bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Sınır(da) – Frontier(s)

menese | 13 June 2008 14:51

Oysa film ne kadar da etkileyici bir başlangıç yapmıştı..
Karnındaki ceninin ultrason görüntülerine sesiyle eşlik eden genç ama yoksul bir kadının sitem dolu sözlerini işitiriz ilk önce.
Daha sonra da televizyon haber filmlerinin büyütülmüş kadrajlarından mamul, çizgili ve grenli görüntüler üzerine bindirilmiş, belirip, kaybolan isimlerle oluşturulmuş başarılı bir jenerik perdede akmaktadır.
Haber görüntüleri, Fransa’ da örneklerine oldukça sık rastladığımız ‘varoşlarda isyan’ havasındaki sokak gösterilerinden, yani, en son 1 Mayıs’ ı idrak etmiş biz İstanbullulara hiç de yabancı gelmeyen, gösterici-polis çatışmalarının genel enstantanelerinden ibarettir.

Hakkında fazlaca bilgim olmasa da bir korku filmi izleyeceğimi biliyordum elbette. Lakin, bu etkili görüntüler, filmle ilgili beklentilerimi ikiye katlamıştı.
Jeneriğin sonunda bu genel ve flu görüntüler aniden kesilip, filme özel, net görüntüler perdeye yansıdığında, şöyle, sosyal ve politik meselelerin de içinden geçtiği, korku ve de gerilimin doruğa ulaştığı bir film izlemeye kendimi hazırlamak üzere, koltuğuma iyice bir yayıldım.

The Godfather’dan Unutulmaz Replikler

chikusho | 13 June 2008 10:06

The Godfather (1972)
The Godfather (1972)

Imdb okuyucularının oylarıyla belirlenen En İyi 250 Film Listesi‘nde uzun zamandır en iyi film ünvanını kimseye kaptırmayan ve Baba serisinin ilk filmi olan The Godfather’dan unutulmayan diyaloglar;

[kendi kendine konuşarak söyleyeceklerinin provasını yapar]

Luca Brasi: Don Corleone, kızının düğününe beni de çağırman benim için büyük bir şeref. Umarım ilk çocukları erkek gibi erkek olur.
——————————-
Calo: Sicilya’da, kadınlar tabancadan bile tehlikelidir.
——————————
Don Corleone: Ailenle vakit geçiriyor musun? Güzel. Ailesiyle vakit geçirmeyen bir adam asla gerçek bir adam olamaz.
—————————–
Don Corleone: Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
—————————–
Clemenza: Tamam, diyelim ki ikisini de vurdun. Sonra ne yapacaksın?
Micheal: Oturup yemeğimi bitireceğim.

Amadeus (1984)

absynthe | 12 June 2008 17:25

Milos Forman‘ın yönettiği 1984 tarihli bol Oscar’lı film Amadeus, Antonio Salieri ve Wolfgang Amadeus Mozart‘ın hayatlarını anlatıyor. Daha 5 yaşındayken saraylarda konserler veren Mozart’a özenen Salieri, günün birinde çok büyük bir müzisyen olmak ister. Tanrıya bunun için yalvarır, karşılığında ona hep sadık kalacağına ve bekaretini koruyacağına söz verir. Sözünde de durur ve nihayet Viyana saray bestecisi olur. Rüyasının gerçekleştiğini düşünen Salieri için herşey yolunda gitmektedir, ta ki Mozart Viyana’ya gelene kadar.
Kurgusu tarihsel verilerle çok uyuşmadığından eleştiriler almış olsa da, oyunculuk, müzik ve yönetmenlik açısından mükemmel, kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

Kemal Sunal: Sakar Şakir

mTanriverdi | 12 June 2008 17:11

Sakar Şakir
Sakar Şakir

Kemal Sunal’dan kahkahalarla dolu bir film Sakar Şakir. Bulunduğu kasabada sakarlığıyla etrafındakileri bıktıran sakar Şakir, aldığı telgrafla stanbulda’da ölen amcasından miras kaldığını öğrenir. Mirası almak için İstanbul yollarına düşen sakar şakir yolda bin bir türlü sorunla karşılaşır ve komedi burada başlar.
Oyuncular: Sakar Şakir (Kemal Sunal), Haci Şen (Ali Şen), Fatma Şen (Adile Naşit), Gardırop Fuat (Ünal Gürel) ve yönetmenliğini Natuk Baytar yapmıştır.

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

fckmeimfamous | 12 June 2008 15:41

Arıza filmlerin yönetmeni Michel Gondry‘nin üçüncü filmi “Eternal Sunshine of the Spotless Mind“, modern zamanın bilimkurgu’dan uzak bir bilimkurgu ve “You can erase someone from your mind. Getting them out of your heart is another story” (birini aklından silebilirsin ama kalbinden silmek başka hikaye) mottosuyla da dibine kadar bir aşk filmi. İkisinin nasıl biraraya geldiğini sormayın, filmi izleyin yeter.
Jim Carrey, Kate Winslet, Tom Wilkinson, Kirsten Dunst, Elijah Wood ve Mark Ruffalo‘yu kadrosunda barındıran film, Joel Barish‘in “ufacık bir işaret gördüğü her kadına aşık olan adam” Clementine Krucinzsky‘ye aşkını anlatıyor.
Clementine ile mutlu bir beraberliği olan Joel, ilişkisinin artık “sıkıcı çiftlerin ilişkilerine” benzediğini görür ve ilişki de kötüye gitmeye başlar. Son noktasında Clementine Joel’u terkeder ve Joel’a dair hafızasında ne varsa sildirir.

