GELECEK NESİL BİLGİSAYARLAR (1)
Düşünelim; bilgisayarın karşısına oturuyoruz ve parmaklarımızı dahi oynatmadan, sadece yapmak istediğimizi düşünerek bilgisayarı kumanda ediyoruz. Yazılarımızı daha hızlı bir şekilde yazıyor, oyunlardaki karakterleri sadece düşünerek yönlendiriyor veya mırıldandığımız bir melodiyi aynı anda notaya dökebiliyoruz.
Abartalım; sizinle sohbet etmeye başlıyor bilgisayar, iletişim kuruyor ve karşı fikirlerini size söylüyor.. Edebiyatçı iseniz edebiyat hakkında, politikacı iseniz politika, matematikçi iseniz matematik, aklınıza gelen her konuda… Araya kendi esprilerini de sıkıştırmayı ihmal etmiyor. Siz sadece konuyu belirliyor ya da işi ona bırakıyorsunuz…Biz iyisi mi gerçekçi olalım; elbette şimdilik sadece Hollywood filmlerinde görebileceğimiz türden insan-bilgisayar ilişkisinin, gerçek hayatta uygulanması için biraz daha beklememiz gerekecek. Ancak, sıklıkla Japonlar düşünceyle kontrol edilebilen bilgisayarı geliştirdi, Amerikalılar sadece parmak hareketiyle kumanda edilen bilgisayarı tasarladılar türden haberleri de gazete köşelerinde okumuşsunuz veya televizyondan izlemişsinizdir. Sansasyona yönelik bazı haberleri de ilave edersek, sanki Arthur C. Clarke’ın 2001:Space Odyssey romanındaki HAL (HAL9000) adlı bilgisayarın gerçekleştiğini gördüğünüzü düşünürsünüz. Ama, şimdilik bilgisayar kullanırken klavye-fare-monitör bizim en yakın arkadaşımız olmaya devam edecek, en azından bir süre…
(Devamı gelecek hafta…)