bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

-Nerde uyuycaz biz!?

threewishes | 17 October 2009 15:03

ölüyordum o zamanlar sonra seni gördüm orda-camda aşağıya bana bakarken/ sen bana bakarken yukarıdan, anlamıştım fena karışacağını ortalığın..bu dünyaya ait değildin. öyle olmasa gözlerini beş kat aşağıya nasıl gönderebilirdin ki tam da gözlerimin karşısına/ paralel evrenlerdeydik biz ve minik bi noktada karışmıştık birbirimize /Ne acayipti birbirine paralel iki sokakta iki ayrı şok market ve karşısına park etmiş iki ayrı beyaz minibüs olması ve önünde kediler saat sabahın altısı.
-e ben beyaz minübüsün önündeyim işte karşımda şok
-yoksun ben tam üstündeyim şokun, pencereden beyaz minibüsü görüyorum ..
-kedileri görüyor musun
-evet
/Demiş miydim; minik bi noktada karışmıştık biz birbirimize…

BUYURUN BURADAN YAKMAYINNNNN”

haberhaberhaber | 17 October 2009 13:29

Eyvah yaşlı annem kuru fasulye yedi(Yaşlıların bildiğiniz üzere kendilerini tutabilmeleri zordur)
Akşam birde üstüne misafirliğe gelen arkadaşlarım pasta ve böreklerini yedikten sonra çayın yanında birde sığara tellendirdiler. Yakında benimde kapıma il sağlık müdürlüğünden ceza kâğıtları sıkıştırılır mı acaba?

Tiryakilere şok haber!
Evde sigara içmek yasaklanıyor mu?

Bu haberi birçoğunuz okumuşsunuzdur. Okumayanlara kısaca özet
ÖKTEM/ (AHT)

Tahsin Yücel: Peygamberin Son Beş günü

ben lik | 17 October 2009 11:40

Kurtuluşun komünizm ile olacağına inanmış insanların, yenilgiyi kabullenemeyerek kendi gerçekleriyle yaşamasını konu alır . Halkın tüm tabakalarının komünizme giden yolda savaştıklarını düşünen kahramanımız, gerçeklikten uzak düştükçe kendi dünyasında kaybolur, yabancılaşır, yaratıklaşır içinde yaşadığı toplumda. En yakın arkadaşının kapitalizmin ağına düşüşü gerçeğini bile kendini aksine inandırarak, kendince kabullenmesi , algılarının o yönde seçici olmasını kabullenişi, kahramanımızın içinde bulunduğu gerçeği gözler önüne sermektedir.İdeolojiler ve bireylerin yaşamları … Ne kadar özdeşebilir, ne kadar birbirini tamamlayabilir ? Öncelikle, inanılan ideolojinin bireyin hayatında can bulması gerektiğine inancımı belirtmem gerek sanırım ..Mümkün müdür bu ? Platon’a göre filozof-krallar tarafından halkın tabakları arasında oluşacak sorunları önlemek için söylenen “noble lies” yani mitler, efsaneler bir yönüyle ideolojilere benzetilebilir mi ? İdeolojiler de bir anlamda zaten var olan- ya da olacak sistemelere toplumu “inandırmak” için türememişler midir? Bir de bu inandırılmışlık içinde soyutlaşmamak- “bu günde” kalmak sorunu var. Herhangi bir ideolojiye sahip olmayan , ya da farklı ideolijiye sahip olan insanların çoğunluk olduğu bir dünyada ideolojili birey olmaya takılıyorum ben .. Bu birey ne yapmalıdır da , yabancılaşmasın , başkalaşmasın , ötekileşmesin bu yokluğun ya da farklılaşmışlığın içinde ?? Hem kendi içinden sıyrılmayı , hem de onu içinde tutmayı nasıl başaracaktır ? Ya da gerçekten ideoloji sahibi olup, aynı zamanda da soyutlaşması ne kadar kabul edilebilir ? Bu mudur ideolojiden beklenen? Bu mudur yapılması gereken ? Herzamanki pratik – teorik sorunu değil midir aslında bu ? Alan’a taşıyamamak sorunu değil midir ?
Ben de bu konuyu böylece bırakarak , sorunumu çözemeden bir nevi soyutlaşacağım ..

SAPLANTI – Bölüm 1

byGA | 16 October 2009 19:00

Adanada geçen garip bir hikaye sıradan normal bir insanken elde edememenin,kıskançkığın ve aşkın yol açtığı şizofrenik ve tehlikeli duygularç Bu Romana bayılacaksınız. Her hafta Cuma saat 19.00 da yeni bölümleri yayınlanacaktırnot : sitenin onay için yazımı bekletmesi benim insiyatifim dışındadır.Siz okurken ben yazıyor olacağım o yüzden yeni bölümler hakkında benimde bir bilgim yok. 🙂 Umarım beğenirsiniz.İlk 25 bölüm yazılmıştır.

Herşey soğuk bir kış sabahı başlamıştı,saat yedi günlerden çarşamba, üstümde boğazlı yün bir kazak ve altımda kot pantolon. İşe gitmek için hazırdım. Sıradan normal bir güne başlar gibi değil mi? Bende öy sanmıştım,nerden bilebilirdim ki? Hayatımın bugün değişeceğini!

ABBA bir efsane

taha3045 | 16 October 2009 18:01

1974 yılında Eurovision’a Waterloo isimli şarkıyla katılan ve şimdiye kadar Eurovision sayesinde en büyük başarı kazanan efsane müzik grubudur Abba.

Abba grubunun Eurovision öncesi ve sonrası hali oldukça farklıdır hatta o yıl kazanan Waterloo şarkısı da farklıdır, yarışma için grup ve şarkı öylesine değiştirildi ki yarattıgı etki çok uzun sürdü. Bu yarışma birincilerinin aksine Abba grubunun şöhreti kısa sürmedi, Dancing Queen adlı şarkıları ,şarkı İsveç kralı Kral XVI. Gustaf’ın eşi Kraliçe Silvia için yapıldı ve düğünlerinden bir gün önce ilk kez çalındı.

2009 Ekim ayı elektrik faturaları

MollaFettah | 16 October 2009 11:40

tasarrufun simgesi

1 Ekim itibariyle hanelerdeki elektriğin kwh’ine % 9,68 oranında zam gelmişti.

12 Ekim’de bize de zamlı faturamız geldi. Bu faturamız önceki faturalara göre 4 gün önce kesildi. Neden acaba?

Faturamız hem eylül hem de ekim ayına ait harcama içerdiği için, % 9,68’lik zammın yarısı tesir etmiş oldu.

Zamdan önce kwh‘i 0,162 TL olan elektriğin fiyatı bu ay(eylül-ekim) yüzde % 4,84 zamla 0,170 TL’ye yükselmiş oldu. Bu önümüzdeki faturada tam zamlı olarak 0,176 TL’ye ulaşmış olacak.

idrarla çalışan araba

| 16 October 2009 11:07

http://www.gencbilim.com/Haber/Mazdadan-idrarla-calisan-araba_46681.html