bildirgec.org

yazar hakkında tüm yazılar

Klasik Daktilo Müzesi

zabun | 28 June 2006 09:10

Yerlerine kullanılabilecek bilgisayarlar ve elektrikli torunları olmasına rağmen, klasik emektar daktiloları halen severek kullanan yazarlar var. Belki klasik daktiloların tuş sesleri, yazı yazmak için uygun şartlanmayı sağlıyor olabilir bazı yazarlara. Çoğu klasik daktilo ise görünümlerinin güzelliğinden ötürü, klasik salon tasarımlarında kullanılan dekoratif nesneler arasında. Bu daktilolardan hoşlanan bazı adamlar, en güzel örnekleri web sitelerinde toparlamışlar. “Teknoloji tarihi” meraklılarına arz olunur efendim.

pilli network sky türk cafe net’te

beyaz_sayfa | 04 May 2006 18:52

pilli network geçen hafta sky türk ekranında cafenet programına konuk oldu. hasan yalçınkaya hepimizi temsil etti. 28 nisanda cafenet programına konuk olacağımız bildirilmişti. bildiriyi geç okumamdan sonra kaçırdığımı farkettiğimde buraya capture(yakalayan) var mı? sorusunu iletmiştim. aftermath youtube sitesine videoyu kaçıranlar için düşük ve iyi kalite olarak eklemiş. bu bildiriyi neden mi yazdım? düşük kaliteli videoyu izleyen 15 kişi, iyi kaliteli videoları izleyen 28 kişi. bu sayı bana az geldi. duymayanların çıkacağını umduğum için yazdım. ve ayrıca böyle güzel bir bildiride bana nasip olduğu için çok mutlu oldum 🙂

yazar, blog ve podcast

beeezy | 26 January 2006 23:47

Bloglar toplumun bir kesiminin içindeki yazarlığı ortaya çıkardı ve sadece okuyan değil, aynı zamanda yazan bir topluluk oluşmasına araç oldu. Bazı blogcular icin yazma tutkusu eminim haftada birkaç sayfa fikir yazısı postalama kalıplarına sığmayacak kadar fazladır ve bu dürtü onları geleneksel basılı kitap yazma serüvenine taşıyacaktır. Ancak okuyucusu olmayan bir yazarın kitabını hangi yayın evi basar ki?

Yeniler için, okuyucu kitlesi yaratmanın bilinen yolu, yine geleneksel gazete ve dergilerde yazılarına yer bulmaya çalışmaktı. Fakat zaten sayıca az olan bu dergilerde yer alabilmek, çeşitli nedenlerle o kadar da kolay değildi.
Bloglar, genç yazarlar için oldukça cesaret kırıcı olan bu serüveni, bir parça kolaylaştırmış durumdalar. Bloglar yazar adayı bir blogcunun yayın evlerini ikna edebilecek kadar geniş bir kitleye ulaşabilmesini sağlıyabilirler. Fakat bu noktada yine karşımıza ülkemin insanın okuma özürlü olması bir engel olarak çıkıyor. Herhalde ancak bir elin parmaklarından az sayıda blogcu, yayın evlerini tatmin edebilecek kadar geniş okur kitlesiyle kendisini kanıtlamış durumdadırlar.

ilk ücretsiz blog roman

azurenus | 13 December 2005 00:13

kanada’lı yazar Mark Leslie yazmaya 2006 ocak’ta başlamayı planladığı korku romanını bir blog sitesi aracılığı ile karakterinin ağzından yazarak ücretsiz dağıtacak.

“I, death” adını alacak kitabın kahramanı trajik bir lanetin pençesinde olan genç bir çocuk. günümüz dünyasında yaşayan bu genç sorunlarını bu blog üzerinden dünya ile paylaşıyor.

yazar, romanı genç karakter Peter O’Mallick’in dilinden yazdıkça blog aracılığı ile eş zamanlı olarak paylaşacak. üstelik blog sitesinin yorumları açık olarak! okurlar yaptığı yorumlarla hikayeye yön verebilecekler. gelen eleştirilere göre yazar, kısa sürede kıvrak çözümlerle okurlarını memnun etmeyi deneyecek.

100 günde roman

azurenus | 12 August 2005 18:24

eğer bir kitabı okuduktan sonra siz de her seferinde “bu kitabı ben yazmış olabilirdim” şeklinde veryansın ediyorsanız bir roman yazmanın zamanı gelmiş olabilir. bu sitede 100 günde bir romanın gün gün yazılışına şahit olun.

[100 günde roman]

kudretli yazarım ben

cuuz | 01 August 2005 12:36

damarlarımda dolanırken tanrının ayak sesleri ona kelimelerimi saplamak istiyorum kalemimle.

copyrighted ® şiirbaz

jak deleon

anafikir | 11 July 2005 23:01

Bu bir saygı duruşudur. Hep saygı duruşlarını kayıplardan sonra yapmak aklımıza gelse de, gecikmiş olduğumuzu her yeni kayıpda tekrar tekrar belirtsek de… bu kez kaybımız bizi bizden daha iyi tanımış biri; jak deleon.

Onu tanıma, bir zamanlar -en azından- yakınlarında olma mutluluğuna erişenlerdenim. Öncelikle o benim hocam. Üniversite ruhunu taşıyan her öğrenci gibi onu not veren bir kitap olarak değerlendirmiştik önceleri. Fakat ilk derste kendini diğer kitaplardan ayırmıştı “Derse not için gelmek zorunda hissediyorsanız gelmek zorunda olmadığınızı şimdiden belirteyim. Ama gelirseniz, daha karlı çıkacağınızı temin ederim” diyerek. Br çokları bu açık çeki alıp bir daha derse uğramamıştı. Ama ben her ders olmasa da takip edenlerden biri idim.