bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

tırım tırım

taha3045 | 28 April 2009 13:46

Mutlu eden,mutsuz eden ve olan ben
sensiz yaşayamayacak olan ama
bal gibi de yaşayan ben..

Sevgiden sıkıldım
aynı tas aynı hamam
severek yeniden doğmak
severek seni boğmak
arasında fark yok sanki
Bir karar aldımyürekten çıkartılacak
ve bir daha içeri alınmayacak.

Dedim ya ben,
bir kedi misali ben
sokaklarda dolaşan,çöplerde dolanan
bu hayattan bıkmış
Allah’ın belası çöplük hatıralarıyla yaşayan
yutacak bir aşk arayan kılçık misali
midesi ve kalbi isyan etmiş
nankör olan ben.

Düşlerle mırıldanan ben,
kalbinin kapısını kapatmış gibi görünüp
aralık bırakmayı ihmal etmeyen,
aralıktan sinsice bakınan
gözlerine batanı görünceusulca kapıyı kapatacak olan
pisboğaz kalpli ben.

yolcu

furkan iren | 28 April 2009 12:31

yalnızlık
yorar insanı kalabalıklar arasında
ansızın kırar tutunduğu dalları
korkusuzca dirensende
tutsak eder mabedinde
yürek yokluğunu
ve hasret filizlenir
köklerini saldıkça içerinde
bir dünya yok olur

Gözlerin geLince akLıma
SözLerin anLamı tükenir
üstüme bir garip hüzün çöker
ağlamaklıca usul usul
yürür gider içimden bir yolcu
çok uzaklara doğru

acıların kralı kral mı değil mi?

nazokiraze | 28 April 2009 11:56

Trakya‘nın tarihte yaşayan yerli halkına Trak denir, göç ederek yerleştikleri sanılan bu kavimlerin ayrı ayrı bölümler halinde yaşadıkları açıklanır. Bu ayrı ayrı birlikler halinde yaşayan toplumda iki krallık göze çarpar Odyris’ler,Ast’lar.

Kahramanımız Kersepleptes(Kersopleptes,Kersebleptes ) Odyris‘lerin kralıdır. Mezarı 1997-98 yılında bulunan kral, bir kaç yılda etlendirildi .

Yaşadığı dönemde çok fazla kol ağrısı çekmesi dolayısıyla kendisine ”Acıların Kralı” adı takılan kral aslında kral mı? yoksa sadace yönetici mi diye sorgulanmıyor da değil.Bunun nedeni Trak ‘larda önemli kişilerin öldüklerinde yakılmasıydı, oysa kralın cesedin üzerinde yakılma izi yoktu, adına sikke de yapılmaması kral olmama ihtimalini yükselmekte. Ama şu var Kersepteples’in üzerindeki elbise kral elbisesi.(Alman Arkeoloji Enstitüsü’nde verilen Kral Kersopleptes ve Heraion Teichos konulu konferans)

Kersepteples zamanında Odyris’lerde önemli insanlar öldükleri zaman o dönem iki hanımları oldugu için, bu eşler arasında düzenlenen ağlama yarışını kazanan eşi, ölen kocasıyla birlikte kurban edilme ve yakılma şerefine erişirdi. Yarışı kazanamayan eşin onuru ayak altında sayılırdı.Kralda yanma izi olmadıgı gibi,yanmış bir eş de olmadıgı için tarihçiler ikiye bölünmüş durumda.Bazı arkeologlarca sadece Trak‘ların sürülerce kabilelerinden birinde yönetici olarak görülen kral üzerindeki mor kıyafet yüzünden ise bazılarınca kral olarak açıklanıyor. Üzerindeki mor elbisenin rengini vermek için o dönem denizde yaşayan bir canlının bir tonunun kullanılması gerekiyordu. (sadece bir kaç gram için) Elbisesinin dışında kafasında ki altın taç ise sadece krallar tarafından takılma hakkına sahip oldugu için onun kral olduguna kanaat ediliyor.

www.haberanadolubil.com
www.haberanadolubil.com

Uzun yıllar ağrı çeken, Makedonya kralı II.Philip( Büyük İskender’in babası) ile girdigi savaşta yenilgiyi tadan, Makedon hakimiyetinde yaşamaya mecbur kalan kralın ölümü de çok iç açıcı değil savaşta kolu kırılarak iltihap bağlayan kral bu şekilde on yıl yaşar, kolu kısalır sınırsız agrılar çeker bu yüzden acıların kralı ismini alır, iltihap tüm vücuda yayılınca, henüz kırkına varmadan hayatını kaybeder.

sana diyeceklerim var

furkan iren | 28 April 2009 11:10

korkularımdan sıyrılabilseydim
bir an olsun
karmakarışık zihnimi,
hep yenik çıktığım savaşlardan yorgun düşmüş benliğimi
maskelerimi, anlamsız zırhlarımı çıkarıp
zamansızlıklarla, çekingenliklerle kemirilmiş yüreğimi
ortaya koyup
kalbime dur demek yerine her seferinde
dilime gelenlere,gelipte diyemediklerimi, dillendiremediklerimi hislerime prangalar vurmak yerine
seni kaybetmekten korkmadan
anlatabilseydim keşke herşeyi
anlatsam anlatabilsem
ve herşeyden sonrasında
ya çekip gitsem bu şehirden
ya da bir olsa yollarımız ebediyete değin..

