Karadeniz…Uzun, soluksuz, rengaren bir karaparçası sanki. İnsan nereye baksa kendi yansımasını görür gibi. Rüzgar arkanızdan gelip önünüzde yol oluyor. Güneş her sabah çam ağaçları ile “kapanmış”, -ibadet eder gibi- dik duran dağların üstünden doğuyor.
Karadeniz’ in insanları ölüleri ile birlikte yaşamayı seviyor. Her hanenin ölüsü kendi çay tarlasında gömülü. Ölüler dirilerini, diriler de ölülerinin ruhlarını ve bedenlerini terk etmiyor. Böylece daha sadıklar sanki kendi hayatlarına. Gülümsemeleri, çay toplayışları hep bir gölge eşliğinde devam eder gibi.