bildirgec.org

yanlızlık hakkında tüm yazılar

Bir Rüya

Chat Noir 1 | 06 February 2011 14:56

Bir rüya gördüm.
Bir gökkuşağının üzerinde yürüyordum.
Denizin ışıltısını göklerden seyrediyordum.
Ama mutsuzdum.
Bir rüya gördüm.
Güneşin saçlarına tutunmuş uçuyordum.
Yeşilin doyumsuzluğunu uzaklardan izliyordum.
Ama mutsuzdum.
Bir rüya gördüm.
Ayaklarımın altında yıldızlardan bir halı,
Cennetin ihtişamını sihirli bir kapıdan gözlüyordum.
Ama mutsuzdum.
Çünkü yalnızdım, etrafımda bir sürü insan olduğu halde.
Güliz Ardilli / Paris / 1997

Aşkta Tüm Mesele Zamanlamadır; 2046 (2004)

dnz81 | 31 January 2011 12:47

2046’ya giden bütün yolcuların amacı aynıdır; kayıp hatıraları canlandırmak çünkü 2046’da hiçbir şey değişmez. Ancak hiç kimse bunun doğru olup olmadığını bilmez. Çünkü geri dönen hiç olmadı.

Uzakdoğu sineması veya Kar Wai Wong (yönetmen/senarist) denince akla gelen ilk filmlerdendir, 2046. Kar Wai Wong (My Blueberry Nights ile In the Mood for Love filmlerinin yönetmen/senaristi) ve Tony Leung Chiu Wai‘den (In the Mood for Love, Infernal Affairs ve Lust, Caution filmlerinin de başrol oyuncusu) melankolik bir başyapıt.

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Beacool | 28 November 2010 16:00

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Frolicat DART
Frolicat DART

Kendi türünüzden başka diğer türlere de saygılısınız. Onları seviyor, besliyorsunuz. Birgün birini ev arkadaşı olmak için alıyorsunuz. Günler birbirini kovalayıp o küçük sevimli yaratık size her geçen gün daha çok bağlanırken hayat size daha çok yüklenmeye başlıyor. Giderek eve daha az uğramaya başlıyorsunuz. Derken o çok sevdiğiniz canlının siz yokken evde partiler verip etrafı dağıttığını fark ediyorsunuz. Ama bir dakika, o sadece bir kedi! (bkz yazı sonu notu)

Akhisar ‘ ın Yollarında Yanlız Bir Gezginin Notları…

firatocal | 14 July 2010 17:40

Şehirde işlerimi halledip son otobüsle köye dönüyorum… Biraz yorgun biraz dalgın aklım bir yerlere takılıyor dalıp gidiyorum… Gözümü açar açmaz köy çatımızı kaçırdığımı otobüsün inmem gereken yeri geçip gittiğini farkediyorum…

Şöföre olan kızgınlığım otobüsten inince yerini dinginliğe bırakıyor… Çünkü Akhisar – Gördes yolunun ıssızlığı içinde günbatımını renk cümbüşü pırlıtıları gözümü alıyor… Akşam yelinin tenime her değişi tüylerimi diken diken ederken , ıssızlığın ürpertisi kaplıyor içimi… Yürümeye başlıyorum… Rüzgarın yaramaz bir çocuk gibi salladığı yaspraklar sanki benim için güne veda danslarını sergiliyorlar… Hüşu içinde izliyorum…

Boydan boya uzanan boş yolun ıssızlığını ve sessizliğini virajı alan arabaların gürültüleri gürültüleri yırtıyor… Yolun kenarına dikilmiş yazlılara bağlanmış köpekler önlerinden geçerken biraz sinirli biraz korkak tanıma dıkları bu yabancıyı süzüyorlar … Rüzgar etkisini giderek arttırıyor… Üstüm ince , bir üşüme alıyor beni… Oğlum rüzgarı düşünerek içimi ısıtmaya çalışıyorum… Bir taraftan da dalgınlığım için kendime kızıyorum… Eeee nede olsa hep akılsız başın cezasını ayaklar çekiyor…

