bildirgec.org

yalnızlık hakkında tüm yazılar

Seçimler ve Tesadüfler

pilli pati | 04 March 2007 08:39

pencere
pencere

Uzun öğledensonralarının başta kuş cıvıltıları ve doğanın diğer seslerine fırsat bırakan sessizliğine henüz uyum sağlayabiliyorum. Şimdi, açık duran pencereden, esen ılık meltemin arada sırada dalları harekete geçirdiğini izliyorum.

Ve nedense aklıma geliyor;

Hani hatırlıyor musun; o uzak deniz ülkesine gitmeye ilk karar verdiğin ve hiç tükenmeyeceğine benim bile artık inanmak zorunda kaldığım bir tutku ve sesindeki o müthiş heyecanla, bana yolculuk fikrini açtığın günü?
Hepsinin kocaman bir şaka olduğunu duymayı ne çok isterdim.

Şarapçı Dostluğu

saraswathi | 01 March 2007 11:31

Bu aralar kendimi çok yalnız hissediyorum.Şöyle geçmişe bakıyorum da sanki her şey boşmuş.Şimdi bana kalan koca bir boşluk.İyi şeyler de boşluğa karıştı.Belki kötülerden az oldukları için onları da yok ettim.
Boşluk olmak güzel.Dün gece uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım.Yalnız dışarı çıktım.E artık zaten bir sevgilim yok.O olmayınca sanki arkadaşlarımla görüşmekte anlamsız geldi.Onlarla konuşacak gücü kendimde bulamadım.Daha doğrusu bu acıyı yalnız yaşamam gerekiyor.
Sahile gittim bir tane bira aldım.Sigaramı yaktım.ve koca bir boşlukla hiç bir şey düşünmeden orda öyle durdum.Soğuk bile bana acı vermiyordu.
O sırada orta yaşlı bir adam geldi yanıma.Benim umrumda bile değildi adeta boşluğumda kaybolmuştum.Normalde yanıma gelip bana bakan bir insanı ya direk ne bakıyorsun diye terslerim ya da ordan giderim. Ama dün çok farklıydı,öylece durdum.Biramı içmeye devam ettim.En sonunda bana”benimle gelmek istermisin,seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum”dedi ve bana elini uzattı.
Bende hiç bir şey sormadan adamın elini tuttum.Çok doğal bir şeymiş gibi…Belli ki evi olmayan biriydi.Üstü başı çok kötüydü.
Neyse bakkala girdik.Şarap alalım dedi.Bende yarı parasını ödedim.Birlikte otobüs durağına gittik.Yerde oturmuş 5 kişi vardı.Meğerse şarapçı kardeşlermiş.Sanki kendimde değilmiş gibi yine yapmayacağım şeyi yaparak o soğukta yere oturdum.Konuşma zamanının geldiğine inandım ve adımı söyledim.Hepsi o kadar şekerlerdi ki sırayla ve çok kibar bir şekilde isimlerini söylediler.Hepsi bana ayrı ayrı neden burda olduklarını,başlarından geçen öykülerini anlattılar.Şiirlerini okudum.Şarkılar söyledik.Muhteşemdi.Daha sonra beni evime bıraktılar.Kendimi çok iyi hissettim.Normal bir zamanda yolumu değiştirip o tarz insanların yanından bile geçmem.iiyikide karşılaşmışım,iiyiki beni yanlarına aldılar.Artık onlar benim en iyi arkadaşlarım.

kalabalık gölgeler asıyorum yalnız duvarlara

teknefes | 08 February 2007 21:40

uzun zamandır işten eve geldiğimde direk, işe giderken bıraktığım yalnızlığıma kavuşmak için odama koşuyorum…
yüksek huzur derecesine eriştiğim odamda anlamsız bir hüzün rengine boyalı duvarların sadece 4 duvardan birleşip matematiksel bir macera olmadıklarını anladım…
hergün yenilenen acımı içine alan duvarlar benim kalabalıklığıma inat bir yalnızlaşma serüveni içine girmişlerdi, mukavemetten dolayı köşelere kayan acılar, neden hep köşeli duvarlar arasına sıkıştığımızın da cevabını veriyorlardı aynı zamanda… kuzey taraftaki duvarın rengi daha bi berbattı üvey olma endişesine kapılmasından dolayı sanırım ordaki bütün resimleri söktüm diğer 3 duvara taşıdım hepsini, kuzeydeki duvara kalabalık gölgelerimi asıyorum sadece kendini yalnız hissetmemesi için… artık sadece ona yaslıyorum sırtımı, gölgelerle daha güvenli geliyor bana tek eksikleri iyi bir sırdaş değiller her bakışımı başka bir duvara yansıtıyorlar, her astıgım gölgeyi ertesi gün başka bir duvarda buluyorum…insan olduklarını düşünmeye başladım artık eğer bir gün gölgelerimi bırakırlarsa omuzlarından uçurumun kenarına diye gölgesiz aydınlıklarda dolaşıyorum henüz göremediği bir gölgenin peşinden koşan duvar diplerindeki dilenciler gibi….

