bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

gizli saklı

furkan iren | 22 June 2009 16:51

ve kendi cehennemimde yanarken vicdanım
beynim, düşüncelerim erirken anlamsızlıkların potasında
ben öylesine durağan ve durdurulmuş
geçmişe dair an’ları yeniden yaşamak çabasıyla bugünü, yarını elimde bir silgi
aldığım nefesleri silmeye çalışırken
herkese ibret bir delilik hali sayarken uzaktan izleyen yabancı gözlerin esaretinde
ben kendimi,
ben kendimden
olduğumdan uzak, olmak istediğimden ve senden uzak
kendime el olmuşluğumla, yüreksizliğimle
terk ediyorum bu şehri sana veda etmeye, seni son kez görmeye
cesaret edememişliğimle, sana söyleyemediğim hislerimle
gönülde özenle büyüttüğüm fakat o kadar çok kurgulamama rağmen karşına çıkıp dillendiremediğim
o kırık, o narin ve o söylenememiş tek kişilik yaşanmaya bağımlanmış ama bir türlü alışılamamış
bir sana dair; gizli gizli sevmek içimde hoyratça, asice, bildiğimce, hudutsuzca sevmek
bir sana adanmış, bir sana ait, bir tek sen diyen sevmek
ve sana bunu gizli gizli, suskunca
gözlerine her baktığımda her seferinde çekingen ve ürkekçe bir tutkuyla anlamanı dileyerek
tanrıdan, ağaçtan, ormandan, aldığın nefesten, yerdeki çiçekten, ondan bundan sebeple..
fakat kelimelere dökmeden sana söyleyemeden seni sevmek
belki bencilce, belki de çocukça, belki de.. belki de;
korkulardır bana suskunluk duvarlarını ördüren
senden adımlar beklerken gözlerim ve naif yürekteki sevdalık, tutku, hasret
belki gizli saklı seni sevmek istemek ve dahi sürekli bile bile acıların en beterini hissetmek
seni kaybetmekten korktuğumdandır belki de;
bu hodbinlik, bu anlamsız tecrit,
gözlerimdeki sevmek çoşkusunu saklambaç oynarmışcasına gözlerinden kaçırmaya çalışmam
belki de senin benden kaçıyor olmanın sebebidir benim tüm hatalarım
seni kaybetmemek uğrunda çektiğim acıya direnmem ve susmalarımdır
çünkü sen benden daha çok susuyorsun ve ben biliyorum ki
sen bana anlattıklarından daha fazlasısın, anlatacağın kısım anlattıklarından çok daha fazlası
senin suskunlukların, anlamayışların, gizemlerin, anlatmadıklarını bilmemi bekleyişin
yorgunluğumun senden değil hayattan olduğunu kabullenmeyişin
çekip gitmelerin ansızın anlamsız şeylere anlam katıp uzun uzun küsmecelerin
bunlar değil
seni benden uzaklaştıran
tamam diyorum her seferinde
anlatacaklarım bir kaç kelime, biraz daha varsa o anda cesaretim belki bir kaç cümle
ondan sonra bir ses derinden ya sonrası, ya sonrasında “ne olacak”?
işte bu his, bu düşünce senden kaçmak istememin
sana dair, sana ait sevmeyi dillendiremeyeşim, suskunluğum ve bir çok şeyin
nedeni, sebebi, anası, kaynağı

ZARDAN SIĞINAK

estamos muchos bien | 22 June 2009 15:59

“Sayısız sığınak vardır, ancak kurtuluş yolu tektir; ama kurtuluş olanakları yine de sığınaklar kadar çoktur”. F. Kafka

