bildirgec.org

yalnız hakkında tüm yazılar

Gerçek yalnızlık

darjeeling | 26 September 2007 09:07

Yalan söyledim, hem de hepinize…..
…İşyeri merdivenlerini inerken, ilk kez hevesle inmediğimi fark ettim. İnmesem de olurdu. Hatta bugün tam altı da çıkmasam da olurdu. Oyalansam olurdu.. Çıktığım an seninle buluşmayacaktım, buluşamazdım.
Barbaros’tan aşağıya kendimi vurduğumda kendimi bir film karesinde zannettim. Karşıda beni zerre kadar mutlu etmeyen boğaz manzarası..Müzik dinliyor, seni düşünüyor ve ağlıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan geriye doğru süzülüyordu, boynuma bile akamadan rüzgarın etkisiyle savruluyordu. Ne kadar yavaş yürümeye çalışsam da yokuş aşağı kolay olmuyordu bu. Eve gitmeyi en istemediğim zamanlardan biriydi. Her gördüğüm kedide sen geldin aklıma, şimdi o olsa dayanamaz severdi dedim. Yoktun.
Bugün gerçekten ilk yalnız kaldığım gün oldu ve olacak.
Eve geldiğim an nefesim kesildi, anahtarları düşürdüm, bazı süslü püslü şeyler yerlere saçıldı, toparlamayacaktım ama yine de hiçbir şey kolay kazanılmıyor dedim.
İnan aç bile değilim. Bir şeyler yemem gerektiği için yiyeceğim birazdan. Uyumam gerektiği için uyuyacağım. Sokaktaki gözyaşları dikkat çekmesin diye çok uğraştım.Evdeki ağlama krizini çabuk atlatmaya çalıştım ama evimde kalan eşyalarını gördüğümden kolay olmadı bu .. Uzun bir süre olmayacaksın şimdi sevgilim. Yürütmeye çalışacağız aşkımızı kıtalar arası.. Olacak biliyorum..
Ben yalan söyledim, hem de hepinize..
Yalnızlıkla ilgili bir sürü yazı yazdım bundan önce, attım tuttum, yaşamışım gibi anlattım. O yalnızlık değilmiş. Bir başına kalmak buymuş. Yalnızlık, derdini ve mutluluğunu, istediğin an telefon açıp ta sevdiğine anlatamamakmış. Yalnızlık sahte olduğu zaman süslü cümlelerle sayfalarca yazdıran, gerçek olduğunda anca bu kadar cümleyi bir araya getirebildiğiniz durummuş..Dolayısıyla size yalan söylemişim…
Özür dilerim..

yokluğuna dalıyorum

siyah zeytin | 24 August 2007 16:06

Hazıladığım projeden uzun uzun bahsederken, senin kadar sosyalini görmedim, dedi. ve birden üzerimdeki örtüyü çekip aldı sanki bu söz.. çırılçıplak yalnız kaldım birden. sanki hızla bitmeyen bir boşluğa düştüm. nasıl olduysa bir cümleyle yıllardır kaçtığım yalnızlığımla yüzleştirdi beni.

kabul edemedim. dosyaları toplayıp apar topar çıktım oradan. gözyaşlarım sel gibiydi. asansörde deli gibi, hıçkıra hıçkıra ağladım.caddede hızla yürüyor, ayaklarım birbirine çarpıyordu ve yanaklarımdan süzülen yaşları silmeye yetişemiyordum…. evet ben yalnızdım, hem de çok yalnız. yıllardır kendime ördüğüm ince koza bir sözle yarılmış içinden yalnızlığım çıkmıştı. yakalanmıştım.

