduğu kadar -büyüdüğü çevrenin de etkisiyle- kabalıkta ve de asilikte sınır tanımayan genç bir oğlandır..
Bu ‘nahoş’ özellikli arkadaşına karşın Malachy (Rupert Grint), hem derslerinde başarılı olan, hem de henüz başlayan yaz tatilinde bir spor salonunda çalışmaya başlamış, ‘akıllı uslu’ kontenjanından bir diğer oğlandır..

Tasogare Seibei (Alacakaranlık Samurayı)

menese | 29 December 2008 13:52

Ezelden beri çok katı kurallarla çerçevelenmiş olan samuraylık sistemi, 19. Yüzyılın sonlarına doğru, artık son demlerini yaşamaktadır..
Seibei Iguchi (Hiroyuki Sanada), bu sistemin işlediği son feodal köylerden birinde yaşayan; karısını kaybettiğinden, yaşlı ve hasta annesine ve de iki kızına tek başına bakmak zorunda olan, alt kademeden bir samuraydır..
Fakirlik içinde yaşayan, kendine güvensizliğinden dolayı da herkesin küçümsediği, kadınlara özgü olarak görülen işleri yapmaktan çekinmeyen, bu yüzden de, bilhassa bulunduğu ortam sebebiyle de tuhaf görülen bir adamdır o..

Mesai bitimi, her akşam alaca karanlıkta işten çıkıp, diğer samuraylar gibi kafa çekmeye gideceğine, dosdoğru evine gittiğinden, iş arkadaşları ona -biraz da alay etme amaçlı olarak- Tasogare Seibei (Alacakaranlık Samurayı) adını vermişlerdir..

Sıcak

menese | 24 December 2008 16:50

Yusuf (Hazım Körmükçü), batık gemilerin enkazını çıkartan bir firmada çalışmaktadır.. Yeni bir iş üzerine İstanbul’dan Bozcaada’ya doğru arabasıyla giderken, yeni hamile olan karısı Meryem (Ebru Akel)’de yanındadır..

Dalgıçlığı da olan Meryem, hem gittiği yerde spor yapmak, hem de sevgili kocasıyla yolculuk etmek arzusuyla onun peşine takılmıştır..
Karısının bu saf duygularına karşın; insanda, duygusuzluğu adeta üstünden akan biri izlenimi bırakan adam için bu ‘lüzumsuz eşlik’, kendisine ve işine engelden başka bir anlam ifade etmemektedir..
Oysa bu yolculuk, ilişkilerindeki yalanları ya da gerçekleri ortaya koyarken; onların hayatlarını tamamen değiştirebilecek önemde bir takım olaylara da gebedir..

A.R.O.G.

menese | 08 December 2008 15:20

G.O.R.A.filminin sonunda, halıcı Arif ve uzaylı sevgilisi Ceku’yu, maceralı bir yolculuk sonrası dünyaya döndüklerinde, mutluluktan uçarlarken bırakmıştık..
A.R.O.G.‘un başında ise, kahramanlarımızı bebek beklemenin heyecanı içinde görürüz.. Hamile olan sevgili karısının, doğumunu Gora’da yapma arzusu, Arif’e pek de tuhaf gelmeyecektir.. Yol hazırlıklarına başlayan çiftin bu mutlulukları maalesef birilerine batacaktır..

Anadolu’nun havasını solumuş her yurttaşımız gibi, asıl mesleği dışında, gerekli-gereksiz hemen her işin uzmanı olduğundan da gayet emin olan Arif’e bu mutluluğu çok görenler, eski tanıdıklardır: Gora gezegeninde tutuklanmış olarak bıraktığımız ve aklı-fikri hep Ceku’da olan Komutan Logar ve onun bücür yardımcısı Tihulu..

Sınıf (Entre Les Murs)

menese | 01 December 2008 10:08

Aralarında kahramanımız François’nın da bulunduğu öğretmenlerin, öğrenmeye pek niyeti olmayan okul dolusu gence bir şeyler belletmenin mücadelesini verdiği, Fransa’nın Paris varoşlarında bulunan bir lisedeyiz..

Öğrenci çoğunluğunu, dünyanın bazı az gelişmiş ülkelerinden göçmüş, farklı kültür ve etnik kokenlere ait göçmen ailelerin çocuklarının oluşturduğu, az miktarda da ‘gerçek Fransız’ barındıran bu okul, günümüz Fransız toplumunun bir modeli gibidir..

Filmin süresi boyunca seyirciyi de içinde konuk eden bu lisenin bir sınıfında, hem Fransızca, hem de sınıf öğretmeni olan François, her yıl olduğu gibi bu yıl da, görevini, ‘idealist’ denebilecek bir hassasiyetle yapmanın kararlılığı içindedir..

Rüya (Dream / Bi-mong)

menese | 02 November 2008 09:58

Jin, yakışıklı, munis tabiatlı -film boyunca icra ettiği, fakat ne olduğuna dair kesin bir neticeye varamadığım mesleğini düşününce- sanatkar biri olduğuna karar verdiğim, genç bir adamdır..

