Genco Erkal’ın Camdan Kalp filminde geçmişti bu cümle.Küçük bir çocuğun ağzından bu cümlenin dile getirilmesini yadırgamıştım. Anlamını çok sonradan anladım.Geçenlerde akrabalarımız misafirliğe gelmişti. Tek yumurta ikizi küçük çocukları var. Büyüklerden biri, ikizlerle oynayan başka bir çocuğa soruyor.- “Hangisini daha çok seviyrsun?”Soruyor, çünkü ikizlerden biri güleç, cana yakın ve sıcak kanlı. Diğeri soğukça, asık suratlı, pek de hareketli değil.Kendi küçüklüğümden, tanınmış insanlara, iş, okul çevresinden medyaya her zaman her yerde rastladığım bir şey bu. Güzel insanları, yakışıklı insanları DAHA ÇOK SEVİYORUZ!Pardon, SEVGİ bir duygu değil miydi?Dış görünüşüne, bedeninin biçimine endekslendiyse sevginin ne anlamı kalıyor ki? Maddenin yapısına göre belirleniyorsa!İş arkadaşlarımdan iki tanesi dakikalarca ÇİRKİN birisinden bahsediyorlardı. Vücut biçimi düzgünmüş ama çok çirkinmiş. Bundan bahsediyorlar.Yine birkaç gün önce forumda bir tartışmaya rastgeldim. İnanmazsınız ama birisi şöyle diyor:”Senin resmini gördüm, çirkinsin!”Görüş alışverişi yapılan, tartışılan bir ortamda söylenen bir laf…Gazete haberlerinde kaza sonucu ölen insanların haberleri var. Eğer ölen kişi genç ve güzelse özellikle vurgu yapılıyor. Yani onun değeri ve yaşama hakkı nispeten daha fazla.Bir de, zengin ve batılı ülkelerin insanları çok değerli. Onların burnu kanasa bir sürü insan, araç ve medya seferber oluyor. Ama Bosna’da, Filistin’de, Afrika’da öldürülen, aç sefil yaşayan insanlar pek de fazla umursanmıyor.Hitler’i, Mussolini’yi suçlamak kolayımıza geliyor. Ama aslında hepimiz biraz faşist değil miyiz?Hangimiz faşist değil ki?
yorumlar
Bir de güzeller kaprisli oluyor, diye kızıyoruz. Onları bu hale getiren; her fırsatta güzellliklerini vurgulayan, sırf güzel oldukları için onlara ayrıcalıklı davranan çevreleri değilmiş gibi… Sanki sonradan edinilen, büyük emek gerektiren bir özellikmiş gibi inanılmaz bir saygı duyuluyor güzellliğe. Ondan sonra da etraf burnu iki karış havada, ne yapsa kabullenileceğini bildiği için her tür şımarıklığı yapmakta sakınca görmeyen güzellerden geçilmiyor. Yazı çok güzel… Kalemine sağlık!
Diyalektik materyalizm… Maddesel formlar üzerine kurgulanmış toplumsal hiyerarşinin hitlervari bedensel düzeyde yaşanan versiyonu. Belki de sormamız gereken şey; kişiyi ‘insan’ yapan nedir. Kişinin sahip olduğu fizyolojik, kapital, markasal, zihinsel ve duygusal birikimlerin hangisi toplumsal sistemin oluşmasında birincil bir faktördür? Bir anlamda; toplum, bu algısal birikimlerden hangisini merkeze alırsa, içindeki kişiler ‘insani’ açıdan yücelir?
İLK ÖNCE GERİZEKALI.DÜZELTEYİM.DİYECEKSİZN Kİ:HANGİMİZ FAŞİST DEĞİLİZ Kİ.ULAN MAHLUKAT.HİÇ OKULA GİTMEDİN MİGİTTİYSEN SANA+VE_ANLATMIŞLARDIR.DEMİŞLERDİR Kİ SANABUNLAR DÜŞMAN AMAAYI YATAKTA YATIYORLAR.ÖNCE NASIL YAZILDIĞINI ÖĞREN HAYYATTA SANA NASIL YAZILACAĞINI ÖĞRENSİN.BIRAK KENDİNİ RAHAT BIRAK.,2 İLA 2 NİN 4 OLDUĞUNA SAKIN İNANMAİNANANLAR HEP MUTSUZ OLDU5 OLDUĞUNA İNANALARMUTLU OLDU3 OLDUĞUNA İNANANLAR KANDIRILMIŞ OLDU.HEYYYYYYYYYYY
…işte bu yüzden yaşlılardan, sakatlardan ve zihinsel engellilerden tiksinerek kendi bireysel ÖJENİmizi oluştururuz. Bunun tarihteki vücut bulmuş şekli ise Hitler.Öjeni ve Hitler pratiğiBermuda şeytan üçgeni: Darwin, Hitler ve nazizm
Her şeyden önce sevginin, saygının, hoşgörünün bedava olduğunu unutmamalı ve birbirimizle paylaşmalıyız.
bu bencereden faşist olduğumu söylemekten çekinmiyorum. lakin ne demişler; faşist olma fetişist ol.
ben muzum