Astral’in yazısı ve yazıdaki muhteşem resim:)

| 26 January 2007 00:17

Bana göre harikaydı o resim.İlk gördüğüm zaman çekeni bulup tebrik etmek geldi içimden.Bu his sadece bana özgü.Bahsettiğim Astral’ın durum isimli yazısında ki bu resim…
arkadaşlara soruyorum, herkes için farklı bir anlam bu resim.. Benim içinse cok cok farklı.Neden bilmiyorum,bazen kendimi böyle garip ruh hallerinde buluyorum.benim için o resim mutluluk,dingilik demek. ama diğerleri yalnızlık hissi verdiğini söylüyorlar.YALNIZLIKK.zor kelime… hep denir ki; bir insan yağmuru karı, hüzünlü havayı görünce mutlu oluyor ise, o kişinin psikolojik sorunları vardır:( acaba ben de mi o insanlardan biriyim?Herkese yalnızlık hissi verirken neden bana mutluluk hissi veriyorrr? Yoksa benim yavaş yavaş çaremi psikologlar da mı aramam gerekiyor???

Muhabbet kuşu necati’ nin akıbeti…

| 22 January 2007 14:55

Daha önce size muhabbet ettiğimiz ve beraber içtiğimiz muhabbet kuşumdan bahsetmiştim. Kendisine birde isim verdim necati diye. İtalyada manavcılar sendikasının ulusal manav sempozyumuna gitme durumunda kaldım ve necati’yi birine bırakmam gerekiyordu. Bende necati’yi alt komşumuz olan seyfettin amcaya emanet ettim. Seyfettin amca namazında niyazında rizeli çok tatlı bir amca kendiside hacı. 2 hafta sonra seyfettin amcadan necati’yi almak üzere alt kata indim. Seyfettin amca gülümseyerek hoşgeldin dedi bana ve necati’ yi getirdi. Çok sevdiğini söyledi necati’yi arada sırada getirmemi söyledi. Sonra baktım ki necatide değişiklikler meydana gelmiş; necati artık bira içmiyor, çay tiryakisi olmuş ne zaman çay içsem hop yanımda sonra Allah demeye başlamış, birde en komiği cırtlak bir sesle tövbe tövbe diyor gülsem mi ağlasam mı bu seyfettin amca alem adam. Öyle işte necati’yi seyfettin amcaya hediye etmeyi düşünüyorum çünkü artık muhabbet etmiyor benle ben içiyorum; O tövbe tövbe diyor tüm şevkim kırılıyor- ben en iyisi bir kaplumbağa alayım hiç olmassa durmadan gülümser durur…

Yalnızlığı Anla…

tissss | 17 January 2007 02:55

Ben çocukken, çok uzaklardan çok sevdiğim biri gelirdi zaman zaman. Öyle ki dünyalar benim olurdu o geldiğinde, babadan okulu asma izni güç bela alınırdı. Yanımda kaldığı o kısa zaman kırıntıları en sevdiğim şarkı kadar kısa gelirdi hep. Gitme vakti geldiğinde çıkamazdım uğurlamaya, anlamazdım çünkü neden gittiğini, iş? güç? arkada bekleyen biri?…anlayamazdım hiç birini, kabullenemezdim gidiş sebebi olarak. Seviyordum işte onun yanımda olmasını, onunla vakit geçirmeyi, yemek yemeyi, ufak bahçemizde top oynamayı ve saklambaç bazen…anlayamazdım niye gitmesi gerektiğini, anlatamazlardı bana. O giderken çıkamazdım uğurlamaya. Evin en arka odasına, dolabın arkasına saklanır kendimin bile duyamayacağı kadar sessiz, bir çocuğun gönlünün kaldıramayacağı kadar şiddetli ağlardım.

