bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

1996 pfizer katliamı

numbeos | 13 December 2010 09:01

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1032144&Date=11.12.2010&CategoryID=81

Sistem ve Kendin Olabilmek

mahadeva51 | 12 December 2010 20:32

Özgür bir insan olmak ;insanın hakettiği gibi yaşamasıdır.Nelerdir özgür bir insanın hakları ?Herkesin bildiği birçok tanım var bu konuda ama kavramlarla,özelliklede sadece tanım olarak kalan şeylerden bahsetmek istemiyorum.İnsanın kendi yaşantısına yön verebilmesi gerekir.Ama günümüzde bu pekde mümkün değildir.Yaşadığımız dünyada kapitalizm hakimdir.Bir çok yönüylede herkesin eleştirdiği bir sistemdir.Bugüne kadar başka bir altenatifide üretilememiştir.

Şunu sorabilirsiniz ‘Konuyla kapitalizmin ne ilgisi var?’.Dünyamızda savaşlar,açlık,yoksulluk gibi sıralayabileceğimiz ve daha birçoğunu ekleyebileceğimiz konuların hepsinin altında yatan nedenler ekonomiktir ve kapitalizmle ilişkilidir.Bireysel olarakda hayatımıza yön verdiğimiz zamanlarda karşılaştığımız koşullar da yine ekonomiyle ilişkilidir ve sistemle bağlantılıdır.Sistemin dişlileri şunlardır;İnsan hakları,demokrasi,hukuk.Bu kavramlar her ne kadar kavram olarak doğru görünsede aslında oyunun bir parçasıdır.Aslında herşey açıktır.Sonuçlar bellidir bunlar sadece kılıfıdır.Bu dişliler sizi yok eder bambaşka bir insan olarak varolursunuz.Özetle kendiniz değil sistemin istediği insan olursunuz.Şu anda bulunduğum kafa yapısına nasıl geldim bu gerçekten ben miyim ?

internet-i aşk

morfik | 12 December 2010 18:12

Ben seninle evvelini yaşadım..
Asker yolu gözledim, gün saydım..mehtap yüz otuz bir..mehtap yüz otuz iki..
Akademiye gidişini unutamam. heyecan,korku,hasret,mutluluk…duygu namına ne varsa şu yerkürede hepsi benimleydi. Arkandan yağmurlar döktüm ya da yağmur oldum döküldüm mü demeliydim!
Yıl kaçtı ? seni zorla Minik Serçe’nin konserine götürmüştüm. İki saat Nirvana dinleme sözüyle.
Hep gittiğimiz kafenin yerinde bir mağaza var şimdi. Muhittin abi takılırdı senin oburluğuna.
İlkokulda yaramazlığımızın haddi hesabı yoktu. Hep boyumuzu aştık. Kovaladık ve yakaladık bizi.
Kızamık çıkardığında çok komik görünüyordun.
Ya ilk aşılarımız, hastaneyi ayağa kaldırmıştık..
Ve ben hayırsız çıktım. Unuttum, kimden doğdum ! nasıldı çocukluğum? Ne hızla gençliği ardımda bıraktım, neler başıma geldi, ne yaşadım? Geçmişim Sensizdi, sildim, oturdum yeniden yazdım. Olmasan da oldun alnımın yazısı..
Ey sevgili; ben seninle evveli yaşadım..gelecek ne ki!!

GÖRÜNMEZ KADININ GÖRÜNMEZ MACERASI

super hero | 12 December 2010 16:45

Kader, Emrecan’a oldukça cömert davranmış, ona pek çok alternatif sunmuştu. Emrecan da kendisine sunulan bu alternatifler içerisinde, bilerek ya da daha çok bilmeyerek seçimlerini yapmış, sonunda Doktor Emrecan Bey olmuştu.

Hayatın bambaşka bir düzlemde cereyan ettiği paralel evrenlerdeyse başka seçimlerde bulunmuş, kaderin kendisine sunduğu alternatifler dahilinde çok iyi bir oyuncu olmuştu.

Paralel evrenler, ilk bakışta adının çağrıştırdığının aksine, birbirleriyle hiç kesişmeyen düzlemlerde cereyan eden akışlar değildir. Birbirleriyle sık sık kesişirler; ve birbirlerini sıklıkla etkilerler. Haliyle, Emrecan’ın paralel evrenleri de etkileşim halindeydi. Kaderin ona sunduğu alternatifler farklı evrenlerde farklı hayatlar olarak tezahür etse de, Doktor Emrecan Bey ile ünlü oyuncu Emrecan’ın özleri iç içe geçmişti.

–y–

morfik | 12 December 2010 15:58

Yalpalıyor yelkovan yarından..
yedekledim yangınımı..yabancılaştım yüzüme..
yaram yediveren, yeşerdi yeryüzünde..
yarim!
Yanıt yok..
Yersiz yurtsuzum, yürüyorum yavaş yavaş..yalınayak..yapayalnız..
Yıldırımlar yıkıyor yolları
Yorgunum..
Yağmurlar yaygarada,,
Yas yapıştı yanağıma
Yontuyorum..
Ya Yaradan!!
Yeniden yoğur yazgımı..
Yarsız, yoksulum..yokum..

Avrupa Birliği de Neyin Nesi?

