bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Nükleer Pasta…

Paga | 21 December 2008 02:31

http://www.greenpeace.org/turkey/news/nukleer?linktext1#1

Bilin Bakalım, Kimden Bahsediyorum?

keremx | 20 December 2008 12:26

BİLİN BAKALIM, KİMDEN BAHSEDİYORUM?

Başta söyleyeyim, bu fikirlerin tamamı bana ait değil. Nice baylar ve bayanlar tecrübeleri ile emek ederek ortaya koymuşlar bu fikirleri.

Neden baştan söylüyorum bunu? Çünkü bu tür paylaşımlarımdan dolayı özellikle bayan üyelerden çok tepki alıyorum.

Bunu belirterek kimden bahsettiğimi de yazının başında açıklamış oluyorum aslında.

Tespitlerin tamamı bana ait değil ama katıldığım hususlar var tabi. Bu yüzden kendi tespitlerimi de ekleyerek geliştiriyorum listeyi.

Puzzel parçaları…

adoxxoda | 20 December 2008 11:39

Unutursun geçtikçe zaman
Uzaklaştıkça benden unutursun
Neler geçmedi ki ömrümüzden
Zamanın akışına bıraktık her şeyi
Artık uzun ilişkiler yok kısa krizler var
Dertler hep aynı
Bizim cinsimiz karşıya yüklenir
Karşı cins bize
Yahu bitanemi düzgün kadın yok
Ya da yahu bitanemi düzgün adam yok
Dertlerde aynı yaşamlarda
Bir puzzelın parçalarıyız
Bütün olamadan tekrar çantaya konanan
Ve her gün yeniden yapmak için uğraşan
Bir kere tamamlarız puzzelı
Ama bir daha ilk defa ki heyecan olmaz
İlk defaki istek olmaz
Ve zamanla istemez insan tamamlamayı
Hep yarım bırakır hep kenara atar
Böylece yitip gider uğraşlar

beklenen

ceyhunak | 20 December 2008 10:38

Bekleyişlerdeyim, beklemek ne kadar zormuş meger;
Bi gülüşü, öpüşü, sesi, bir sözü, gözlerdeki o ışıgı, beklemek ne zormuş..
Yaprağın düşüşünü, hayatın akışını, sözlerin birleşip bir bütün oluşunu,
bir bebeğin büyümesini, elini uzatıp seslenişini…
Hep beklemekle geçti günlerimiz aslında, yoksun deyişimiz bile bekler bir bekleyiş içinde;
gidişlerin dönüşünü beklemek, verilenin alınmasını beklemek,
herzaman beklemek….
hep beklemek…
bekleteni beklemek…
bir hayat, bir insan, bir sevgili; hepsi beklenendir bizim için..

Yıl 1921…

juki | 20 December 2008 10:09

Yıl 1921… Devletimiz Kurtuluş Savaşının en sıcak günlerini yaşamakta. Anadolu’nun birçok yerinde boğaz boğaza mücadeleler yaşanmakta, Türk ateşle imtahan olmaktadır.

Öte yandan İstanbul’daki halk nispeten daha rahat geçirmektedir bu günleri, ya da öyle bilinir. Evet, aslında öyle değildir. İstanbul’da yaşayan binlerce yürek sahibi eroğlu erler, analar vardır. Bunlar vatanın içinde bulunduğu durumdan dolayı çok üzgündür.