Ölüm Oyunu: Battle Royal

heavybear | 12 June 2008 12:42

42 öğrenci, bir ada ve 3 gün boyunca sürecek bir oyun… Bu oyunu tek bir kişi kazanacak, ödülü ise yaşamak olacak. Battle Royal, 1999 yılında Japon yazar Koushun Takami tarafından yazılan Kinji Fukasaku tarafından yönetmenliği yapılan bir roman uyarlamasıdır. Ayrıca bu uyarlamanın 15 bölümlük bir manga serisi geçmişi de bulunuyor. Japonya’da şiddet eğilimi olan gençlerin artması, hem bu olayların önüne geçilememesi hem de halkın bu durumdan yeterince korkması sonucu, hükümet Battle Roya isimli bir kanun çıkartır. Kanun çerçevesinde her sene rastgele seçilen sınıf bir adaya götürülür ve o ada içerisinde kanunu uygulamaları istenir :”Yaşamak için herkesi öldür.”

Donnie Brasco (Köstebek)

queennothing | 12 June 2008 10:18

Benjamin ‘Lefty’ Ruggiero, 1978 yılında New York’ta Sonny Black’in liderliğini yaptığı bir mafya örgütünün üyesi. FBI, bu örgütü dağıtmak; suçluları tutuklamak için içlerinden bir ajanı örgüte sızdırır.
Örgüte sızan ajan Joe Pistone, artık “Donnie Brasco” adını almıştır. Lefty ile dostluk kuran Donnie, artık örgütün güvenilir bir üyesi olmuştur. Görevi gereği ailesinden ayrı yaşayan Donnie’nin karısı Maggie ve üç kızıyla olan ilişkisi iyice çıkmaza sürüklenecektir. Terfi etmek isteyen Lefty, örgütün ‘raconunu’ bütünüyle bilmesine karşın ‘saflığı’ nedeniyle bir türlü istediği yere gelememiştir. Bu Lefty’yi üzerken, bir taraftan da ‘bu işleri bırakıp kaçma’ fikri hep aklındadır.

Donnie’nin Lefty’ye verdiği değer, Lefty’nin de görevinin bir parçası; yani “kobay” olduğunu unutturunca FBI başkanları ona görevini hatırlatmak zorunda kalır.
1997 yılında Mike Newell’in yönetmenlik yaptığı bu film, gerçekten yaşanmıştır. Joseph D. Pistone ve Richard Woodley, bu olayı kitap haline getirdiler; “Donnie Brasco: My Undercover Life in the Mafia“. Film de, bu kitaptan uyarlandı.

Maltepe Üniversitesi Öğrenci Filmleri Yarışması

cemazulevvel | 11 June 2008 17:59

Maltepe Üniversitesinin bu sene 6. sını düzenlediği Üniversiteler Arası Öğrenci Filmleri yarışması için son başvuru tarihi 18 Ekim 2008 Cuma günü… Yarışmada para ödülü de var,
Buna göre
1. lik ödülü, 3000 YTL
2. lik ödülü, 2000 YTL
3. lük ödülü ise 1000 YTL olarak belirlenmiş.
Yarışma bütün önlisans, lisans ya da yüksek lisans öğrencilerine açık. Her ne kadar son dönemlerde, özellikle sinema dalındaki yarışmalarda bir artış gözlendiyse de üniversitelerin düzenlediklerini ayrı tutmak gerekiyor. Kendi bünyesinde de Sinema ve Televizyon alanlarında eğitim veren bölümleri bulunan Maltepe Üniversitesi’nin düzenlediği bu yarışma katılımcılar açısından önemli bir deneyim oluşturacağa benzer…
Daha ayrıntılı bilgilere buradanulaşılabilinir.

Lorenzo’s Oil

bLackie | 11 June 2008 12:46

Augusto Odone ve Michaela Odone çifti, çocuklarında beliren garipliklerden şüphe duymaktadırlar. Doktora gittiklerinde ise bir felaketle karşılaşırlar. Oğulları Lorenzo’ya genetik piyango vurmuştur. 5 yaşındaki çocuklarına konulan ADL (genetik mutasyon sonucu nörolojik sistemin çökmesi) hastalığı teşhisi ve biçilen 2-3 yıl ömür karşısında Odone çifti amansız bir mücadeleye girer. Doktorların, bilimadamlarının, destek gruplarının tüm cesaretlerini kırmalarına rağmen tıp konusunda hiçbir bilgisi olmayan Odone çifti çocuklarını yaşatmak için kararlıdırlar.
Tamamen gerçek bir hikayeden alınan 1992 yapımı bu filmi George Miller yönetiyor. Nick Nolte ve bu film ile oscar adayı olan Susan Sarandon‘un muhteşem performansları görülmeye değer.

Casino (1995)

agurbuz | 11 June 2008 10:09

Casino
Casino

Casino (1995) Kumar, Mafya ve şekillendirdiği hayatları irdeleyen ve boşroldeki üçlü nedeniyle (özellikle Sharon Stone) kaçırılmaması gereken bir film.

Ace Rothstein (Robert De Niro), iyi bir kumarbaz ve kumarhane işletmecisidir. İşi ise, görünmek istemeyen patronlarının emanet ettiği kumarhaneyi yönetmek ve daha çok kazandırmaktır. Sicili sebebiyle kumarhane işletmecisi olamadığından müdür sıfatıyla bu işleri yürütmektedir. Patronları, kumarhanenin ve Ace’in tepki çekmesi üzerine işlerinde yardım etmesi ve güvenliği sağlaması için eski dostu Nicky’i (Joe Pesci) gönderirler.