Nihayet yol çatısı ve köy tabelamız ufukta gözüküyor… Adımlarımı hızlandırıyorum… Karanlık çökmeye başlamış ve güneş etkisini iyiden iyiye kaybetmiş … Deklanşöre basıp gün batımının o son demlerini fotoğraflayarak güneşle vedalaşıyorum… İçeriye bir kilometre kadar yolum var… Güneşi arkamda bırakıp köy yoluna dönüyorum… Islık çala çala esen rüzgara ben de bildiğim güzel melodilerle eşlik ediyorum…

İlerlerken karşıma dikilen heybetli bir ağaç , gür dalları ve rüzgarda heyecanlı bir şeyler söyler gibi hararetli hararetli sallanan yaprak larıyla beni etkiliyor … Hemen onu da fotoğ raflayıp ölümsüz leştirip heybetinin hakkını vermeye çalışıyorum … Ne de olsa bu koca yolda tek başına bekçilik yapıyor… Yolun bu cesur şövalyesiyle vedalaşıp yoluma devam ediyorum…

Karşıma babamızın Milli Piyangodan çıkan parayla çaktırdığı 250 metre kadar derine giden bu kaynağın suyu döşenen tesisatla köyümüzdeki tüm hanelere dağıtılıyor… Babam bu hareketinin herkesin yapması gereken bir insanlık görevi olduğunu söylüyor.. Sanırım fazla söze gerek yok…

Köy yolunda ilerlemeye devam ediyorum… Artık evlerimiz bir bir görülmeye başlıyor… Köyümüzün en yüksek binası olan Merkez Cami ‘ mizi de notlarımın ve fotoğraf larımın arasına alıp evimizin hemen aşağısında yer alan beni haleti ruhiye siyle fazlasıyla etkileyen köy kahvemizin önünden saygıyla geçiyorum…

Sabah ki şehir koştur macamı köyü müzün yolunda dingin ve etkeliyici akşam yürüyüşü ile atmak bedenimi ve ruhumu dinlen diriyor … Huzur içinde evime , eşime ve oğlum Rüzgar ‘ ıma varıyorum…

Zamansız

limoncello | 05 August 2009 12:45

Diyecek birşeyi kalmamıştı. Söyleyecek söz bulamıyordu. Boğazında birşeyler düğüm olmuştu. Çok sevdiği zeytinyağlı barbunyadan bir çatal almış devamını getirememişti.
Kendi yapmıştı.
Hep kendi yaptığı yemekleri yerdi.
Güzel de yapardı açıkçası, seviyordu yemek yapmayı. Sevdiği şeyleri yaparsa insan hem daha mutlu olurdu hem daha başarılı, buna inandırmıştı kendini.
Ama sevdiği şeye sevdiği şeyleri söyleyememişti.
Zeytinyağlı barbunyayı masadan alıp buzdolabına geri koydu. Tabağı, çatalı da mutfak lavabosuna bıraktı. Masadaki ekmek kırıntılarını bir eliyle sıyırarak diğer avucunda topladı ve pencerden dışarı fırlattı.
Martıların haykırışlarını duydu. Üç-beş martının anında ekmek kırıntılarına hücum edişlerini seyretti.
Sonra masadaki yarımdan biraz daha büyük ekmeği alarak dört beş parçaya ayırdı ve onları da martılara attı.
Sahile çıkıp yürümeye başladı.
Çok uzun zaman yürüdüğü halde bir yere varamadığını farketti.

Sonunda Buldum Seni O Soğuk Günde

BBugraAaa | 24 September 2008 00:02

Seni aramıştı kalbim
Seni beklemişti bir ömür
Mutluluğu hep başka şeylerde aramış
Yanılmıştı her bir defa.