hayallerimle mutluyum

AOLradiohead | 09 January 2007 11:59

  • onlara borcum yok
  • telefonla armak zorunda değilim
  • nasılsın demek zorunda değilim
  • onların yeri bende bir yerlerde, ve o yer bende çok yer kaplamıyor
  • hatalarıma kızmıyor, beni esnek bırakıyor
  • sadık olmaları benim olduklarının yegane göstergesi, detaylarıma sadık olmak gerçek olmak için bekliyorlar.
  • hayallerimle dha mutluyum çünkü, ruhumu istediğin yerinden öpen flue kırmızı dudakların arkasından, sıcak, saf gülüşünü getiriyor o güzel elmacık kemikleriyle bezenmiş.
  • hayallerim tenime dokunmadan bana aşık, beni görmeden, düşünmeme karar vermeme izin veren umut tanrılarım benim. kendi aralarında da iyi geçiniyorlar. kıyametleri yok ziyanları yok.
  • ben içerim onlar sarhoş, ben pembe onlar kırmızı, yuvarlanıp gideriz hayatın kıymıklarından seke seke.

Yalnızlığın sebebini keşfe çıktım,kayboldum..

darjeeling | 20 December 2006 02:42

Her insan yalnız,biliyoruz bunu,tamam biliyoruz da neden birileri bilmiyormuşuz gibi yüzümüze yüzümüze vuruyor yanlızlığımızı? Bu kafaya takılan sorulardan biri. Bir diğeri neden bir şeyi başaramadığınız zaman o her zamanların başarılı,muhteşem insanı olan siz bir anda BERBAT biri olarak tanımlanıp,yapayalnız bırakılıyorsunuz? Ya da bir sevgilinin terkedişi bile aslında ‘Al işte artık yalnız kalacaksın’ demek değil mi? Bir ilişkinin bitişi de bir başarısızlık örneği değil mi? Bu durumda her yalnızlığımıza sebep yaşadığımız türlü türlü başarısızlıklar mı?
İşte kafamı en çok kurcalayan sorulardan biri de bu oldu hep.Cevap bulamadığımız yalnızlık anlarımız aslında belkide başarısızlıklarımızın kanıtı ve yüzümüze yüzümüze çarpıyor. Ve biz soruları milyon tanede yapsak işin içinden çıkamayacağız. Ya da en azından ben…

UĞUR BÖCEĞİ

hipangel | 09 December 2006 00:40

Biliyorum, biliyorum..
Tamam, anladım, beni görmek sizi çok mutlu ediyor.
Sizi görmek de beni çok mutlu ediyor.

Ama ben hamamböceği de olabilirdim.
O zaman öldürmeye çalışacaktınız beni.
Bu pis diyecektiniz hemen, ilaç sıkacaktınız üstüme.
Tıpkı insanları da hemen etiketlediğiniz gibi.
Bu salak, bu havalı, bu yalancı..bir sürü sıfat.
Değişeceklerini düşünmeden, üzüldüklerini bilmeden..
Kestirip atmak, şans vermemek ne kadar kolay sizin için.
Siz hiç hayatınızda yanlış seçimler yapmadınız mı?

Üstünüze konduğum zaman hemen uçmamı bekliyorsunuz,
Batıl inançlarınız yüzünden.
Size uğur getirdiğimi düşünüyorsunuz.
Nerden biliyorsunuz bir hamamböceğinin uğur getirmeyeceğini?
Beni görünce hemen uzaklaşmamı istiyorsunuz, hamam böceğini de uzaklaştırıyorsunuz.
İnsanlara da aynısını yapıyorsunuz.
Bir insan sizi sevince sevgiden korkup onu uzaklaştırıyorsunuz;
Bir insana hemen ‘kötü’ deyip onu da uzaklaştırıyorsunuz.
Sevmek ve sevilmekle ilgili ne probleminiz var sizin?
Ondan sonra da yalnızlıkla ilgili şarkılar yazıp, söylüyorsunuz.
Size o kadar çok gülüyorum ki böyle anlarda.
Ama bunu sizin farketmeniz önemli,
Ne kadar komik olduğunuzun farkında mısınız?

derin sokaklarım

AOLradiohead | 07 December 2006 00:38

uykularını parçalamak istiyorum bazen
parçalanan uykularımla vücudunda kesikler açmak..
adı senle başlayan sokaklardayım..
gece üşütür yüreğimi 1 sigara daha yanarken parmaklarımın ucunda..
nefret etmek istiyorum senle sevişirken..
gittiğim gün bittiğin gün olsun..unutama..yalnızlık çöksün üstüne duvarlar çığlık atarken