Bir trafik kazası yaptığını gördüğü, kâbus gibi rüyasından uyanan Jin, kendisine gerçek gibi gelen bu rüyadan etkilenerek, gecenin bir yarısı evinden çıkıp, kazanın olduğu otoyola varır..

Jin’i orada, biraz önce gerçekleşmiş bir trafik kazasının delillerini toplamaya çalışan polisler karşılar..
Kazayı yapan kişi olay yerinden kaçmışsa da, güvenlik kameraları, onun, bir kadın olduğunu tespit etmiştir..

Üç Maymun (eleştiri)

menese | 28 October 2008 09:55

İşadamı ve yaklaşan seçimlerde milletvekili adayı olan Servet, gece vakti, şehirler arası dar bir yolda, arabasıyla ilerlemektedir..

Gözleri uykusuzluktan neredeyse kapanıyor olsa da, tek başına yaptığı bu yolculuğu sürdürmeye kararlıdır..
Bekleneceği üzre, bir süre sonra Servet, kazayı yapmış ve önüne çıkan bir adamı ezmiştir..

Adamın öldüğünü ve başka bir arabanın da olay yerine doğru geldiğini gören Servet; olay duyulursa, adaylığının o anda biteceğini de düşünerek, bir an evvel oradan uzamanın, kendisi açısından daha iyi olacağına karar verir..

Neticede bu bir kazadır ve olan olmuştur.. Şimdi yapması gereken, parasının da yardımıyla bu işten sıyrılmaktır..
Bunun için, hemen aklına gelen kişi, özel şoförü Eyüp’tür.. Hapisteyken maaşının devam edeceğini ve çıktığında da toplu bir para vereceğini vaat ederek, ondan bu olayı üstlenmesini ister..

Lise mezunu ancak üniversite sınavını kazanamamış bir oğlu ve yemek fabrikasında çalışan karısından oluşan bir ailenin reisi olan Eyüp; kabul etmese, büyük ihtimal hazır işinden de olacağını düşünerek, bu ahlaksız teklifi kabul eder ve hapse girer..

Bir yıl kadar sonra hapisten çıkan Eyüp, önünden demiryolunun geçtiği, ayakta durmaya çalışan, köhne evine döndüğünde; kendisinin yokluğunda, aile fertlerinin hal ve gidişinde, büyük değişiklikler olduğunu fark edecektir..

Aşkın Peşinde (Elegy)

menese | 17 October 2008 10:09

Bir Amerikan üniversitesinde profesörlük; radyo ve televizyonlarda da sanat-edebiyat programları yapan, gayet entelektüel bir şahsiyettir David Kepesh (Ben Kingsley)..
Kendisi, yaşlı görünmemek için elinden geleni yapsa da; Amerika’daki durum nedir bilmiyorum ama Türkiye şartlarına göre, emeklilik yaşı gelmiş de geçmiş bir yaşlı adam portresi sunmaktadır..

David Kepesh, karısını ve oğlunu yıllar önce terk etmiş, tek başına yaşadığı evinde kafasını dinleyerek günlerini geçirmektedir..

Kendisi, birlikte spor yaptığı biricik arkadaşı George (Dennis Hopper)’la, arada bir gittikleri kafede ya da hamamda, “kızlar-hayat-kızlar” konulu felsefi sohbetler yapmakta; belli aralıklarla evine gelen, işi bitikten sonra da hemen giden, Caroline (Patricia Clarkson) adlı, orta yaşlı kadın arkadaşıyla da -muntazam olarak- sevişmektedir..

Tek problemi; babası tarafından, küçük yaşta terk edilmeyi içine sindirememiş; bunun olumsuz izlerini de ruhunda taşıdığı hemen belli olan, doktor oğlunun, bazen ortaya çıkıp, başına ekşimesinden ibarettir..

Eee.. “İnsanoğluna rahat batar” diye boşuna söylememişler.. Andropoz mu dersiniz, yoksa, ‘Yaşlı Erkek Sendromu’ mu?. Karizmatik profesörümüz ‘ahu gözlü’ genç bir kızla, Consuela Castillo (Penélope Cruz)’la tanışır ve o an, hayatının rotasını şaşırır..

Vicdan

menese | 13 October 2008 16:28

Mahmut (Murat Han), karısı Songül’le bir kiremit fabrikasında işçi olarak çalışan, boylu poslu, yakışıklı genç bir adamdır.. Sıradan bir işçinin günlük yaşam rutininin dışına çıkan hallerine, bir küçük kasaba standartını aşan eğlenme şekline falan bakınca; Mahmut’un, bulunduğu iş ve hayat konumundan memnun olmadığı, buradan kurtulmanın planları içinde olduğu anlaşılmaktadır..

Bir markette kasiyer olarak çalışan Aydanur (Nurgül Yeşilçay), gölge attırılmış saçları ve güzelliğini bütün cömertliğiyle ortaya koyan rahat kıyafetleriyle; içinde bulunduğu kasabanın şartlarıyla yetinebilecek bir bekar kız profili çizmemektedir..
Aydanur’a tam anlamıyla, Mahmut’un dişi hali denebilir; zaten, o da hemen ruh ikizini bulmuş; çocukluk arkadaşı Songül’e rağmen, Mahmut’la sevgili hayatı yaşamakta bir mahzur görmemiştir..