bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Eğlence teorisi

winmaker | 09 October 2009 13:18

Stres ve tembellik katsayısının, insan nüfüs katsayısından 8 kat daha hızlı arttığı gezegenimizde, “insanlığı düzeltip dünyayı daha yaşanılabilir bir hale getirecek asıl güç nedir?” sorusunun cevabı çok basitmiş aslında: Biraz eğlence.

Volkswagen hazırlamış olduğu The Fun Theory projesinde bunu ispat etmeyi başarmış.

Mesela, metro çıkışındaki bir merdivenin basamaklarını, piyano tuşları haline getirmişler ve her basamağı farklı ses çıkaracak şekilde ayarlamışlar. Bundan sonra yürüyen merdivenin yüzüne kimse bakmaz olmuş. O esnada, işe gitmek gibi sıkıcı bir iş yapan insanların ne kadar eğlendiğini düşününce, çok kıskandım bu projeyi.

Hipnozcu : Richard BACH

semazem | 09 October 2009 11:30

Martı’nın yazarı Richard Bach’dan yine okurları bulutların arasında dolaştıran bir kitap geldi. Bu sefer Jonhattan’ın kanatlarında değil bir Beech T-34’ün yolcu koltuğunda uçuyoruz gökyüzünde. Ve hatta dolatığımız tek yer gökyüzü değil; kendi içimizde, geçmişimizde, aklımızda ve inançlarımızda da dolaşıyoruz.

April Yayıncılık’tan, 2009 Eylül tarihli olarak yayımlanmış 160 sayfalık, puntoarı alışılmıştan biraz daha büyük bir kitap. “Bir solukta okunan” dediklerinden hani, bir oturuşta okunması biten ama insanın içinde çok daha uzun süre kalan ve belki de bir daha asla “okumadan öncesi gibi” olamayacağınız bir kitap.

Beech T-34
Beech T-34

Tuvalet’in anlattıkları…

MollaFettah | 09 October 2009 09:43

Bir evde aynı anda iki insanın tuvaletinin gelmesi ne kadar kötü bir durumdur yahu. O tuvaletteki muhteremi beklerken zaman kavramı yokmuş gibi sanki…Saliseler saat, dakikalar ise yıl oluyor…Kızarıyorsun, kızıyorsun, bozarıyorsun…Yumurta kapıya dayandı, nerede hareket orada bereket diyerek hafiften kıpraşmaya, yetmedi; ayan beyan koşmaya başlıyorsun evin içinde…Ama bu da bizi rahatlatmıyor, geçici bir çözüm bu yani. İşte bu sıkıntılı zamanda anlıyorsunuz ki, bazen ne para ne de bir başka güç kâr etmiyor. Bu da herkesin üzerinde düşünmesi gereken ilahi adaletlerden biri sevgili okurlar.

alttan çıtçıtlı body

taha3045 | 09 October 2009 08:57

Kadınların alttan çıtçıtlı giydikleri bodylere sinir oluyorum, tamam hepsininkileri demeyelim ama en azından biriyle birlikte olacakları zaman bunları giyen sevgililerine veya eşlerine zerre saygısı olmayan kadınlardan nefret ediyorum sonrasında canım sevgilim bunu giysin de üşütmesin diye düşünmedigim için kendimden de nefret ediyorum.

Tamam belki üşütmemek , düşükbel giyince mal beyanında bulunmamak için giyilebiliyor olabilir ama tuvalette zorluk çekmiyor musuz arkadaşım? Haydi aniden sıkıştın, onun çıtçıtlarını hatta bazıları kancalı kancalarını çabuk şekilde nasıl açarsınız? Vücutta gelmek için sabretmeyen ifrazat senin bodyinin kancasını bekler mi?

istedigim sadece bir tas çorba

taha3045 | 08 October 2009 18:49

Bugün sevgilimle buluşacaktım, üzerinize sağlık aşırı ağır derecede grip olmuşum, kızı ektim vesselam. Ne yapayım yorgan döşek,yastık, çarşaf yattıgım izinli günümü onunla buluşarak nasıl heba edeyim, sümüğümde boğulma anlarımı onunla nasıl paylaşayım.

