bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Dövme gençliği bozar!!

| 17 July 2009 14:26

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=17.07.2009&Newsid=249056&Categoryid=1

ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin….

| 17 July 2009 13:42

hiç karşılıksız sevdiniz mi?
ya da sevildiğinizi sanıp hayal kırıklığına uğradığınız oldumu?
hayatımın en güzel yıllarında bu durum başıma geldi. bir sürü peşimde dolaşan hani derler ya elimi sallasam ellisi varken hemde… ıssız adam filmi vizyona girmemişti henüz. habersizdim kimsenin kimseye bi mecburiyeti olmadığından. Canı istediğinde canının istediğini yapabileceğinden… Ağzımdan çıkan sözdür benim ailemden öyle gördüm göremedim peş peşe çıkan sözcüklerin sahteliğini.. tam da içine hapsolmuşken hemde çıkamadım duvarlarından anlayamadım gerçeklerii. hapsoldum işte..çünkü ben en iyisine layıktım en değerli en temiz en saf vs vs.. bunun anlamı nedir ki? en iyisine layık olmak? karşımızdaki anlamaz mı baştan iyi olduğumuzu bu sonradan öğrenilen bir kavram mıdır? ıssız adamın biri beni bulmuştu işte..sonra da aynı şekilde aniden gidiverdii.1 sene geçti küllerimi gömdüm topraklaraa filiz vermediler daha. kurtulmuştum özgürdüm artık. hayatı öğrenmiştim bir bakıma. dün telefonum çaldı evet oydu. ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin…

İnsan ve Dünya

furkan iren | 17 July 2009 09:44

Beni ondan ayıran bunu çizebilmem midir?
Beni ondan ayıran bunu çizebilmem midir?

kişiselleştirilememiş bir yaşamaktı
özgürlüğümüze gem vuran,
en dirençli zamanlarında bizleri yorgun kılan,
mantıklı düşünceleri savurup atan,
hep “birlik” olmak isteğiydi “ayrılığı” doğuran.

oysa ki zenginliğin ve tabiatın esasıydı;
bir bütün üzerindeki farklılıklarımız…
yaşamın, doğanın döngüsüydü eşitsizlik.
herkes ve herşey aynı güçte olsaydı
bütün kurtlar aç, bütün kuzularda otsuz kalırdı!
yağmur yağmaz ve kış hiç gelmezdi!
güneş doğmaz ve ay batmazdı!
eğer masallarda ki kadar güzel bir gezegenimiz
varsa şayet biri bana anlatsın:
neden var bunca savaş?
neden mutsuz gördüğüm tüm tebessümlü maskeler?
neden yaşamak için binlerce kurallarla sınırladık kendi kendimizi,
(oysa ki çok basitti yaşamak ve nefes almak!)
neden daha da fazlası için hep bir kavga?
ve sorularla dolu bir beyin ve cevapsız dudaklar..
biri narkozla uyuşturmuş gibi her birimizi
her duyulana “iman”ı, her söylenene “itimat”ı
kabulenilemezliğe “tahammül” ve sessizlik haksızlığa..
dünyanın yaradılış fıtratındaydı acımasızlık
birileri yaşamak için diğerini öldürmek zorunda kalırken
diğeri yaşamak için kaçmak zorundaydı

Gören Gözler

grimwhul | 17 July 2009 09:39

İşte ben o insanım, hani herkesin biraz tanıdığı bazen selam verip, bazen görmezden geldiği. Otobüs de son boş yer yanındaki koltuk olana kadar yalnız oturan o insanım ben. Camdan baktığınızda gördüğünüz, işte falancanın oğluna benzemiyor mu? Ya da hani senin şu arkadaşının yanında ki çocuk değil mi dediğiniz, işte ben o çok önemli olmayan, orada olan ama varlığı ile yokluğu bir olan insanım… Ama yeni bir şey bu olduğum insan, elbet benimde oldu ilişkilerim, hem de gerçek insanlarla. Bazen çok sevdiler beni, bazense nefret ettiler, ama bir süredir böyleyim. Neden mi? Bende çok aradım nedenini ama bulamadım, ben aynı benim, yüzüm aynı ben, giysilerim aynı, duruşum, oturuşum her şeyim aynı ama nedense kaçırıyor insanlar gözlerini benden, sanki yabancıymışım gibi, otobüs de yanıma kalan küfrediyor talihine, diğerleri ise nereden tanıdıklarını çıkaramadıkları için sevmiyor beni, bazılarıysa ahkam kesiyor oldum olası sevmemişimdir ben onu, yeni değil bu tavrım diye. Ne yaptım ben bu insanlara? Ne söyledim?

Dünya Fizikçisi; Albert Einstein

24black mamba24 | 16 July 2009 17:33

14 Mart 1879 yılında Almanya’da Württemberg kentinde doğmuş olan Albert Einstein dünyanın en önemli fizikcileri arasında gösterilmektedir. Babası Hermann ve abisi Yakob elektirik mühendisliği ile ilgili bir şirket kurdular.

Albert Einstein okuma hayatından hiç hoşlanmıyordu. Ama 1884 yılında gelecekteki eğitimi için özel dersler almaya başladı. Ailesinin iflası sonucu Munich’den İtalya’ya taşındılar.

Kameramanlara dil çıkartması
Kameramanlara dil çıkartması

Babası Albert Einstein’ın elektirik mühendisi olmasını istiyordu ama Albert küçüklüğünden beri bu mesleği yapamayacağını anlamıştı. 1896’da “Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü”ne matematik ve fizik öğretmeni olmak için giden Albert orada “Elektromanyetik Teorisi”üzerine çalışmalar yaptı.