Avrupa Birliği Simgesi
25 Mart 1957, Roma Antlaşması… Avrupa Ekonımik Topluluğu(AET) adı altında bir ekonomik bütünleşme hareketi. Batı Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg bu 6 Batı Avrupa ülkesi işe 1951 yılında Avrupa Kömür ce Çelik Topluluğu’nu kurarak başladı. Bu kuruluşları Avrupa Atom Enerjisi takip etti.
1 Temmuz 1957 yılında AKTÇ, Euratom ve AET birleştirilerek Avrupa Topluluğu oluşturuldu.Bu topluluk, gümrük birliğini sağladıktan sonra siyasal birliğini de sağlayarak gelişmeye devam etti. Ve ileriki yıllarda topluluğa katılan 9 üye ülke ile Avrupa Birliğini oluşturan ülke sayısı 15’e çıktı.
22 Haziran 1993, Kopenhag Kriterleri… Avrupa Birliği’ne Doğu Avrupa ülkelerinin de aday olma hakkı sağlanması… Tam üyeliği elde edebilmek için gereken kurallar yani kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi, bu kriterlerin içerikleri ise şöyle;
Aday olan ülkelerde: demokrasi, hukukun üstünlüğü ve azınlık haklarına saygıyı koruması altına alan kurumların bulunması, piyasa ekonomisinin istikrarlı bir varlığı ve gerekli yükümlükleri yerine getirebilme kapasitesine sahip olma. Bu kriteler doğrultusunda AB’yi oluşturan ülkeler 25’e çıkarak büyük bir alanı kapladı.
Avrupa Birliği Müktesebatı: 100 bin sayfadan oluşan, üyeler arasındaki iş birliğini artırmak ve birliğe uyum düzeyini yükseltmek için uygulanan ortak politikalardır. Bu politikaların bazı ana başlıkları şunlardır: Para, Rekabet, Sanayi, Ticaret, Çevre, Enerji, Eğitim ve Kültür.Avrupa Birliği’ne 14 Nisan 1987‘de tam üyelik başvurusunda bulunmuşuz, 3 Ekim 2005‘te de Avrupa Birliği tam üyelik müzakerelerini başlattı. Ve hâlen devam etmektedir. Kiyamet kopuncaya kadar da devam eder. Etsin de…
yorumlar
Avrupa Birliği’ne girmekten çok daha önemlisi, Avrupa Birliği kriterlerini yaşamımıza tam anlamıyla geçirebilmek… O kriterlere uygun bir ülke olduğumuzda ekonomik açıdan dünyanın hangi bölgesiyle ilişki içinde olursak olalım, çok da fark etmez. Çünkü o kriterler sadece Avrupa Birliği’nin değil insan gibi yaşamanın da kriterleri…
Bir zaman hıristiyan birliğiydi daha sonra da vazgeçilmez bir hedef.
Avrupa birliği ekonomik birlik olarak başladığı serüvene siyasi birlik boyutuna taşıyamadı ve kolay kolay taşıyamaz da. Roma imparatorluğuna duydukları özlemin postmodern versiyonu olan bu oluşum Roma sonrasında birçok açıdan farklılaşmış bu ülkeleri mutlak olan ortak çıkarlar etrafında buluşması zordur. Bazı noktalarda ortak hareket etme yteneği olabilir ama bu asla siyasal bir birliği ifade etmez. Birlik parlamentosu, merkez bankası, anayasası v.s. kurumların fonsiyonel meşruiyeti birlikteki her ülke için aynı anlam ifade etmiyor. Örnek vermek gerekirse, yunanistan ve irlanda ya yapılan yardımlar sonunda almanya euro bölgesinden çıkma tehdidinde bulundu.Türkiye açısından bakıldığı zaman ise, Avrupa Birliği’ne girmek demek, varolan anayasanın üzerinde bir anayasayı kabul etmek demektir. Bu da bir anlamda egemenliğin dışsal bir kuruma devredilmesi anlamına geliyor. Binlerce yıllık devlet geleneği olan bir toplum olarak siyasal değerleri başka yerlerde aramak kadar saçma bir siyasal davranış daha olamaz. Gerçek anlamda bir demokrasiyi, insan haklarını kendi tarihimizde bulmamız mümkündür. Yeter ki, biz tarihimizi küçümsemeyelim…
Avrupa ya gore Istanbul Ankara Izmir.. Turkiye demiyorum farkindaysaniz son derece modern ve ustun durumda..Ozellikle saglik alaninda acilan polikliniklerle, hizli sonuclar acisindan sagligi halkin ayagina getiren bu sistem, Avrupa nin almasi ornek almasi gereken buyuk bir devrimdir.. Turk un mutesebbis ruhunu Avrupa nin yakalamasina imkan yok..Turkiye nin yapmasi gereken diger illiri de uc buyuk il durumuna getirme, acliktan olen insanlara olmeden yasayabilmeleri icin minimum sartlarda yasam saglama.. Yasli ve engelli insanlara duzenleme.. Cocuklara cok kucuk yaslardan itibaren baslanarak yabanci dil de dahil edilerek verilecek sistemli bir egitim.. Yetiskinlere verilecek toplu egitim ayni zamanda meslek saglama.Her anlamda aciz duruma dusmus kadinlar icin yerleri asla belli olmayan yasayla korunan acilacak siginma evleri ..Islenen suclara karsi, agir yaptirimli tore ve trafik kanunlari..Ve insanlarin dini inanclarini kullanmadan, herseyi akil cercevesinde yurutulecek saglam bir politikadir..Gerisi gercekten hikaye..