çeşnimizde Aşk var

kumsacli | 28 April 2009 09:58

yuvarlanıp kapağını bulan tencere, aşığının kalbinde oynaşıp duran çay kaşığı, aşıklarını katleden rende ve onlar gibi birbirine aşık her şey…
Boğaz dediğin dokuz boğumdur. İnsanoğlu dokuzuncu boğuma geldiği an Aşk-ı meçhullerde bulur kendini. Saf dışı bırakır halini. Veryansın etmeleri boşa çıkacağını kendiside eşek gibi bilir.
Aşkın tanımı zaten dinlediğimiz masallar, şarkılar, türküler, şiirler, maniler, gazeller, ağıtlar, filmler belirliyor. Biz ise bukelemun kıvamında hangi gereksinimizle sevişgen halde olursa onun tanımına tav oluyoruz. İmkansız, yırtıcı, pasif, çocuk, divane, mantıklı… Aşk ve onun saydam ya da kapalı halleri, ne sözcüklerle anlatılmaya ne de karşı tarafı inandırmaya bazen yetersiz kalıyor.İki hırçın cinsin uysallaşması için keşfedilen bir panzehir; depresyona bile bile girmek; doğuştan gelip parçan olan içgüdü; nirvana… Sen hangi gruptansın?
Aşkta farklılık yaratan kadın ve erkeğin sahiplendiği roller. Dişi kuş yuvayı yapıyor ise erkek ağustos böceğinin repliğini mi ezberler? Ataerkil bir toplum içinde emredici, aktif olan erkek ise kadın aşağılanmaya mı maruz kalır? İstediğim yanıtlar değil de soru sormak mı?
Genelde Türk filmlerinden çakma hikayelerle doludur aşkın serüvenleri hayatımızda. Çölleri benim için aşan mecnun olmalı benim aşkım, uykuya daldığımda benim ölü ruhumu uyandıran öpücüğü ile beyaz atlı prensimde olabilir yada dağları benim için delen Ferhat’ı da yeğ tutabilirim her ikisine, buna ilave olarak fakir ama gururlu bir gence de yok diyemem..
Bunları bana düşündüren aşksa o zaman aşk kadın ruhuna mı ithamda bulunuyor. Kadınsı bir duygu taşıyor aşka gelmiş dişiden, etrafa yaydığı kokusu ile büyülenen erkekler onu bir aşk objesine dönüştürüveriyor böylece. İşte erkekler neden aşklarını itiraf etmekten kaçınıyorlar anlaşıldı.

Zihnin saklı bölmelerinde aşk eteğinizi çekiştirip aslında sizi değil kendini besliyor. Tabana yayıyor ve değerini yükselttiği an tavan fiyat yapıyor. Kaçınılmaz? Kriz aşka böylece teğet geçiyor her defasında.”Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın” Ne kaba bir tabir. Ben bu slogan içinden sıyırıyorum kendimi ve pembe panjurlu bir ev düşlüyorum Her aşk düşe mi gebe bırakır insanı? Zırva bir zirve aşklar mı doğurur? Kamçılar mı bedenini kanı görene dek?

karaoke

szoszy | 28 April 2009 09:06

http://voxcast.games2girls.com/voxcast/mini/code10011101000/1256.swf

Çok zor, çok despot: Yavuz Turgul

kahramancayirli | 27 April 2009 17:35

züğürt ağa
züğürt ağa

Çok zor, çok despot: Yavuz Turgul

Kahraman Çayırlı

Ne kadar da sert! Bozar etrafındakileri. Hatta ağlatır. Kimselere röportaj vermez. “Vay be, konuştuk onunla, konuştuk işte” diye çığrınırlar onunla röportaj yapabilenler. Zor adamdır vesselam.

Sultan filmini izlemeye başlayıp da bırakabileniniz var mı? Türkan Şoray’ı, Bulut Aras ve Şener Şenle buluşturan mükemmel öyküyü, o sert adam yazdı işte… Derken Çiçek Abbas’ı da yazar, ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu “Fahriye Abla” gelir sonra, “Züğürt Ağa” (senaryosunu yazdı-Nesli Çölgeçen yönetti), “Muhsin Bey“, “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni“, “Gölge Oyunu“, “Eşkıya” , “Gönül Yarası” ve nihayet “Kabadayı”…

Sri Lanka’daki Katliamdan Haberiniz Var mı?

sosyalistanbul64 | 27 April 2009 17:00

Sri Lanka’daki Katliamdan Haberiniz Var mı?

Sri Lanka’da Tamillerin yaşadığı bölgede 37 yıldır ayrılık için gerilla savaşı veren Tamil İlam Özgürlük Kaplanları ile Sri Lanka ordusu arasında yaşanan çatışmalar bölgede büyük bir katliam bilançosu yaratıyor. Sri Lanka ordusunun tüm Tamil Kaplanları’nı yoketmek için girdiği operasyonda son aşamaya gelindi. Tamilli gerillalar 15 kilometrekarelik bir alana hapsedilirken hükümetin “teslim ol” çağrısıyla verdiği 24 saatlik sürede sona erdi. Bölgeye hiç bir sivil alınmıyor, gazeteciler ve gözlemciler giremiyor.