Pek çorba içmem ben. Yok, öyle, “Onu sevmem, bunu sevmem.” diyen tiplerden değilimdir. Hatta maşallah, iştahlıyımdır. Önüme konursa ses etmem. Hele bir de, bizim evin iç ve dış işlerinden doğrudan sorumlu maliye bakanı ve aynı zamanda doğal başbakanı “Bugün yemekte çorba var.” derse, hayatta itiraz etmem.
Şimdi, doğruya doğru, şöyle nefis bir domates çorbası olsa, dumanı tütse, üzerine biraz da kaşar rendelense… buna kim itiraz eder? Ama biri soracak olsa, “İster misin?” dese, “İstemem.” derim.
Nedir peki işin aslı?
Hani bazı insanlar vardır, “Ağzı kalay kaplı mübarek.” derler. Suyu daha yeni kaynamış çayı bir dilişte içerler; önlerine kaynar kaynar konan çorbayı afiyetle içerler… İşte ben o insanlardan değilim. Sıcak sıcak içemem hiçbir şeyi; yaz olsun, kış olsun.