yalnızlık

yirtikcoraplar | 05 August 2007 22:13

Bu aralar devamlı aynı şeyi düşünüyorum. Ben ne kadar yalniz bir insanım ya. Eskiden gayet güzel gezerdim dolaşırdım arkadaşlarım vardı. Şimdi değişen ne oldu peki ? 1senedir çalışıorum ve tatil günlerimde devamlı evde oturuyorum. Arkadaşlarım hafta içi iş çıkış saatlerine yakın arayıp ” bu akşam buluşalım ” diyolar ama ben cüzdana baktıgım zaman onlara hayır diyorum. sonra beni hayırsızlıkla suçluyorlar. Peki onlar neden beni benim evimde görmek istemiyorlar ki. haftasonlar mesela. gelsinler kardeşim otursunlar bende. çay kahve içelim sohbet edelim. amaç brilikte olmak değilmi zaten. ha benim evimde ha cafe de. ama yok. onlar hafta sonlarını daha önemli insanlara ayırmak istiyorlar çünkü.
ne kadar kötü bişeymiş insanın dostunun olmaması. anlatmak istediklerini bu sefer her önüne gelene anlatıyosun. yok ki çünkü paylaşacagın özel bi insan. bu sefer de ne oluyo senin bütün sırlarını herkes biliyo. eğer benim bi dostum olsaydı ben onun fikirlerine önem vereceğim için onun söylediklerini yapacaktım. şimdi her önüme gelene her şeyi anlatıyorum sonra da onlardan yorum bekliyorum. bakıyorum bunun söylediği güzel yok bununki kötü.
bide geçen gün dedim ki kendi kendime dostum olduklarını zanneden kişilere açık açık düşündüklerimi söyleyeyim. Allahııım. bana ne dediler? ayyy parayı mı sorun ediyosun. aşkolsun aramızda paranın lafı mı olur.
madem bizim aramızda paranın lafı olmayacak kadar biz yakın dostuz o zaman neden beni 3 haftada 1 arıyosun.
yok yok ben en doğrusunu yaptım. haytaımdan hepsini çıkarttım.
ama üzülüyorum hemde çok üzülüyorum. 24 yaşındayım ve yalnızım. kendimi beğendiğimden falan değil ama güzelim de.
hayatın tadına varmak istiyorum ama para yok arkadaş yok sevgili yok.
hakkaten delirmek üzereyim yani.
annemle arkadaşlık yapıyorum. aslında tek dost annelerdir ya. kayıtsız şartsız tek dost.
ama hayatımın neden bu şekilde ilerlediğini de anlamış değilim.
bi anda hem param hem sevgilim hemde arkadaşlarım beni terketti.
bu bir sınav herhalde değil mi? Yüce Allahım beni sınıyor. bende bunun altından başarıyla kalkmalıyım ki güzel günler beni beklesin. böyle olsun nolur.
yoksa yalnızlıktan deliricem ben 🙁

yalnızlık alır da götürür

uyuyang [pilli_silinen_hesap] | 14 July 2007 13:54

Yalnızlık alır da götürür diyor Gülben Ergen Sezen’in sözleriyle. Bir de gerçek anlamda yalnız yaşamalı yalnızlığı anlamak için. Gece uyandığınız da korkuyla seslenecek birini bulamazsınız evde. Kahvaltı hazırlamak büyük bir külfet olur yalnız olunca. Hele akşam yemeği hemen hemen hiç yemezsiniz. Kuru gıdalar tüketmekten bağırsaklarınız acil müdahale ister. Önünüzde internet gibi devasa bir alem durduğu halde yapacak bişi bulamazsınız. Çünkü sesinizi duymak istersiniz. Öyleye ya konuşmaya konuşmaya sesinizi unutmuşsunuzdur. Arada bakkala da gitmeseniz tamamen konuşma özürlü bile olabilirsiniz. Arkadaşlarınızı görmek isterken diğer yandan da alışageldiğiniz yalnızlık ve sessizliği bozma korkusuyla bundan da vazgeçersiniz. İşin ilginç yanı hayata bakışınız değişir. Sevdiklerinizi sevmez olursunuz, özlemezsiniz hiç kimseyi. Gaddarlaşırsınız. Ama televizyonda acı bir haber duyduğunuzda gözyaşlarınız siz bile anlamadan sicim gibi akmaya başlar. Bir süre sonra evde televizyon sesi bile fazlalık gelir. Reklamları sessiz izlemek sizin için bir zevk haline bile gelebilir. Evi toplamak gereksiz gelir. Ya da bulaşık yıkamak. Taki su içecek bardak bile kalmayıncaya dek. Ama bazen aniden içinizden bişeyleri değiştirmek gelir. Hızlıca kalkarsınız yerinizden. Bir hamle ile evi toplarsınız. Ohhh miss gibi tertemiz. Ama birkaç güne kadar yine eski haline gelir. Bir süre sonra daha düzenli olmaya başlarsınız. Hatta artık hiçbir dağınıklık olmaz. Eve bir arkadaşınız gelir de biten tuvalet kağıdını fark edip değiştirirse, saatlerce o tuvalet kağıdını ne zaman değiştirdiğinizi düşünüp kafayı kırma kıvamına gelirsiniz. Televizyonun kumandası, sigaranız, çakmağınız, hep aynı yerde durur. Küllükte en fazla 3 izmarit biriktirirsiniz. Çünkü bilirsiniz ki siz boşaltmazsanız kimse boşaltmaz. Ve pis izmarit kokusu burnunuzun direğini sızlatır. Perdenin rüzgardan kımıldaması bile sizi ürpertebilir. Yeri değişmesin. Rüzgar bile esmesin istersiniz bazen. En kötüsü de gece elektrik kesilirse. Korkmak bir yana, neden kesildi diye araştırmaya başlarsınız. Neryse ki çakmağın yerini biliyorsunuz. Mumu da tabii.
Zaman kavramı sizin içi daha önemli hale gelir. Dakikaları bile bilirsiniz. Saatin kaç olduğunu anlamak için saate bakmaya ihtiyaç duymazsınız. Çünkü zaman hiç aklınızdan çıkmaz.
Hele bir de deprem atlaşmışsanız yalnız başınıza, geceleri uyurken telefonu yanınızdan hiç ayırmazsınız. Korkunuz ölmek değil. Yakınlarınızın sizi arayıp bulamamasıdır.
Durmadan film seyreder, seyrettiğiniz filmde kendinizi onların yerine koyarsınız. Bir gün dünyayı kurtarırsınız, bir gün anne olursunuz, bir gün ölmek üzere olan yaşlı birisinizdir. Hepsi siz, hepsi de sizin dünyanızdan bir parça gibidir. Kapıyı kilitlemeye gerek yoktur. Hatta anahtarı bile kapıda unutabilirsiniz defalarca. Neyse ki apartman güvenliklidir ve apartman sakinleri sizi düşünüp uyarırlar anahtar için.Bir de şu telefonlar olmasa. Arayan anneniz ise saatlerce sizi meşgul ederler. Bir türlü kapanmak bilmez. Ne kadar işiniz olursa olsun, o telefonu kapatmaya kıyamazsınız. Çünkü sizi gerçekten düşünen nadir insanlardandır. Diğerleri mi? Birkaç dost ve diğer aile fertleri. Ama yalnızlık güzeldir. İnsan da bağımlılık yaparlar. Bir yere gittiğinizde bir an önce kendi ininize dönmek istersiniz. yalnızlık güzel şeydir. İnsan kendini tanımayı öğrenir.

