bildirgec.org

uyumak hakkında tüm yazılar

Ben Birşeyler Yapacağım !!!

Cali Kusu | 02 February 2011 09:22

Güzel bir fikrim var benim, bi an önce uygulayıp paketleyeceğim sonra rafa kaldırıp tozlanmasını bekleyeceğim. Tozlanan fikirlerimi temizleyip tekrar tekrar ortaya sereceğim kirli çamaşır serer gibi milletin gözününe girsin die çabalayacağım. Sabah erken kalkıp süperman olacağım, geceleri örümcek adam, canım isterse bazende kedi kız olabilirm. Bu benim fikrim herkes gibi erken kalıkıp şarkıcı olabilirim…

iyi geceler

taha3045 | 02 April 2010 09:12

İyi geceler herkese, bir kaç saat sonra çoğumuz sevdiğimiz dizinin bitmesinden, bir kaç fincan çayın üzerine belki de kahve yudumladıktan sonra uyumak üzere yataklarımıza çekileceğiz.

Bir bar köşesinde sızdıktan, sabaha kadar seviştikten, nöbet tuttuktan sonra da er geç gidilecek yer uykunun kollarıdır. Uyku belkş de hayattaki en gerekli ve tatlı şeylerden. (uyku bozuklukları)

Yaşamımızın üçte birinin uykuda geçtiğini, uyurken gün içinde öğrenilenlerin ayıklandığını, altmış saat uykusuzluğun ellerde titremeye,sendelemeye , doksan saat süren uyumamanın ise hayal görmeye yol açtığını uzmanlar açıkladı.(ayrıntılı bilgi)

Uyumadan Önce Kendini Sorgulamak

Koraben | 02 January 2010 19:02

resim: kska.org
resim: kska.org

Yorucu günün sonunda o soğuk yatağa girmek için, saatin biraz daha geç olmasını beklersin. Nedeni kafanı yastığa koyduktan sonra aklına geleceklerin seni rahatsız etme olasılığıdır.

Zaman biraz daha ilerler ve uyku kıvamı gelmiştir. Yavaş yavaş buzdan yatağına uzanıp başını yastığa koyduktan sonra gözünü kapatır ve düşünmeye başlarsın.
Aklına ilk başta çevren ve sahip oldukların gelir. Ruhunda hissettiğin gerçekler gün içinde ki koşturmalardan dolayı kafanı fazla yormuyorken, o anda herşeyin daha net gözükebildiğini anlarsın.
Hayallerini düşünürsün, hepsinin zamanla nasıl silinip gittiğini…
Geçmişte planladıklarının birer birer yok olması ruhuna acı çektirirken, bu ızdırap vucuduna gözlerini daha sıkı kapayarak yansır. Ve bir anda yattığın pozisyonu değiştirerek düşündüklerini değiştirmeye çalışırsın.
Ama fayda etmez, bu sefer sevdiğin kişi aklına gelir. Olumlu olanlar bir bir gözüne çarpar. Onu ne kadar saf hissettiğini düşünür öpüp kokladığını hayal edersin, sonra o konuda da olması gerektiği için olan problemler aklına gelmeye başlar… Yine huzurun kaçar yine bir “of” çekip diğer tarafa dönersin.
Manasız şekilde aklın çarşı pazar dolanırken ruhun sıkılmaya devam eder ve uyku yavaştan bastırır, sızar kalırsın…

ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLARA BAKALIM

tarik09 | 24 January 2008 20:43

TEPKİSİZ KALMAYALIM PAYLAŞMAK İSTEDİĞİM GÜZEL BİRŞEY VAR ELİMDE, ANLATMAK İSTİYORUM. LİSE ÖĞRENCİSİYDİM O ZAMANLAR VE BELKİDE HİÇ BİRŞEYDEN HABERİM YOKTU. GERÇİ ŞU ANDA DA BİRÇOK ŞEYDEN HABERİM YOKTA HANİ BAZI OLAYLAR O KADAR GÖZE BATMAYA BAŞLADI Kİ 2000 YILINDAN SONRA ANLAMAMAK MÜMKÜN DEĞİL. ÇOÇUKTUM ÇOĞRAFYA DERSİNDEYDİK. ÖĞRETMENİMİZ UZUN SÜRE ALMANYA’DA YAŞAMIŞ AŞIRI ATATÜRKÇÜ BİR İNSANDI. BUNU TABİ ANLAYALI ÇOK OLMADI KAFAM O ZAMANLAR BASMIYORDU. DÜŞÜNÜN Kİ ADAMI TANIYAN BİRKAÇ ARKADAŞIM SIRF ŞAKA OLSUN DİYE ATMADIĞIM HALDE BENİM YERE ÇÖP ATTIĞIMI SÖYLEDİLER. SAYIN HOCAM ETMEDİĞİ LAFI BIRAKMADI. İŞTE BÖYLE BİR ADAMDI. BU ADAM BİR GÜN OKULDAN ÇIKIP ALIŞVERİŞİNİ YAPMIŞ EVİNE GİDİYORKEN ÇOK UZAK BİR KAHVEHANEDEN GELEN SESE KÜFRETMİŞ. O KADAR ÇOK SES GELMİŞ Kİ SÖYLEDİĞİNE GÖRE KAVGA EDİYORLAR SANMIŞ AMA NİYE BAĞIRDIKLARINI KENDİ BİLİYORMUŞ ZATEN. TÜRKİYE’NİN MAÇI VAR… ULAN DİYO İYİ TAMAM İZLİYOSUN GÜZEL DE NİYE HAYVAN GİBİ BAĞIRIYORSUN. BU KADAR TAPMANIN NE ANLAMI VAR. SONRA GEÇMİŞTEN BİR OLAY ANLATTI GÜNEY AMERİKA’DA ÜLKENİN BİRİNDE DARBEYLE BAŞA GELMİŞ BİR GENERAL TOPLANTIDAYMIŞ. KOMUTANLARI ETRAFINDA DÜŞÜNÜYORLARMIŞ. GENERAL BİRTANESİNE DÖNÜP DEMİŞ Kİ: -BU HALKI NASIL UYUTABİLİRİZ NASIL SAKİNLEŞTİREBİLİRİZ İLERDE BAŞIMIZA DERT OLMASIN KİMSE… DÜŞÜNMÜŞLER TAŞINMIŞLAR SONRA BİRİ ORTAYA BİR FİKİR ATMIŞ: -ÇOK BÜYÜK BİR YATAK YAPALIM ORDA UYUSUNLAR DEMİŞ HERKES GÜLECEK OLMUŞ AMA FİKRİ ORTAYA ATAN KOMUTAN İZİN VERMEMİŞ HEMEN AÇIKLAMASINI YAPMIŞ -YATAK DERKEN ÇOK BÜYÜK VE ÇOK MODERN GÖZ ALICI BİR FUTBOL SAHASI YAPALIM MAÇLAR DÜZENLEYELİM MİLLET ORDA UYURKEN BİZ BURDA RAHAT OLURUZ… OLAYI ŞURAYA BAĞLAMAK İSTİYORUM. GÜNÜMÜZDE DE BÖYLE ŞEYLER DÖNÜYOR VE BİZ HALA UYUYORUZ BAMBAŞKA SEYLERLE İLGİLENİYORUZ. ADAMLAR YOUTUBE Yİ KAPATMIŞ NİYE? KİMSE UYANMASIN BAZI ÖNEMLİ OLAYLAR TÜRKİYE’NİN BAŞINDAKİ ÇORAPLAR, BİR YERDEN GÖTÜRÜLENLER, BİR YERE KONANLAR TÜRKİYE’DEN KAYBOLANLAR VE ÇALINANLAR GÜNDEMDE HAKETTİĞİ VE BU MİLLETİ AYDINLATACAK YERİ BULAMAZKEN FUTBOL MAÇLARI HER HAFTA SONU SAATLERCE TARTIŞILIYOR SİZCE BU NEDİR? TEK BİR MAÇ TÜRKİYEDE OLAY YARATIYOR AMA BİZE YAPILAN HAKSIZLIKLAR NEDEN GÜNDEME GELMİYOR. BUNDA BİZİMDE SUÇUMUZ VAR ÇOK TEPKİSİZ KALDIK ÇOK. BEN DEDİM YA LİSEDEYDİM VE HALA ÇOÇUKTUM, ÇOK GEÇ KALDIK AMA LÜTFEN ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLARA BAKALIM

Uyumak tarihe mi karışacak?

