bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

sonuncu seks dosyası

taha3045 | 12 May 2010 16:33

Osmanlı döneminde toplatılan ilk kitap Zenanname diğer adıyla Kadınlar Kitabı’dır. Eserde lezbiyen kadınlardan şöyle bahsedilir:
…… “ Ey sevgili… Bugunlerde, yeni bir kadın türü ortaya çıktı… Bunlara sevici diyorlar.

….. Bu kadınlar çeşit çeşit erkeklerle olmuş, zekerden bikmis kadinlar. Aralarından bir gayret sahibi çikmiş, bu işi icat etmis, hepsini birbirine bağlamış…

(Bu arada eser sahibinin eşcinsel olduğunu da belirtelim)

SİZ

il mare | 12 May 2010 11:58

melodiniz
Bir çamaşır makinesi bile olmadım,
Renklilerle beyazlar hep aynı yerde.
Bir kevgir kadar işe yaramadım,
Sorunlarımla yolunda gidenlerim dostane.
Pencereleri kıskandım,
İçerlerim hep havasız.
Kapılara gıptayla baktım,
Benimse içerim dışarım farksız.
Kitap olayım dedim,okusunlar diye,
Bir şey anlamadılar.
Kalem olup yazmayı denedim,
Bu sefer yanlış anladılar.
Vazgeçtim,devam et dediler,
Devam etmek istediğimde, bitsin diye gözbebeklerimi süzdüler.
Bu yazdıklarımı okusam onlara şimdi,
Biliyorum, vay be biz neymişiz derler.
Sorarım ben de zaten hep kendi kendime:
Sahi,siz nesiniz?
Bunca yıl siz,
Nesiniz diye geçindiniz?

SİHİR PEŞİNDE

super hero | 12 May 2010 10:03

“Sihrimi kaybettim.” dedi bana, “Onu bulmama yardım eder misin?”

Gözlerinde gördüğüm ışıltıdan başka nasıl bir sihre ihtiyaç duyduğunu hayal bile edemesem de teklifini kabul ettim. Tek istediğim onun yanında olmaktı, her zaman. Neyi aradığımızın hiçbir önemi yoktu.

Elini uzattı bana. Dokundum. Gözlerindeki ışıltının giderek güçlendiğini gördüm. Önce onu sardı bütün ışık, ta ki bütün vücudu tamamen ışıktan olana dek. Sonra da ona dokunan elimi sardı. Işık beni de kapladı. Bütün vücudumu saran o heyecanı hissettim, ben de onunla birlikte ışık olurken.

geçmişteki karanlık nokta

scapegoat35 | 11 May 2010 18:04

bugünlerde en çok düşündüğü şey o gündü. evet o gün. babasının ona zerre kadar güvenmediğini anladığı, fakat buna tepki verecek cesareti olmadığı gün.

bir şirketin ortağıydı babası. 2 ortağı daha vardı ve bir tanesiyle çok tartışıyorlardı. en sonunda hisselerini çocuklarına devretme ve çekilme kararı aldılar. bugün geriye dönüp bakınca bu karara karamsar bir şekilde gülüyor hala. devir işlemleri bitti. kimse ona ve diğer ortağın oğluna sormadı neyi nasıl yapalım diye. kendi bildiklerini okudular sadece.

devri takip eden günlerin birinde bir akşam babası gelip “senet imzalayacaksın” dedi. çok sevinmişti. işle ilgili bir mesele söz konusuydu ve onun imza atması gerekiyordu. kendisini gerçekten işin bir parçası olarak hissetmişti. babasına asla karşı gelemezdi, ne derse yapardı ancak yine de merakını yenemeyip sordu. “ne için gerekiyor?” aldığı cevabı, bir ömür boyu unutamayacağını bilse kesinlikle bu soruyu sormazdı. aldığı cevap kızgınlıktan öte çok yoğun, çok ağır ve çok travmatik bir kırgınlık yaratmıştı onda. işte o gün onun geçmişinde karanlık bir nokta olarak kaldı. hiç bir şeyin silemeyeceği, üzerini örtemeyeceği, duvara eğik olarak “perçinlenmiş” ve asla düzeltilemeyecek bir resim gibi duruyordu içinde.
“o senet annende duracak, ilerde onlara yanlış yaparsan ellerinde bir güvence olacak”