Evde dün geceden beri burnumu silmedik eşya bırakmadım, aldıgım kağıt mendiller dibini buldu, atletlerim onlar azaldı tuvalet kağıtları artık ne bulduysam burun deliklerim su toplayana kadar hallettim, beynimi burnumdan fışkırtarak kaybetme tehlikesi vardır diye ödüm kopmakta.

din

Alperun | 08 October 2009 18:01

bir kurtarıcı bekleyerek
ve bekleterek geleceği
ve gelecekleri masallarla büyüterek
reddetmek gerçeği
halkın afyonudur.

iş hayatı için dokuz tüyo

kahramancayirli | 08 October 2009 17:21

bir. herkes onaylanmak istiyor. iyisi, kötüsü, çalışkanı, tembeli. velhasıl herkes. kimseyi hele ki yöneticilerinizi sakın eleştirmeyin. bilakis “a bugün ne güzel görünüyorsunuz, bu saçlar size çok yakıştı,…”
iki. az dedikodu yapmaya çalışın, ben de mesela herkesin arkasından çok konuşan biriyim ama çok samimiyim, herkes her lafı amirlerine yetiştiriyor.
üç. mütemadiyen çok işiniz varmış gibi davranın, ağırdan alın, her işe atlamayın “ben biliyorum” havalarına girip, çünkü sonra o işler hep size kalır.
dört. temel meselelere dair renk vermeyin.
beş. yöneticilerinizle konuşurken lafı bildiğiniz konulara çekin, zayıf olduğunuz mevzulardan uzak durun. ya da kıvırın. dürüst olmak nerede işe yarıyor ki.
altı. ne olursa olsun eve iş götürmeyin. bir kere götürürseniz hep götürürsünüz. malum, tavizin sonu yok.
yedi. iş arkadaşlarınızla aranızı hiç olmazsa nötr seviyede tutun. “benim bununla ne işim olur ki” dediğiniz adama çok muhtaç olacağınız günler de geliyor. maalesef.
sekiz. sevmediğiniz işte çalışmayın tamam kriz, iş yok vs ama sevmediği işte çalışan insanın sağlığı gidiyor hafiften, belli etmeden.
dokuz. samimi bir şekilde konuşarak yağ yapın.

akıLLı denge

ben lik | 08 October 2009 16:34

Kolun, bacağın, gözün, kulağın olmadan yaşarsın – hatta kalbinin ritim duygusu olmasa, dursa nakil bile yaparlar- ya akıl ?Aklın olmadan yaşayabilir misin ? Aklını kaydedersen onu eksikliğini, yokluğunu bile anlamazsın , var olanı zannedersen , zannettiğin sürece var edersin kendini ..Peki akıl nasıl sağlıklı olur, nasıl iyi bakabilirsin sağlığına ? Beslenme, spor.. sanmıyorum.. akli dengeni yitirmek?…. demek bir dengesi var aklın , denge bozulunca sağlıksız oluyor- yürürken dengeni kaybedersen tökezlersin, belki düşersin , akıl nasıl tökezler peki ? – depresyon belki ?? belirtilerine bakalım: canın hiçbir şey yapmak istemez, çok uyursun , iştahın kaçar, vs.. ya hu bunların aklınla ne ilgisi var , bal gibi de hepsi fiziksel hatta vücutsal..belki istememe kısmı ruhani olabilir , ama o da tartışılır, ki ruhani-akli ne kadar birbirini tamamlar ?? Denge diyorduk, yoksa bu akli dengedeki denge, akıl ile beden arasındaki denge midir ? Belki de şöyle bir formül geliştirebiliriz : bedeninle yaptıklarından aklınla zevk alman gerekir.. Çok karışık değil mi bu? Ya da adama ölme eşşeğim ölme dedirten bir durum ..
ee sonuç olarak ne yapmak lazımmış –
akıl akıldan üstündür, aklın yolu birdir, demek ki bilirmiş o işini..