Üzerinde: “Çok az kitap hayatınızı değiştirebilir. Bu kitap değiştirecek” yazan bir kitabı elimize aldığımızda başımıza gelecekleri tahmin etmemiz gerekir. Çünkü genellikle edebiyat alanında kendi değerini kendi biçen, okumadan okuyucuyu yönlendirip etki altına almaya çalışan, tevazu özürlü eserlerin çoğu kitapevlerinin çoksatanlar raflarını süsler. İlginç olduğu varsayılan bir hikâyeyi, çeşitli “esinlenmeler”, yüzeysel toplumsal değerlendirmeler, lise ders kitaplarına yaraşır psikolojik tahlillerle anlatan, okuyucu kitlesinin zeka yaşını on altı ile sınırlayan bu kitapların herhangi bir insanın hayatını değiştirdiğini görmedim, görene de rastlamadım. Çoksatan her kitaba karşı önyargıyla yaklaştığım zannedilmesin. Tam tersine iflah olmaz bir çoksatan okuyucusuyum. İnsanı yoran ağır metinlerin ardından okuma etkinliğini rahatlatmak için okurum bu kitapları. Bir taraftan da “insanlar bu kitapları neden okur” merakı dürtükler beni.
Geçenlerde yine dürtüklendim ve elime kapağında yukarıdaki değişim çağrısı bulunan ZAR ADAM geçti. Tam da arka kapakta yazdığı gibi bir solukta okuyup bitirdim kitabı. Yazarımız Luke Rhinehart okuyucuyu yormayan tarzı da gayet etkili oldu bunda. Fazla uzamayan cümleler, belirli satır sayısını geçmeyen paragraflar, oradan buradan apartılmış küçük hikayecikler –misal kelebek mi Chuang Chu mu hikayesi- insanın okuma hızını arttırıyor. Hayatım değişti mi? Hayır. Lakin kitap bittikten sonra birkaç soru takıldı kafama: İnsanlar neden bir şeylerden kaçmak ister? Sığınak gerçekten gerekli midir? Sığınaklar yaşamımızı güzelleştirebilir mi? Bu yazı bu soruların etrafında dolaşan sayıklamalara yataklık edecek.

İşkence cümleleri

zyprexa | 22 June 2009 15:27

Çığlığım duvarlarına tırmanırken, daha çok yerin dibine girdi cümlelerimin özneleri.
Onlardı tüm suçlu ve cümlelerim, kırbaç kıvamıyla yalayamadı tenini.
İşkencenin nedenine işkencenin tadını katamadım.
Bana bunlar yüzünden deli dersiniz yada suskun .
Asla !
Susmuyorum sadece sanırım içimden konuşuyorum .

Brad Pitt’le zaman yolculuğu

gorcun | 22 June 2009 14:28

Brad Pitt
Brad Pitt

Dünyaca ünlü aktör Brad Pitt’in geçmişten günümüze uzanan parlak kariyerindeki rol aldığı filmleri resimleriyle hatırlamak istermisiniz?45 yaşında olan aktörün kısaca özgeçmişini de vererek filmlerine geçmek istiyorum. 1963’te Amerika, Missouri’de doğan William Bradley Pitt ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Üniversite öncesi okullarda son derece sosyal bir öğrencilik geçirerek golf, yüzme, tenis gibi spor ve müzik etkinliklerine katılmıştır. Missouri Üniversite’sinde gazetecilik bölümünü seçip okumuştur. Okulun bitmesine kısa bir zaman kala okulu bırakmıştır. Neden mezun olmasına çok az kala üniversiteden ayrıldığı sorulduğunda Pitt durumu ”Mezuniyet yaklaştıkça bu korkutucu düşünceyle daha çok yüzleştim. Arkadaşlarım iş bulup meslek sahibi oluyorlardı. Kendimi hazır hissetmiyordum. Ben filmleri seviyordum. Filmler benim için değişik dünyalara açılan kapılardı ve Missouri filmlerin yapıldığı yer değildi. Sonra kafama dank etti ve kendi kendime dedim; Eğer filmler bana gelmiyosa ben onlara giderim!” diye açıklamıştır. Bundan sonra Pitt hayalindeki oyunculuk işini yapabilmek için Los Angeles Kaliforniya’ya yerleşmiş ve orada oyunculuk dersleri almaya başlamıştır. Bir süre sonra filmlerde ve dizilerde küçük roller kapmaya başlayan Pitt, sinema sektörüne ilk adımını atmayı başarmıştır. Kariyerine 21 Jump Street adlı dizide aldığı küçük bir rolle bakmaya başlayalım.

21 Jump Street (1988)

21 Jump Street
21 Jump Street

Daha önce duymadıysanız şaşırabilirsiniz ama Brad Pitt’in bir bölümünde rol aldığı bu dizide rol arkadaşlarından biri Johnny Depp’ti. Ve bu iki genç oyuncunun birlikte göründükleri ilk ve son yapımdı.

HABER

Sule34 | 22 June 2009 13:33

Henüz birkaç haftalık evliydim.Düğünüm yeni olmuş3-4 günlük evlilikten sonra eşim güneydoğu’ya ben de kayınvalidemlere kalmaya gitmiştik.Tabi düğün sonrası tebrikler, hayırlı olsunlar, gelenler,gidenler, koşturmacamız hala bitmemişti. Yine bir gün öğleden sonra gelecek misafirler için hazırlanırken kapı çaldı.Açtım!…Aman tanrım karşımda bir üst teğmen, iki inzibat askeri tabancalar tüfekler…

_ Burası Mehmet Ekremin evi mi?!!!
Aman Tanrım bu olamazdı.Bu bana, bize yapılamazdı.Ben daha o haberi almaya hazır değildim.