Bıktım yalnızlıktan!

darjeeling | 28 June 2007 11:09

Son zamanlarda yalnızlıkla ilgili yazdığım yazılar boşuna değildi. Canım çok daha fazla yanmaya başlamıştı bu yalnızlıktan. Tam 7 senedir yalnız yaşıyorum ve inanın bu yaşamın ilk senelerde ya da senede verdiği zevkin 10’da 1’ini alamıyorsunuz. İlk zamanlar ‘işte artık hürüm ve kendi irademle herşeyin üstesinden geleceğim. Annem babam bana güveniyor ki beni buralara kadar gönderdiler, yalnız yaşamama müsade ettiler demekki ben boş biri değilim’ gibi düşünceler sarıyor aklınızı. Nüfus cüzdanınızı kaybettiğinizde bile bunun peşinde annenizin değil kendinizin koşması tuhaf bir haz veriyor adama. Elektrik ve su faturalarınızı kendi kazandığınız parayla ödemek te ayrı bir zevk tabi. Sonra aradan bir kaç yıl geçiyor ve benim gibi oluyorsunuz. Bu durumdan sıkılma kısmı başlıyor. Bu heralde olgunluk ve yaşla da alakalı. Eve gitmek istemiyorsunuz iş çıkışları. Her gün bir arkadaşınızla buluşamazsınız. Buluşsanız bile mutlaka bir yerde birileri tıkanacak ya da sıkılacaktır. Ya da hergün Nevizade’ye gidip ‘ 1 bira içip kalkarım’ diyemiyorsunuz. Diyesiniz gelmiyor… Cumartesi pazarlar ise tam bir işkence. Eğer iki gün boyunca çalışmayan biriyseniz(ki bu insanlara muhteşem görünür) bir de yalnızsanız daha çok sıkılırsınız. Cebinizde metelik yoksa bir kursa gidip dil öğrenecek durumda yoktur ya, hem bunun sıkıntısı hem o boş zamanların avareliği daha çok canınızı sıkar. Tüm bunlar yaşanırken bir de evinizi su basar. Tam film gibi. Sabaha karşı saat 4:00’tür ve büyük bir gürültü ile uyanırsınız. Su boruları o saatte patlar ve siz yapayalnız bir de kadın başınıza zaten tamirat ve tesaisattan anlamıyorken ne yapacağınızı şaşırır akan suyu durduramaz, evinizin her yerinin sırılsıklam olmasını engelleyemesiniz. Ev zaten eskidir, zaten orada yaşamaktan hiç haz etmiyorsunuzdur, sanki herşey size git kendine yeni bir ev bul der.. Halıları sökersiniz yerinden, 1,5 saat suyu boşaltmakla uğraşırsınız ve sabah işe gideceksinizdir. O vakit düşünürsünüz şimdi tekil değil çoğul bir yaşam sürseydim asıl ne güzel olurdu diye.. Çünkü çaresizlik gözyaşları dökmezdiniz büyük ihtimalle. En azından size destek olacak biri olurdu. Şimdi o da yok ve ne zaman biriyle bir hayat paylaşıp sorunları birlikte üstleneceğiniz bile belli değil. İşte herşey üst üste gelir ya, bu da öyle bir durum..
Ev mi? Küstük birbirimize..
Yalnızmıyım? Evet hala, malesef..