Hypatia–2

nazokiraze | 11 May 2010 14:01

Pozitif bilimlerde en üstün noktada olan İskenderiye din açısından karışıklık içerisindeyken dönemin ünlü bilge kadını Hypatia güzelliği,zekası ve felsefeleri ile çevresindekileri adeta büyülüyordu, İskenderiye’nin Valisi Orestes ve Cyrene Başpiskoposu olan Synesius’ta bu büyüye kapılanlar içerisindeydi.Ancak Yeni Eflatuncular Cyril için büyük bir tehditti,Hypatia’nın Orestes’i desteklemesi Orestes ile çatışma yaşayan Cyril’i ona düşman eden ilk olaydır.Cyril ve yandaşları Hypatia’nın bulunduğu konumun önemini, İskenderiye ve dışında edindiği itibarı çok iyi biliyorlardı. Ünü İstanbul, Suriye hatta İznik’e kadar gitmiş,öğrencileri hep soylu ve itibarlı kişilerdi. Hatta imparatorluk içerisinde önemli görevlerde bulunan öğrencilerini olması Cyril’in daha çok diş bilemesine olanak tanıyordu.Derslerine Hristiyanlardan paganlara, ateistlerden Yahudilere kadar her inançtan insanlar geliyordu.(Bilim uğruna verilmiş bir hayat)

Ancak Hypatia sadece öğrencileri ve ilimle ilgilenenler tarafından sevilip sayılan, halkça pek hoş karşılanmayan biriydi, çünkü din adamlarının yaptığı gibi düşüncelerini kendi veya öğrencileri yoluyla halka yaymaya çalışmamıştı, kendini soyutlamış,halk üzerinde etki yaratmaya yeltenmemişti.Üstelik paganlarla Hristiyanlar çatışırken Hristiyan olmadığı ve onlar tarafından sevilmediği halde paganlar için de kayıtsız kalmıştır ve bu da ona karşı plan yapmak için iyi bir zemin hazırlamıştı.

DERSİMİZ : HAYAT

ollcay | 11 May 2010 12:40

İnsan; Hepimiz takır takır çalışan birer makina gibiyiz değil mi ?

doğarız büyür büyür büyürüz okul,öss,üniversite, erkekler için askerlik, iyi bir iş bulma çabası, kpss… bu liste uzarrr gider.. NEDEN HEP BİRŞEYLERİ TAMAMLAMA ÇABASINDAYIZ…

evet hissediyorum diyorsunuz ee çabalamadan elde edilen şeyler zevk ve huzur vermeye bilir.. Bende buna Katılıyorum AMA bazen hatta bu günlerimizde çoğu zaman Yapsakta çabalasakta olmaz.. vermezler istediklerimizi bize.. peki bu noktada insan ne yapmalı arkadaşlar

  • herkesten farklı bir yol mu çizmeli ?
  • Yoksa Kopyala Yapıştır Bir hayat mı yaşamalı ?
  • İnsan zevk aldığı şeyimi Yaşamalı ? Zorunda olduğu şeyimi ?

Bu konu hakkında tabiki Yaşam tarzı, hayatın insana sunduklarıda önemli ailesi zengin olan DAHA DOĞDUĞUNDA HERŞEY TAMAMLANMIŞ OLARAK ÖNÜNE BİRŞEYLER KONULAN insanlarda var..Onlar bu konu dışında benim çevrem ve gördüğüm her insan böyle Birşeyler için tırmalıyorlar adeta..

Ne yapmalıyız …. ?