bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

A Bronx Tale (1993)

heavybear | 08 September 2009 14:49

Yönetmen: Robert De Niro
Senaryo Yazarı: Chazz Palminteri

Oyuncular:
Robert De Niro – Lorenzo
Chazz Palminteri – Sonny
Joe Pesci – Carmine
Lillo Brancato – Calogero ‘C’ Anello (17 yaşında)
Francis Capra – Calogero ‘C’ Anello (9 yaşında)

Bronx Sokaklarında otobüs şoförlüğü yapan Lorenzo, küçük oğlu Calogero’yu iyi yetiştirme ve yaşadığı yerdeki tüm kötü şeylerden uzak tutma çabasındadır. Küçük Calogero ise evlerinin yanında bulunan barın sahibi ganster Sonny’i izleyerek ona özenmektedir.

Bir gün sokaklarında Sonny’nin de karıştığı bir cinayete Calegero da şahit olmuştur ve polis onun bu olayı kimin yaptığı hakkında şahitlik yapmasını ister. Ancak küçük Calogero, Sonny’i bu olayın içinde olmadığını söyleyerek teşhis etmeyi reddedince Sonny onu kendi oğlu gibi koruma altına alacaktır. Bu durum o büyüdüğünde de devam edecektir. Calogero ise zaman zaman yaşanan olaylar yüzünden bir tarafta Sonny diğer tarafta babası olduğundan arada kalacaktır.

The Last House on the Left (2009)

turictanyel1 | 08 September 2009 12:04

Gerilim sinema türünde takdire şayan yönetmenler çok azdır. Özellikle filmi izlerken, gidişatı tam arzu ettiğiniz gibi yaratmamaları sinir bozucu olur. İşte yunanlı yönetmen Dennis Iliadis‘ın çektiği ikinci film olmasına rağmen’The house on the left‘ filmi tabuları yıkmış, iyilerin kaçmadığı kötülerin korkmaya başladığı, kovalandığı bir film olmuş. Moral bozuculuktan çok, film esnasında tezahurat yapmanızı bile sağlayabilecek, motive edebilecek hala gelmiş nadir flimlerden olmuş. Gerçekçiliği konusunda ise lafa gerek bile yok. Takenadlı filmi beğenenler, izlerken yaşadıkları hayranlığı bu filmde yaşayacaklar.

So Close – Büyük Takip (2002)

teknoim | 08 September 2009 09:59

So Close Büyük Takip 2002

Her yönden gerçekten eğlenceli bir film olduğunu söylemekle başlayacağım yazıma. Çünkü bu filmi en az 4 kere izledim. Filmi bir kategoriye sığdırmak mümkün değil sanırım. Aksiyon, gerilim, dram, yer yer komedi ve romantizm bu filmin kategorileri. Fakat film genel olarak aksiyonla dolu.
Filmin yönetmeni Corey Yuen, senaryo ise Jeffrey Lau tarafından hazırlanmış. Yapımcısı ise Po Chu Chui.
Filmi özetleyeyim biraz. Öncelikle iki kız kardeş; büyüğü Lynn, küçük olan ise Sue. Babaları harika bir program üzerinde yıllarca çalışmış. Bu program ile dünyanın her yerini izleyebiliyorsunuz. Diğer bilgisayarlara girebiliyorsunuz. Babaları eskiden ölmüş, o kısmı tam olarak göremiyoruz. Yalnızca filmin bir kısmında geçiyor sadece. Lynn ve Sue uzak doğu dövüşlerini öğrenmiş ve babalarının bu programı sayesinde para kazanmaktadırlar. Bir şirket kendi içersindeki taht kavgası yüzünden Lynn ve Sue ile çalışır.