Hep uzaklara bakmıştı
Uzaklarda aramıştı seni
Seni ve senin sıcaklığını
Şimdi bu sessizlikte anlıyorum ne kadar kör olduğumu
Sen hep yanımdayken ben başkalarında aramıştım mutluluğu
Sense hep beklemiştin aynı ifade ile
Doğru zamanı mı doğru sözcüklerimi
Bilmem
Ama işte artık haykırıyorum
Tek dostum,arkadaşım
Seni çok ama çok seviyorum
İyiki yanımdasın en güzel günümdeen kötü günümde
İyiki varsın bu derbeder olmuş gönlümde
iyiki varsın…

YANLIZLIK

cpgulen | 12 September 2008 10:24

Böğrümüz de bir sancı
yüreğimiz de bir çığlık,
Ağzımız da bir ıslık,
yanıbaşımız da yanlızlık.

Avuçlarımız da çizgiler
yüzümüz de yılların izi
İçimizdeki hasret
yanıbaşımız da yanlızlık

Ellerimizde ki tutsaklık
içimizde ki hasret
Yüzümüzde ki çizgiler
yanıbaşımız da yanlızlık.

Umutlarımız, mutluluklarımız
hıçkırıklı sevinçlerimiz;
Cansız hayallerimiz
Yanıbaşımızda yanlızlık..

Neler oluyor bana…

Peri tozu | 05 April 2008 22:42

Herşeyden bıktığım ve dibe vurduğum an işte… İnsanlardan nefret etme sınırına oldukça yaklaştım, neye inanmam gerektiğini neyin doğru olduğunu, ne için mücadele edeceğimi, ve ne olmak istediğimi.. hiçbirşeyi bilmiyorum. mücadele etmek istemiyorum ne ilginç, öyle bir salmışım ki şu sıralar kendimi öyle bir boşvermişim ki herşeye, öyle üşeniyorum ki hayatı ucundan yakalamaya, mutfaktan su almaya bile üşenip saatlerce su içmediğim oluyor:) sanırım bu olaya depresyon deniyor.. Neler oluyor böyle bana, oysaki zamanında insanların takdir ettiği o başarılı öğrenci ben değil miydim, aferinleri toplayan evlat değil miydim? geriye dönüp baktığımda, 5-6 yıl geriye, ne kadar da yanlış seçimler yapmışım, yanlış kararlar almışım hayatımda, ne acı, o anki doğrularımdı elbet hepsi, ama şimdiki durumumu tetikledi belkide herbiri…Keşke demek istemiyorum, keşke demeyin derler ya, ama keşke diyeceğim o kadar çok şey var ki nasıl demem ! Bir zaman makinası olsa geriye gidip kulaklarımı kendi ellerimle çekmek istiyorum :)) Ak sakallı bir dede çıksın istiyorum karşıma ve bana ne olduğumu, gerçekte ne istediğimi söylesin ve yol göstersin…Kendimi anlatmak bile o kadar zor geliyor ki bazen hayatıma birşekilde giren insanlara, konuşmadan beni anlasınlar istiyorum, sürekli eksik birşeyler var hayatımda ve ne yazık ki ne olduğunu bile bulamıyorum…

GÜNEŞLER YÜZ ÇEVİRDİĞİNDE

neslihanrelecni | 22 March 2008 13:46

Hayatımdaki tüm güneşler bana yüz çevirdiğinde
Usulca sokuldu karanlık ve yanlızlık sol yanıma
Ve girdim koynuna korkularımın
Söndürdüm alevlerini yarınlarımın
Sıcak bir mevsimde kalbimi soğumaya bıraktım
Çünkü içime işlemişti umutsuzluklar
Ve üstüme sinmişti sanki yaptığım haksızlıklar
Tükettiğim sevgileri farkedince
Ve mahvettiğim güzellikleri görünce
Anladım yüz çevirmelerin sebebini
Ve anladım nedensiz sandığım terkedişleri