İsveç Sineması ele alınınca akla gelen ilk isim olan Ingmar Bergman, 1976 yılında hem senaryosunu yazıp, hem yönetmenliğini yaptığı “Ansikte mot Ansikte” (Face to Face / Yüz Yüze), yine bir Bergman klasiğini gerçekleştirerek, Liv Ullmann‘ı baştacı ediyor.Jenny, kocasının Amerika’ya gitmesi üzerine büyükannesi ve hasta büyükbabasının evine gelir. Uzun zamandır torunları Jenny’yi görmeyen iki ihtiyar, bir ay sürecek olan bu ziyarete çok sevinirler. Büyük bir hastahanede, izine çıkan doktorların yerine bakarak geçimini sağlayan Jenny, kendisiyle aynı hastahanede çalışan arkadaşının eski karısının verdiği partiye davet edilir.Partiye katılan Jenny, oda bulunan genç erkeklerin arasında kendini yalnız hisseder, fakat kendisi gibi doktor olan Tomas, genç kadını bu yalnızlık hissinden kurtarır.Zamanla iyice yakınlaşan Jenny ve Tomas, gecenin geç saatlerine kadar alkol eşliğinde zaman geçirirler. Jenny’ye karşı özel bir yakınlık hisseden Tomas, gnç kadının uyku hapı aldığı bir gecede, ani ayılışına ve güçlü sinir krizine tanık olur. Kendinden geçen Jenny, kişiliğiyle ve geçmişiyle hesaplaşmaya başlar. Genç kadını kendi haline bırakan Tomas, Jenny’nin yalnızlık hissine ilaç olmaya çalışır.

Açığa çıkan krizler, Jenny’nin kabus dolu geceler geçirmesine neden olur. Bu kabuslar, Jenny henüz küçük bir çocukken, annesi ve büyükannesinin muhafazakar tavırları ve bağırışların hiç eksik olmadığı evlerini kapsıyordu.Psikolojik bunalıma giren Jenny, hissettiği derin yalnızlığı ve kabuslarına ters düşen gerçek hayatı, geçmişiyle bulandırıp ‘normal yaşamı’ndan tamamen uzaklaşmaktadır. Bu zamanlarında, genç kadına destek veren Tomas, O’nu anlayan tek kişi olacaktır.’En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adayı olan filmde, Erland Josephson, Gunnar Björnstrand ve Aino Taube de yer alıyor.