Mars Attacks! (1996)

queennothing | 07 September 2009 17:45

Yaratıcı yönetmen Tim Burton‘ın yönetmenliğini yaptığı 1996 çıkışlı “Mars Attacks!“, 3 Oscarlı aktör Jack Nicholson, Amerikalı aktris Glenn Close, Sarah Jessica Parker, Natalie Portman, İrlandalı aktör Pierce Brosnan, Martin Short, Michael J. Fox, Anette Bening, Pam Grier, Danny DeVito, Jim Brown, Rod Steiger gibi isimleri bünyesinde barındırıyor.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı James Dale, halka yaptığı özel açıklamada, ülkeye Marslılar’ın geleceğini duyurur. Tüm ülke, bu tarihi olayın gerçekleşeceği günü heyecanla ve büyük bir misafirperverlikle beklemektedir. Gün gelir ve Nevada Çölü, gönüllü askerler, basın ve Başkan’ın sözcüleriyle birlikte Marslılar’ı bekleme alanına dönüşür.

Sualtı fotoğraf stüdyoları: Yıldızlar büyük tank içinde

turictanyel1 | 07 September 2009 16:32

Pinewood Studyolarında reklam, klip ve çeşitli televizyon şovları için kullanılan devasal su tankı bir çeşit film seti olarak kullanılıyormuş ve 1.2 milyon litre su hacmine sahipmiş. Boat That Rocke , Bourne Ultimatum, Atonement, Elizabethve Casino Royale gibi filmlere ev sahipliği yapmış.

Oyuncuların komforu içinse suyun sıcaklığı her zaman 32 derece civarında tutuluyormuş.
Keira Knightley, Myleene Klass, Sharon Stone ve Matt Lucas gibi oyuncuların bu tank içinde vermiş olduğu pozlardan bazıları:

Julie & Julia (2009)

nonige | 07 September 2009 13:43

2009
2009

Meryl Streep, perdede pek çok çeşnide ve tonda karakteri başarıyla giyinmiş bir oyuncu… Ona bu şık rolleri getiren ise kumaşı iyi filmleri bulmadaki marifetidir. Bunun için izlediği yol ise basit: Edebiyat uyarlamaları… Filmin yönetmeni olan Nora Ephron aynı zamanda filmin senaryosunu kaleme almıştır. Nora Ephron, Julie Powell‘ın “Julie and Julia” ve Julia Child ‘ın Alex Prud’homme ile yazdığı “My life in France ” adlı kitaplarını harmanlayarak yaratmıştır.
İki gerçek hikaye filme yedirilmiş.. Hikaye içersinde hikaye anlatılmıştır..
Julia Child; amerikan yemek tarzını sonsuza dek değiştiren kadın olarak biliniyor. 1950’li yıllarda Fransa’da yaşayan bir Amerikalıydı.
Julie Powell ise Julia Child’dan elli yıl sonra Fransız yemek sanatında uzmanlaşmak adlı kitaptaki 524 tarifin tamamını bir yılda pişirmeye ve bu esnada kazandığı tüm deneyimlerini bir blogda toplamaya kalkan kadındır.
Doubt ta çok iyi paslaşan iki yetenek; bu filmde yine eleledir: Julia Child rolünde Meryl Streep ve Julie Powell rolünde Amy Adams..
Bir komedi filmi olan Julie & Julia gülümseyerek şunu söylemeye çabalamaktadır:Tutku ve cesaret ile hiçbir şey imkansız değildir!

A Good Woman (2004)

queennothing | 07 September 2009 10:10

Oscar Wilde‘ın oyunundan Howard Himelstein tarafından senaryolaştırılan ve İngiliz yönetmen Mike Barker tarafından çekilen, 2004 yapımı dönem filmi “A Good Woman“, izleyenleri 1930lu yılların zengin ve soylu bir ailesine aniden giren güzel ve olgun bir kadının bol dedikodulu hikayesine, İngiltere’ye götürüyor.
Filmde Helen Hunt, Scarlett Johansson ve Mark Umbers‘in yanısıra Tom Wilkinson ve Giorgia Massetti de yer alıyor.
Meg, 20 yaşında güzel ve asil bir kızdır. Zengin bir ailenin oğlu olan Robert Windemere ile evli olan Meg, küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Kocası ile yeni bir eve taşınan genç Meg, kasaba halkının adından çokça baahsettiği Bayan Erlynne ile tanışma fırsatı bulur. Erlynne, 40 yaşına yakın olmasına rağmen oldukça güzel ve çekici bir kadındır ve bu yüzden, bulunduğu yerdeki erkeklerin dikkatini çekmektedir.

