bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

hayal kurdum..

taha3045 | 18 March 2009 09:33

Hayal kurar mısınız? Ben küçükken nasıl kuruyorsam hala öyle hayaller kuruyorum, ruh halime göre bazen kısa bazen uzun ama asla hayalsiz yürümem yada uyumam. Küçükken oyuncak, bisiklet veya biraz daha kemik misket,büyüdükçe önce sınıftaki saçı iki örgülü kız, sonra bir kız daha, üç kız dört kız…..Az daha yaş ilerledikçe meslek hayalleri,göreve başlayınca yapılacak Amerikan filmi tarzı gangster kovalamaca,rehine kurtarma , yetişkin olunca köşeyi dönünce yapılacaklar,Lost adasındaki Kate ile çiftleşme, araba yenileme ve renginden jantına herşeyini tasarlama hayalleri falan…

AMAN TANRIM! AL MİKROFONU ELİNE!

sevde837 | 17 March 2009 15:03

mikrofonu sana verelim!
kuskus pişir bize.
sahanda yumurtaya ne dersin ardından?
ben sevmem ki kafadan,lafadana hayır demem ama:)
şekerli su içsek sonra ya da pilavi balla yesek hani kalburabastıyı yoğurtla yiyorlar ya cık ben sevmem onu:(
aaa sen şekerli ekmek yemek istersen hayır demem ki…
hişşşt hişşşt sakin ol!
al eline mikrofonu!
kağıt helvada yaşasak aşkımızı
zaten her şey vıcık vıcık..
ha olsan ha olmasan…
çamurdan tencere,kapak olsak!
olmaz mı?
ama neden ben alışığım kumdan kalelere.
buldum salyangoz olalım!
illa da evim sırtımda olsun deme çekiliverelim kabuğumuza!
yan flüt çalmayı öğreniyorum
başka tınılarda bulma kendini.
sırça köşküne çekilme
deprem kuşağındayız.
kalkerli tüm kabuklarımız.
hadi mikrofon sende!
at savur at!
hayır midilli değilsin aslında!
kaldır at!
yok yok isabetli değil dam üstündeki saksağan.
ya kazan doğurmuşsa
ya da una ip sermişse Nasrettin Hoca!
Mecnun artık bir ağaç olmuşsa kuş yuvası saçlarıyla!
odlere su vermek mi gerek
Kandırıldım ey ülkem!!!
kim inanır ki artık masallarına?
aaa buldum moobidik denize inanmıştı!
ya yeldeğirmenlerine inanan Şovalye!
Aman Tanrım!
al mikrofonu eline!
SAÇMALADIM…

Hayat Dersleri I : Ayrılık Adabı

Radosse Rakam | 17 March 2009 13:21

Ve artık konuşulacak hiçbir şey kalmadı, söylenecek tek bir söz yok her iki taraftan da, sevgiler tüketildi, nefretler bile… Umut yok (bir şeyleri kurtarmak mümkün değil), intikam yok (çünkü artık o kadar değerli değil – o kadar mı dedim? HİÇ değerli değil-), karşılaşma yok (çünkü artık görülse bile tanınmaz), ağlamak yok (çünkü sildiğiniz bir şeyin nesine gözyaşı dökebilirsiniz ki?), ortak hiçbir şey yok (kalan her şey lime lime edilip yakıldı), hatıra yok (çünkü artık yaşanmış olduğu varsayılan bir şey yok).

Bir kadından arta kalan hiçbir şey yok. Ne ister daha bir insan, daha ne verilebilir bir insana? Yüreğine aşk, cebine para, üstüne giysi, yatağına kadın, ortamına sevgili koyduktan sonra?

Tik Tak-4

Galanthus | 17 March 2009 12:22

—Kuşkuş Dede diye seslendim çocukluğuma geri dönerek, sen Sumru’yu kendine almıştın, hemen de bana verdin, yalnız kalacaksın artık.

—Merak etme yalnız değilim ben.

—Ama ben Refika Ninenin dedim ve kestim cümlemi, öldü kelimesini kullanamazdım, yakıştıramıyordum ağzıma ölüm kelimesini, Refika ninenin ayrık dişlerinden savurduğu ıslık benzeri kahkahalarına da, öyle bir kadın nasıl ölebilirdi ki…

Sustum. O da sustu. O sırada başka bir sokağa doğru gitmekte olduğumuzu fark ettim.

—Nereye gidiyoruz biz?