Diyecek birşeyi kalmamıştı. Söyleyecek söz bulamıyordu. Boğazında birşeyler düğüm olmuştu. Çok sevdiği zeytinyağlı barbunyadan bir çatal almış devamını getirememişti.Kendi yapmıştı.Hep kendi yaptığı yemekleri yerdi.Güzel de yapardı açıkçası, seviyordu yemek yapmayı. Sevdiği şeyleri yaparsa insan hem daha mutlu olurdu hem daha başarılı, buna inandırmıştı kendini.Ama sevdiği şeye sevdiği şeyleri söyleyememişti.Zeytinyağlı barbunyayı masadan alıp buzdolabına geri koydu. Tabağı, çatalı da mutfak lavabosuna bıraktı. Masadaki ekmek kırıntılarını bir eliyle sıyırarak diğer avucunda topladı ve pencerden dışarı fırlattı.Martıların haykırışlarını duydu. Üç-beş martının anında ekmek kırıntılarına hücum edişlerini seyretti.Sonra masadaki yarımdan biraz daha büyük ekmeği alarak dört beş parçaya ayırdı ve onları da martılara attı.Sahile çıkıp yürümeye başladı.Çok uzun zaman yürüdüğü halde bir yere varamadığını farketti.
yorumlar
Ben bu yazu serisinin ,banyo ve tuvalet bölümlerini merakla bekliyom.
zema ingilizce de biliyormuş, vayss!
ooo yeah.
yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. yazı bu kadar yazıldı ama sonucu kendinize göre hayal edebilirsiniz, bir sonuç olmalı mı peki.
yazının bütününden mi bahsediyorsunuz,ne anlam içerdiği derken
sayın Limoncello yazınızdaki fikirleri falan açıklamak zorunda değilsiniz bence, böyle birşeye de girmeyin derim nacizane fikir olarak.kim ne anlamak isterse anlar.anlamazsa da okur geçer gider.
açıklayamam ki zaten, ben nerden bileyim ne anlam içerdiğini, herkes okuduğunu anlamalı hayal etmeli, bilmece değil bu haklısınız. basit bir yazı
Zorladım kendimi, birşey hayal edemedim..
ben anlayamıyorum sanırım, yazar genelde kendi kafasında canlandırdığı kurguladığı şeyleri okuyucuya yansıtmak anlatmak ister. ister ki okuyucu onu anlasın…kimse anlamazsa açıklama yapmak zorunda değil tabi ki kimse ama başı neresi sonu neresi. ne anlarsanız kendinize der gibi, bu tabiri kullanmayı sevmiyorum ama- birazcık baştan savma şeyler okumak hoş olmuyor.
geçenki zeytinyaglı pırasadan sonra barbunya gelmiş devamı lütfen patlıcan salatası olsun bayılırım yemek içerikli yazılara.
zeytinyağlılar sabah kahvaltıda bile yenir..
Yazar ın, 85 kg ın üzerinde olduğunu düşünüyorum..
yemekle ilgili yazmakla kilo 85 üzeri çıksaydı benim ne halde olmam gerekirdi kuzular
boyu kaçtır
beni ilgilendiren tarafı zeytinyaglı yemekleri nasıl yaptıgıdır.
elbette öyle olabilir dedim ya yemek yemeyi seven yada yazan herkesin kilosunun fazla oldugunu düşünmek yanlış öyle olsa ben akrep nalan gibi olurdum, bellki hafif şeyler yiyor bu da onun narin oldugunu dogrular:D
yazarın yazdığı yazılar kısacıki nesini anlayamadınız bende onu anlayamadım,
bana sorarsan çok kısa bir zaman dilimini anlatmış, o kısa dilimde ne yaptığını anlatmış,
barbunya yemiş anlayamadı mı kimse:D
kimyonla hayır.
Koku?
lavanta.
Hmm.