Night at the museum (2006)

turictanyel1 | 06 September 2009 17:11

Günü kurtarmak için keyifli bir film olan Müzede Bir Gece, çok büyük beklentiler içinde olmayan filmseverlerin bir zamanlar hayranlık yaratan, hatırladıkça da bir daha izleme isteği uyandıran Jumanji filmiyle olan benzer yanı ile dikkat çekiyor. Jumanji filmine adını veren söz konusu oyunu oynayınca karakter ve olayların canlandığını ve oyuncuların aniden bulundukları durumdan kurtulmak için işi ciddiye alıp oyun için oyun oynamaya devam ettiklerini hatırlarsınız. Night at the Museum filminde de aynı durum söz konusudur.

Ansikte mot Ansikte (1976)

queennothing | 06 September 2009 15:02

İsveç Sineması ele alınınca akla gelen ilk isim olan Ingmar Bergman, 1976 yılında hem senaryosunu yazıp, hem yönetmenliğini yaptığı “Ansikte mot Ansikte” (Face to Face / Yüz Yüze), yine bir Bergman klasiğini gerçekleştirerek, Liv Ullmann‘ı baştacı ediyor.
Jenny, kocasının Amerika’ya gitmesi üzerine büyükannesi ve hasta büyükbabasının evine gelir. Uzun zamandır torunları Jenny’yi görmeyen iki ihtiyar, bir ay sürecek olan bu ziyarete çok sevinirler. Büyük bir hastahanede, izine çıkan doktorların yerine bakarak geçimini sağlayan Jenny, kendisiyle aynı hastahanede çalışan arkadaşının eski karısının verdiği partiye davet edilir.
Partiye katılan Jenny, oda bulunan genç erkeklerin arasında kendini yalnız hisseder, fakat kendisi gibi doktor olan Tomas, genç kadını bu yalnızlık hissinden kurtarır.

Zamanla iyice yakınlaşan Jenny ve Tomas, gecenin geç saatlerine kadar alkol eşliğinde zaman geçirirler. Jenny’ye karşı özel bir yakınlık hisseden Tomas, gnç kadının uyku hapı aldığı bir gecede, ani ayılışına ve güçlü sinir krizine tanık olur. Kendinden geçen Jenny, kişiliğiyle ve geçmişiyle hesaplaşmaya başlar. Genç kadını kendi haline bırakan Tomas, Jenny’nin yalnızlık hissine ilaç olmaya çalışır.

Sinemada Bu Hafta – Hayatın Tuzu

cevahirrr | 06 September 2009 12:06

4 Eylül’de vizyona giren Hayatın Tuzu filminin yönetmenliğini genellikle TV film ve dizilerindeki çalışmalarıyla tanınan Murat Düzgünoğlu yapıyor. 98 dakikalık bu dram öyküsünün senaryosu ise Ender Özkahraman’ın elinden çıkmış. Filmin tüm çekimleri Bitlis’te gerçekleştirilmiş ve yine ana temasını da Bitlis’teki bir aile oluşturmuş.
Filmin özeti ise şöyle; Medine (Güzin Çorağan) 60’lı yaşlarını yaşayan dul bir kadındır. Oğullarından biri olan Şehsuvar (Levent Ülgen), Bitlis’te bir camide imamdır. Sırrı (Bülent Düzgünoğlu) ise tütün fabrikasında çalışmaktadır. Meryem (Asiye Dinçsoy) de üniversiteli olabilmek için dershaneye giden bir öğrencidir. Medine’nin diğer bir çocuğu olan, İstanbul’da yaşayan ve korsan cd satışı yapan Harun’un (Kanbolat Görkem Arslan) Bitlis’e dönmesiyle yeni sorunlar baş gösterir.