İstanbul’un karşısına kalan, Pera (kelime anlamı da karşı demektir) evet Pera(Beyoğlu) semtinin eteklerinde bir semt daha vardır ve onun adı da Kasımpaşa’dır. Oradaki gençler öyle bir dönemde gençliklerini yaşamak, içlerindeki coşkuyu tatmin için bir klüp kurarlar: Kasımpaşa Spor Kulübü…

Çıldırış…

belesh | 19 December 2008 20:09

Kalkındıramadıklarımızdan mısınız yoksa şemsi paşa pasajında sesi büzüşesicelerinizden misiniz mi dal sarkar kartal kalkar mıdır değil midir mi acaba kaçtane kırk kürkü yırtık kel kör kirpinin kırkının kürküde kırpık mıdır,şu yoğurdu sarımsaklasakta mı saklasak sarımsaklamasakta mı saklasak mı,üç tunç tas has hoş kayısı hoşafı .karşı kaldırımdaki kalkamayan güvercinlerinde her türlü dengesiz yapılmış olan uçuş takımlarının dört bir yanındaki pilot kabinine doğru açılamayan iniş tekerlerinin her tarafında nerden nasıl geldiği belli olmamış rüzgar tarafından karayel doğrultusunda tam dört knotluk bir hızla ses hızından biraz fazla düşünce hızından biraz az bir şekilde kuantum fiziğinin tam tersi bir mantıksal düşünce döngüsü içinde fiziksel açıdan her türlü imkansızlıklar dahilinde ruhsal açıdan ise her türsüz şekilsizlikleri ve imkanları dahilinde uçuşa hazırlanma çalışırken şımarmadan,korkmadan,sinirlenmeden,sakince,düşüncesizce,perevasızca,kalkmaya varamadan yandan gelen bir sigara ve yanına koyulmuş bir adet kül tablasının ardından gelen az nikotinli light sigara dumanı sayesinde beyin hücre duvarlarında meydana gelen dengesiz dalgalanmalar bütün fikir,zikir ve mantıksal yoğunlaşmaların insani ve beşeri ilişkiler dahilinde karşısında psikososyal davranış biçinleri etrafında ne kadar fazla içten içe yandığı konusu ise içten,dıştan,kenardan ve üstten yanmalı motorlar konusunda olduğu gibi tekrari ve teyakkuz durumlarında;SEZEN AKSU örneğinde olduğu üzere yanmış,sönmüş,suça alışmış,kapanmış kapılar sayesinde meydana gelen ve yaşamak dediği üç beş kısa andan ibaret olan,bu yüzden kaçırmamak gereken aşkın sınırları dahilinde olduğu muhakkak şekilde cereyan edip bilfiil ortaya konulan ittihat terakki portalında düşmanca,agresif hareket tarzlarını bertaraf edemeyen,resmiyette neler olduğunu anlamadan heryerde vuku bulabilecek hakim vaziyetteyim..

İNSAN BİLMECESİ…

| 19 December 2008 18:51

İnsan nasıl bir bilmecedir ki hala oluşumu net ve kesin olarak çözülememiştir. Yüzyıllardır hatta milyon yıldır çözüme kavuşamamış bir bilmecedir. Dünyadaki tüm canlılar içinde önemli ve ayrıcalıklı bir varlık olan insan, en büyük ayrıcalığı ile gelişmiş zihni, dil ayrıcalığı ile konuşma yeteneğinin oluşturduğu kültürü ve biyolojik özellikleriyle kendisini diğer canlılardan ayırır. ama en nihayetinde hayvanlar âleminin en üst üyesidir. Nitekim bilim adamları insanı, memeli hayvanların en gelişmiş grubu olan primatlar (Primates) takımı içinde maymunlarla birlikte eşleştirerek, sınıflandırmışlardır. dallara tutunarak ve ağaçtan ağaca atlayarak yaşayan bu hayvanlar, zamanla bir takım değişiklikler geçirmeye başlamış. bu hareketler esnasında uzaklığı daha iyi kestirebilmeleri için, gözler yüzün ön kısmına doğru yaklaşmış. İnsanın en yakın akrabası olan maymun, ağaçlardan iner ve birkaç adım atmasını öğrenir. derken bilim adamlarının teorileri ortaya çıkar. (BKZ. EVRİM)
Dryopithecus cinsi olarak adlandırılan 22 yıllık ilk insanımsı maymun fosilleri, Doğu Afrika’da bulunmuştur. Hindistan’da bulunan insana ait en eski fosil ise 16 milyon yıllıktır.