Eskitilmiş yaşamlar üzerine
(Yıpranmış bir sürü elbise gibi, bir zamanlar kullanıp da kıyamayıp bir kenara attığımız eşyalara benzeyen, biriktirdiğimiz bir çok şey var yaşamda… Ağırlığını üzerimizde taşıdığımız bir çok yük oluyor çoğu zaman eskittiğimiz yaşamımız… Yaşamın her anı, dakikası, eski bir film karesinden çıkmış gibi siyaha ve beyaza döndürmekten başka bir renge sığdırılamayan küçük şeritler halinde gözümüzün önünden gitmeyen anılar, yaşanılmışlıklar, yaşanılmamış, yaşanılası günler olarak geçip gidiyor önümüzden… Eskiyen sadece anılar değil, sanırım düşleri de eskittik, zamana yenildi düşlerimiz… Bir çok sabahın akşamına saklandı gitti hep yarına, yarına deyip ertelelenerek, eskittik yarınlarımızı da şimdiden…