24black mamba24 | 12 December 2010 13:46

Avrupa Birliği Simgesi
Avrupa Birliği Simgesi

25 Mart 1957, Roma AntlaşmasıAvrupa Ekonımik Topluluğu(AET) adı altında bir ekonomik bütünleşme hareketi. Batı Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg bu 6 Batı Avrupa ülkesi işe 1951 yılında Avrupa Kömür ce Çelik Topluluğu’nu kurarak başladı. Bu kuruluşları Avrupa Atom Enerjisi takip etti.

1 Temmuz 1957 yılında AKTÇ, Euratom ve AET birleştirilerek Avrupa Topluluğu oluşturuldu.Bu topluluk, gümrük birliğini sağladıktan sonra siyasal birliğini de sağlayarak gelişmeye devam etti. Ve ileriki yıllarda topluluğa katılan 9 üye ülke ile Avrupa Birliğini oluşturan ülke sayısı 15’e çıktı.

Hangimiz faşist değil ki!…

kaleidoskop | 11 December 2010 14:38

Genco Erkal’ın Camdan Kalp filminde geçmişti bu cümle.
Küçük bir çocuğun ağzından bu cümlenin dile getirilmesini yadırgamıştım. Anlamını çok sonradan anladım.

Geçenlerde akrabalarımız misafirliğe gelmişti. Tek yumurta ikizi küçük çocukları var. Büyüklerden biri, ikizlerle oynayan başka bir çocuğa soruyor.
– “Hangisini daha çok seviyrsun?”
Soruyor, çünkü ikizlerden biri güleç, cana yakın ve sıcak kanlı. Diğeri soğukça, asık suratlı, pek de hareketli değil.

Kendi küçüklüğümden, tanınmış insanlara, iş, okul çevresinden medyaya her zaman her yerde rastladığım bir şey bu. Güzel insanları, yakışıklı insanları DAHA ÇOK SEVİYORUZ!
Pardon, SEVGİ bir duygu değil miydi?
Dış görünüşüne, bedeninin biçimine endekslendiyse sevginin ne anlamı kalıyor ki? Maddenin yapısına göre belirleniyorsa!

Evlilik Üzerine

vatanda | 11 December 2010 12:59

Evlilik yaşamımızın belkide en önemli kararıdır. Attığımız adımla birlikte bambaşka bir dünyaya farklılıklara herşeyden öte değişik bir kimliğe bürünürüz. Yaşamın belirli dönemlerinde farklı şekillerde ortaya çıksa’da bolca yanlışı olsada olmazsa olmaz bir durumdur evlilik. İster resmi olsun ister dini hatta kalbi şekillerde de olsa evlilik yaşanan birşeydir. Burda genel algı olarak Resmi evliliklerle birlikte duygusal ve dini evliliklerden de söz etmek istiyorum sonuçta biz insanlar çok farklı evliliklerden söz edebiliriz. Mesela duygusal evlilikler çok daha iyidir çoğu konuda çünkü her iki tarafta birbirinden her an ayrılabilecek bir durumdadır. Ve bağı sadece sevgi bağlılık ve aşk sağlar. Resmi evliliklerde ise zamanla alışkanlıklar çevre baskısı ve yaşam koşulları etkilemekte. Dini evliliklerde ise olay çok daha başka hem dini etkiler hemde örfi ananeler etki etmekte. Aslında olması gereken en önemli şey duygusal evliliğin oluşması ve gelişmesi daha sonra zamanla resmi evlilik olur ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki buda cinsi evliliğin belirli bağlardan sonra oluşması. Sonuçta ülkemiz özellikleri itibariyle en büyük hatalardan birisi önce cinsi evlilik sonra duygusal yada resmi evlilik olması hatta cinsi evlilikten sonra hiçbirşeyin olmaması ve taraflardan sadece bayan olanın zarar görmesi. Daha sonrada çok daha vahim ve kötü sonuçlar doğurması. Sözün özü hatta kısası ilk önce yürekte sonra belirli bağlarla bağlandıktan sonra cinsi ve resmi evliliğin olması. ( Burada cinsi ilişki belirli bir noktaya kadar evlilik öncesinde bilinmesi gerekmektedir. Sonuçta resmi evlilikte cinsellikte önemli bir rol oynamaktadır.)

Evlat Acısı

vatanda | 11 December 2010 11:21

Sokaklar ıssız, yağmur çiselemekte
Yüreğim yanlız,yoğun ve karmaşık
Çevremde acı, gözyaşı ve hüzünle birlikte
Yoğun karanlığın içinde ıslanıyoruz hep birlikte

Oysa mutluyduk gün doğumunda
Işıl ışıldı dünya, neşe umut bütün yüzlerde
Mutluluk, huzur ve kuş seslerinde
Merhaba diyorduk yeni güne

Acı bir frenle yankılandı çevre
Uçan kuşlar ve şaşkın bakışlar eşliğinde
Zaman sabitlendi, adımlar tek bir yöne
Acı çöktü huzur ve mutluluğun üzerine

Koştuk her yönden yerde yatan kazazedeye
Bakıyordu bize taptaze, duru bir ifadeyle
Nefes almıyordu ama bakıyordu yinede
Her zamanki gibi bütün güzelliğiyle