Bu bir saygı duruşudur. Hep saygı duruşlarını kayıplardan sonra yapmak aklımıza gelse de, gecikmiş olduğumuzu her yeni kayıpda tekrar tekrar belirtsek de… bu kez kaybımız bizi bizden daha iyi tanımış biri; jak deleon.Onu tanıma, bir zamanlar -en azından- yakınlarında olma mutluluğuna erişenlerdenim. Öncelikle o benim hocam. Üniversite ruhunu taşıyan her öğrenci gibi onu not veren bir kitap olarak değerlendirmiştik önceleri. Fakat ilk derste kendini diğer kitaplardan ayırmıştı “Derse not için gelmek zorunda hissediyorsanız gelmek zorunda olmadığınızı şimdiden belirteyim. Ama gelirseniz, daha karlı çıkacağınızı temin ederim” diyerek. Br çokları bu açık çeki alıp bir daha derse uğramamıştı. Ama ben her ders olmasa da takip edenlerden biri idim.Jak Deleon’u takip etmekle bir hocanın her geçen ders sonunda nasıl giderek büyüyüp, kendini en mütevazi tavırlarla, belli etmeden en yüksek mertebeye çıkarışını gördüm.Onun verdiği derse ek olarak bir çok değerli ürüne sahip olduğunu bilmeden başladığımız dönemin ortalarına doğru, “bizi bizden daha iyi bilen bir Istanbul aşığı” tanımını üzerine usulca giydi.Dönem sonunda onun onlarca kitabın yazarı olduğu gerçeği yüzümüze çok sert bir şekilde çarpmıştı. Bizim yıllarca umursamadan geçtiğimiz güzellikleri yüzlerce, binlerce sayfaya dağıtabilecek derecede engin bilgi ve kültüre sahipti bizim topraklarımıza öz bir isme sahip olmamasına rağmen. Onu tanıdıkça daha fazla utanır oldum kendimden.Ve bir gün, benim gibi bu utanç aşamalarından geçmiş birinin iletisi ile kara haberi aldım. O yoktu artık. Geride kitapları kalmıştı sadece.Hep söylediği şu sözleri hatırlıyorum; “Buraya gelene kadar çok çalıştınız, şimdi biraz dinlenebilirsiniz. Burada manzara çok güzel. Aşık olun, şiir yazın, hayatınızı yaşayın“Bir üniversite hocası olarak bu sözlere sahip hayat dolu bir değerin bu kadar çabuk göçüp gitmesi boğazımızda garip bir sızı bırakıyor. Gittiğin yerde mutlu olursun inşallah hocam… güle güle…______________www.anafikir.comfikrin kadar varsın…