Şarapçı Dostluğu

saraswathi | 01 March 2007 11:31

Bu aralar kendimi çok yalnız hissediyorum.Şöyle geçmişe bakıyorum da sanki her şey boşmuş.Şimdi bana kalan koca bir boşluk.İyi şeyler de boşluğa karıştı.Belki kötülerden az oldukları için onları da yok ettim.
Boşluk olmak güzel.Dün gece uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım.Yalnız dışarı çıktım.E artık zaten bir sevgilim yok.O olmayınca sanki arkadaşlarımla görüşmekte anlamsız geldi.Onlarla konuşacak gücü kendimde bulamadım.Daha doğrusu bu acıyı yalnız yaşamam gerekiyor.
Sahile gittim bir tane bira aldım.Sigaramı yaktım.ve koca bir boşlukla hiç bir şey düşünmeden orda öyle durdum.Soğuk bile bana acı vermiyordu.
O sırada orta yaşlı bir adam geldi yanıma.Benim umrumda bile değildi adeta boşluğumda kaybolmuştum.Normalde yanıma gelip bana bakan bir insanı ya direk ne bakıyorsun diye terslerim ya da ordan giderim. Ama dün çok farklıydı,öylece durdum.Biramı içmeye devam ettim.En sonunda bana”benimle gelmek istermisin,seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum”dedi ve bana elini uzattı.
Bende hiç bir şey sormadan adamın elini tuttum.Çok doğal bir şeymiş gibi…Belli ki evi olmayan biriydi.Üstü başı çok kötüydü.
Neyse bakkala girdik.Şarap alalım dedi.Bende yarı parasını ödedim.Birlikte otobüs durağına gittik.Yerde oturmuş 5 kişi vardı.Meğerse şarapçı kardeşlermiş.Sanki kendimde değilmiş gibi yine yapmayacağım şeyi yaparak o soğukta yere oturdum.Konuşma zamanının geldiğine inandım ve adımı söyledim.Hepsi o kadar şekerlerdi ki sırayla ve çok kibar bir şekilde isimlerini söylediler.Hepsi bana ayrı ayrı neden burda olduklarını,başlarından geçen öykülerini anlattılar.Şiirlerini okudum.Şarkılar söyledik.Muhteşemdi.Daha sonra beni evime bıraktılar.Kendimi çok iyi hissettim.Normal bir zamanda yolumu değiştirip o tarz insanların yanından bile geçmem.iiyikide karşılaşmışım,iiyiki beni yanlarına aldılar.Artık onlar benim en iyi arkadaşlarım.

Bir adada yalnızbaşınasın…

onurkaplan | 22 February 2007 13:40

Bir adada yalnızbaşınızı kaldınız. Hangisini seçersiniz?
a- Üst tarafı insan, alt tarafı balık (kız)
b- Alt tarafı insan, üst tarafı balık (kız)

Resim şeklinde görmek için tıklayınız.

Uykusuzluk uzerine…1

ratta | 21 February 2007 18:55

Uykusuzluk uzerine yazmis oldugum uzun bir yazi az once bir kazaya kurban olup silindi gitti bir anda, geride getiremedim kendisini ne ettiysem:) Daha fazla dikkat etmesi lazim yazdiklarina insanin demekki uykusuzluk ceken bir insansa. Geceleri kafasi konusan birisi olmak herkes uyurken dusunmek de zor bir istir. Yazmak gelmiyor insanin icinden boyle durumlarda.. Uykusuzluk iyi birseydir kim ne derse desin. Gunduzleri algilayisinizi degistirir daha iyi gorursunuz hayatin zenginligini bir o kadarda hayatin anlamsizligini ve gereksizligini, cevrenizdekilerin kosup durmalarina bakarak ne kadar nafile islerle ugrastiklarini onlarin sanki baska bir gezegende yasadiklarini. Sarap icmis gibisinizdir gunduzleri biraz melankolik, biraz depresif, bazen coskulu, bazen de intihara egilimli cokkun ruh hallerindesinizdir.