bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Ne yani!

ufakufak | 23 July 2008 13:15

tut kalbimi bak dizim çekiliyor
bak ruhum otz beş milimetro
salya sümük dizeler dize mi geliyor
bak rakı şişesi bu akşam anka’da
ankamall’da utanıyor, kızarıyor
ne yani, çocukça, eli kanlı bir sevda
çok mu yahni yani
bırakma beni yalnız buraya
ufakufak olurum

Asıl Sorun

Zeit geist | 23 July 2008 12:56

Dünyanın dört bucağında bazı konular bitmez tükenmez bir hırsla tartışılıyor. Bu konular en çok da düzen ve bu düzenin ideolojileri hakkında.

Bir ülke kaçıncı dünya ülkesi olursa olsun sömürü tablosunda yerini almak zorunda. Ya sömüren ya sömürülen tarafta. Toplumların içine itildiği bu sömürü yaşanırken toplum, oluşa gelmiş politik ideolojilerden Liberalizmden, Sosyalizmden, Bireysel Anarşizmden, Anarşist Komünizmden… etkilenmekte. Düşüncellerin üzerinde durduğu farklı toplum düzenlerine sorular yöneltirken de zıtlığa düşmeye başlamakta ve asıl sorun unutulmakta. Sorun: insan .

demincekti demincek..

morfik | 23 July 2008 12:12

Ölü şairin dediği gibi ; ‘yıllar geçse de demincek…’

Az önce, biraz evvel, üç dakika, taş çatlasın on dakika… gibi demincek ile saplanıp kalmıştı yolculuklara kadın.

Demincek misali canı yanıyordu. Demincek misali gülüyordu. Demincek misali bakıyordu…

Demleniyordu yaşam, yaşamlanıyordu dem.

Anlamaya başlıyordu nihayet. Düşmek ve uçmak aynıydı. Boşlukta olmaktı, yer çekimine uzun ya da kısa süre meydan okumaktı.

Meydanın ortasında, ölü şairi son kez okudu kadın.‘–se- si yok artık,yıllar geçti.affet beni..yalvarırım affet.’ dedi bağırarak.

Annesinin Prenses Kızı…

07ebru | 23 July 2008 11:03

Annesinin Prenses Kızı…

Vakit dar,telaş sarmış,iş çok motor taksam yetişemem baktım prensesim etrafımı tavaflıyor.
• Bana yardıma mı geldin yoksa prensesim?
Çok güzel gülümsüyor işi bırakıp hızlıca sarmallaşıyoruz çünkü yemek yok…
• Madem yardıma geldin şu tabakları masaya götürebilirsin bitoşum benim…
• Anne ben prenses değil miyim?
• Prensessin tabii ki aşkım niye sordun ki?
• Prensesler iş yapmaz ki…
• O zaman kim tabakları masaya götürecek?
• Hizmetçiler tabii ki…
• Peki sen prensessin ben neciyim?
• Sen de benim prenses annemsin.
• Bitoşum,aşkım benim,bizim evde hizmetçimiz yok ki mecburen prensesler çalışacak…
• Hizmetçimiz yok ama olsun yine de prensesler iş yapmaz.
• Güzel yavrum benim,sarayda hizmetçi bulunmuyorsa prensesler iş yapabilir yoksa sarayı “pislik” götürür boncukları da arayacak kadar vaktimiz olmaz.
• Hangi boncuk anne?

kime?

pilibitenbebek | 23 July 2008 10:39

içimde varsın
ama canım yanmıyor
acıtman gerekirken,
bu yüzümdeki gülümseme kime?
yoksa o gülümseme mumun yansıyan ışığımı?
söndür mumu.
gel içimde yak ateşi.
yeniden, yeniden, yeniden…

21.07.2008 – 03.21

kız çocuğu

pilibitenbebek | 23 July 2008 10:31

küçükken hayaller kurardım.
kırmızı pabuçlarım ve beyaz üzerine papatyaları olan bir elbise içinde hayal ederdim kendimi.
küçükken hep büyümek isterdim.
zannederdim ki büyüyünce gökkuşağının üzerinde yürüyor gibi saf mutlulukla dolacak bedenimiz.
kimse bizi aşağı çekemeyecek ve dolayısıyla mutluluğumuz hiç azalmayacaktı.
hep elinde biberonu olan bebek gibi etrafa şirin gülücükler saçacağız sanırdım.
oysa küçük olmak zaten başlı başına ayrı bir mutlulukmuş.
hiçbir şeyden habersiz, emziği düşünce ağlayan ve tekrar geri verilince hiçbir şey olmamış gibi eski haline dönen bebek.
etrafındakilerden devamlı duyduğu “hayat”ın onu sınamadığı, olacaklardan bir haber olan kız çocuğu.
en önemlisi ise günlerce mutlu olmasına yetecek sade bir gülücük.
ne kadar güzelmiş küçük olmak…

21.07.2008 – 03.02