Rick Deckard | 06 January 2008 12:14

Amerikan askeri savunma araştırmaları ajansı DARPA bilimadamlarınca geliştirilen bir ilaç uykusuzluğun yol açtığı vücut dengesizliklerini ortadan kaldırıyor. Burun spreyi formunda alınan Orexin A hormonu, tespit edilebilen bir yan etkisi olmaksızın uyku ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Maymunlar üzerinde yapılan laboratuar testlerinde, 36 saat boyunca uykusuz bırakılan maymun denekler, Orexin A hormonu verildiğinde, anlama ve dikkat testlerinde diğer maymunlarla aynı başarıyı sağlamayı sürdürdüler.
DARPA elbette öncelikle bunu yorulmayan ve uyku ihtiyacı olmayan askerler yaratabilmek için geliştirse de zamanla herkesin kullanımına açık hale gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Şimdiye kadar geliştirilen benzer ilaçlar bir süre sonra yüksek tansiyon ve dengesiz davranışlara yol açıyordu. Yeni ilaç ise beyin tomografisinde hiç bir anormallik yaratmıyor.
Birçok bilimadamının görüşüne göre aslında uyumak canlıların yaratılışından bu yana, gecenin karanlığının bilinmezliğinden kaynaklanan korkuyu bastırma ve enerjiyi verimli kullanma mekanizmasından başka birşey değil. Yapılan araştırmalar etraftaki tehdit unsurlarının azalmasıyla uyku saatlerinin azalması arasında bir benzerlik olabildiğini göstermiş. Insana sekiz saatlik uyku yeterken bu oran balinalarda beş, fillerde üç ve zürafalarda ise birbuçuk saat.
İnsanlar zaten günümüzün zorlaşan yaşam şartlarında uykuya daha az yer verir hale geliyor, kahve ve çay gibi yan etkileri olan uykusuzluk bastırıcı uyarıcı madde kullanımı giderek artıyor.
Hayatımızın üçte birini yani 25 yılı uyuyarak geçiriyoruz, burundan alınan bir doz “uyku” ile hayatımızı 25 yıl uzatmak fena bir fikir gibi görünmüyor…

Tükeneceğiz…

senem04 | 26 December 2007 16:11

Bir adam düşünün. Kapısında yatacak kadar çok seviyor kızı. Onun tek bir gülüşü için hergün km lerce yol geliyor. Ondan ayrıyken sürekli arıyor, özlüyor… Her akşam iş çıkışı tam gaz, kızı görebilmek için geliyor. Bazen hiç konuşmadan sadece izliyor, gözlerini başka yöne çevirmiyor onunla olduğu hiç bir dakikayı başka şeylerle harcamak istemiyor. Artık sevgisini de ispat ediyor. Ve güzel bir ilişkinin, sağlam temelleri atılıyor.
Aynı evde yaşamaya, hayatı paylaşmaya başlıyorlar. Ama birşeyler eskisinden çok farklılaşıyor. İşe gitmeden beş dakika yüzünü görebilmek için kapısında sabahladığı kızın, artık bir tek yemek masasında yüzüne bakıyor. O da tam karşısında oturduğu için. Bir gün birlikte uyuyabilmek için deli gibi uğraşan adam, artık tek başına gidip yatağına giriyor. Saatlerce susmadan sohbet ederlerken, şimdi hiç birşey konuşamıyorlar…
Ve kız anlıyor… Az olan değerli her zaman.

insanların %50si horluyor; işte çözüm…

ceteleci | 15 December 2007 17:31

Bu güne kadar bu problemin çözümüne yönelik bir çok önlem geliştirilsede pekte başarılı olunamadı. OTC spreyleri, bazı ilaçlar maalesef istenilen sonucu vermedi. Hatta bu problemden kurtulmak için ameliyat masasına yatanlar bile oluyor. “Laser uvulo-palatoplasti (LAUP)” adı verilen bu yöntemle yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilmekte ve horlamanın önüne geçilebilmektedir. Ameliyatın başarı oranı %85-90 arasındadır ve pek çok hastada bir seanslık tedavi ile istenen sonuç alınmaktadır; ancak, bazı hastalarda ameliyatın en erken dört hafta aralıkla olmak üzere tekrarlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Tabi insanların horlama gibi bir problem için ameliyata gerek duyup duymayacağı ya da bu ameliyatı karşılayabilirliği sizin takdirinize kalmış. İşte bu noktada devreye asıl çözümümüz olan Anti-Snoring Device giriyor. Alet basit olarak alt çenenin biraz öne itilmesini sağlıyor , böylece dil geniz boşluğundan uzaklaşarak havanın geçebileceği hacmi artırıyor ve hava hiçbir sürtünmeye uğramadan dışarı çıkabiliyor ve bu sayede horlama sesindende kurtulmuş oluyoruz. Amerikan Dişçiler Birliği nin yaptığı araştırmaya göre bu aleti kullanaların %70 – %90a yakın horlama problemleri tamamen çözülmüş. Bu aletin en önemli özelliklerinde biri ise kullanılabilmesi için bir dişçinin yardımına ihtiyaç duyulmaması.

Alet ana hatları itibari ile dişlerin tamamına takılabilecek iki boşluktan oluşuyor, kullanıcı bu boşluklara direnç sağlayıcı bir madde sürdükten sonra dişlerine geçiriyor ve alet kişinin diş ve ağız yapısına uygun hale geliyor,
İsteğe göre ayarlanabilen mekanizması sayesinde kişi en etkili performansı elde ediyor.
Piyasa fiyatı 40-60$ olan bu ürün ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz buraya tıklayınız