bildirgec.org

Sıcak

menese | 24 December 2008 16:50

Yusuf (Hazım Körmükçü), batık gemilerin enkazını çıkartan bir firmada çalışmaktadır.. Yeni bir iş üzerine İstanbul’dan Bozcaada’ya doğru arabasıyla giderken, yeni hamile olan karısı Meryem (Ebru Akel)’de yanındadır..Dalgıçlığı da olan Meryem, hem gittiği yerde spor yapmak, hem de sevgili kocasıyla yolculuk etmek arzusuyla onun peşine takılmıştır..Karısının bu saf duygularına karşın; insanda, duygusuzluğu adeta üstünden akan biri izlenimi bırakan adam için bu ‘lüzumsuz eşlik’, kendisine ve işine engelden başka bir anlam ifade etmemektedir..Oysa bu yolculuk, ilişkilerindeki yalanları ya da gerçekleri ortaya koyarken; onların hayatlarını tamamen değiştirebilecek önemde bir takım olaylara da gebedir..Daha adaya varmadan, adamın hayatında başka bir kadın olduğunu, karısı gibi ona da hiç değer vermediğini; bu bencil adamın, insani ilişkilerini hep yalanlar üzerine inşa ettiğini anlarız.. Karısının bu ‘ikinci kadın’ olayından haberi yoktur ama hiçbir gerçek sonsuza kadar da gizli kalamaz derler..Biz bu ikiliden önce adaya varır ve biricik karısını bir zamanlar denizde yitirmiş ve de pişmanlıkla karışık derin acısını içine gömmüş Niko Kazancı (Cem Özer)’yla tanışırız..
Harap görünümlü küçük evinde tek başına yaşayan; geçimini denizden, dalgıçlık ve balıkçılık yaparak sağlayan, ellisine gelmiş bu adam, bir süredir kendisiyle arkadaşlık kurduğu, askerliğini adada yapmakta olan Adem (Gürgen Öz) ile sohbet etmektedir..
Adem, resmi nikahlı olmadığı bir kadına ve küçük bir oğula sahiptir ve de bu genç adam, onların bugün kendisini ziyaretine gelecek olmalarından dolayı pek heyecanlıdır..Oysa, mevcut durumlarında bir istikbal göremeyen ve başka bir adamla da evlenmeyi kararlaştırmış kadının, bugün oğluyla adaya gelişinin aslında bir veda ziyareti olduğunu, zavallı asker, akşam onlar oradan ayrıldığında öğrenecektir..Sakin adanın sakin havası, göğün kararmasıyla iyice döner; çok şiddetli bir yağmur adeta adayı dövmektedir..Durumu öğrenen Adem, deliye dönmüştür; onu orada bırakıp kaçan ‘ailesini’ yakalamak için nöbet yerinden, tüfeğiyle birlikte firar eder.. Bir adadan, bir asker olarak, hem de böyle bir havada ayrılmak kolay değildir elbet; can havliyle çırpınırken, bir yandan da can dostu Niko’ya cepten ulaşmaya çabalar.. Maalesef başarılı olamayacaktır..Niko’nun da olaya teğet geçtiğini unutmadan- adaya yeni vasıl olmuş karı-koca ve bu bahtsız askerin kaderleri bu adada kesişmiştir bir defa..

İbrahim Altun‘un aynı adlı romanınından uyarlanan Sıcak; suç, vicdan ve kader kavramlarını işleyen polisiye ağırlıklı, karanlık bir drama..Ancak film, bu özellikleri içeren bir ortamın atmosferini yaratamayan; bir suç hikayesine sahip olduğu halde, mevcut entrikalarla bir gerilim de oluşturamayan oldukça zayıf bir yapım olarak göründü bana..Yönetmen Abdullah Oğuz, bir önceki filmi Mutluluk‘ta da pek başarılı değildi aslında; ama bol ayrıntılı ve geniş kapsamlı o güzel senaryodan kötü bir film yapmak, kolay bir iş değildi doğrusu.. Aynen, Sıcak‘ın, oldukça sıradan ve yetersiz senaryosundan iyi bir film çıkarmanın zor olması gibi..

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

sıcak

schizophrenia-hafif | 17 July 2002 02:38

hava hakimdi bütün gün ve neredeyse bütün gece.gündüz yaz okulunun verdiği sıkıntıyla gittim okula.zaten ilk dersten sonrada terk ettim okulu.daha sonra yemek falan işte…akşam bir pubta takılalım dedik.öylede oldu.çevreme bakınca birden kendimi model ajansında falan sandım.insanlar şık, yakışıklı, güzel, bakımlı, bakınalısı. . .kendime baktım sonra, sonrada birama.(carlsberg soğuk olunca idare eder oluyor)kafamdan never finding kelimelerini barındıran bir şarkı dönüyor yarın gene derse gitmek zorunluluğuyla.

yorumlar

oky | 17 July 2002 04:12

..yaz okuluna gitçektim. elimde tenis raketi gittim. iptal edilmiş. öylecene hevesim kursağımda kaldı. tabi senin söz ettiğin farklı bi yaz okulu olabilir. benimkisi küçüklerin gittiği spor okullarından biriydi. bu arada efesin üstüne bira tanımam. çünkü ondan başka pek içmedim. öhöh.

animae | 17 July 2002 16:50

yaz okulundayım. kesinlikle ve kesinlikle sıkılıyorum.. üstelik de sıkılmak için hiçbi neden yokken, yoksa…?

apocalytica romance dinlemek istiyorum, hem de hemeeeeeeeeeeennn.

yeniRakı | 17 July 2002 18:00

kadar sıkıcı bi şey var mı acaba? sıcak bi yandan hoca bi yandan. bide koca dönem boyunca işlenen konuları sıkıştır bi kaç haftaya sonrada anlamamazı bekle. e zaten dönem içinde anlasaydım zibil gibi konuyu benim yaz okulunda işim ne ki? ayrıca efes bu aralar bozuldu be…

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.