Mahmut (Murat Han), karısı Songül’le bir kiremit fabrikasında işçi olarak çalışan, boylu poslu, yakışıklı genç bir adamdır.. Sıradan bir işçinin günlük yaşam rutininin dışına çıkan hallerine, bir küçük kasaba standartını aşan eğlenme şekline falan bakınca; Mahmut’un, bulunduğu iş ve hayat konumundan memnun olmadığı, buradan kurtulmanın planları içinde olduğu anlaşılmaktadır..Bir markette kasiyer olarak çalışan Aydanur (Nurgül Yeşilçay), gölge attırılmış saçları ve güzelliğini bütün cömertliğiyle ortaya koyan rahat kıyafetleriyle; içinde bulunduğu kasabanın şartlarıyla yetinebilecek bir bekar kız profili çizmemektedir..Aydanur’a tam anlamıyla, Mahmut’un dişi hali denebilir; zaten, o da hemen ruh ikizini bulmuş; çocukluk arkadaşı Songül’e rağmen, Mahmut’la sevgili hayatı yaşamakta bir mahzur görmemiştir..Songül (Tülin Özen) ise, ne kocasına, ne de arkadaşı Aydanur’a benzemektedir.. Gerçi, ‘etki altında’ kalarak -bi ara- onlara benzemeye başlar gibi olmuştur; ama bu zorlama dönem, gerçekte, tamamen bir ‘kocadan öc alma’ girişimi olup, bir süreklilik arz etmeyecektir..Songül -aslında-, küçük bir evde/dünyada mutlu olabilecek; gözü, kocası ve çocuklarından başkasını görmeyecek bir kadındır.. Varsa eğer- tek günahı, ‘yanlış’ bir adamla olan bu evliliğidir..

Yeryüzünde yaşayan çoğu insan gibi- arzuladığı bir hayatı, kendine uyabilecek ‘ideal’ kişilerle birlikte oluşturmaya -umutla ya da umarsızca- çalışan bu üç genç insan, bu, en başından mağlup çıktıkları hayat yolunda, ne kadar başarılı olabileceklerdir?.

Hakkari’de Bir Mevsim ve Bereketli Topraklar Üzerinde gibi önemli filmleriyle tanınan, Türk sinemasının kıdemli yönetmenlerinden Erden Kıral‘ın, şahsen, kendisinden beklemeyeceğim derecede genç ve dinamik sinema anlayışıyla yapılmış bu yeni filmi, beni -naçizane- pek şaşırttı..Yerli, yersiz zamanlarda yapılan, pek olmamış ‘geçişler’ ve bazı devamlılık hataları, bana, eksik tarafları olarak görünse de; bu haftanın tavsiye edebileceğim filmlerinden biri, Vicdan..