bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

BİR ZAMANLAR PRENSESTİM

peripetty | 25 September 2007 15:30

Korkunç bir çığlık bu,kafamı dolduruyor,beni panik dalgalarında boğuyor. Bu umutsuzluk öyle boğucu ki soluk alamıyorum. Beni saran kolları hissediyorum ve bana söylenenleri duyuyorum. Ama çığlık sürüyor,sarsılıp uyandırıldığımda ve çığlık atanın ben olduğumu anladığımda bile dehşet devam ediyor… bu bir kabus. Her gece gördüğüm bir kabus,gün boyu gözlerimi yumdurmayan,geceleri yatağıma yatmaktan korkmama neden olan şey bu.Çocuklarımı,kocaman sırıtışları,kucaklanası vücutları,cılız bacaklarıyla yavrularımı görüyorum. Kabusumda gülümsemiyorlar,boş gözlerle aynı duvarlara bakıyorlar. Birbirinden ayrı odalara kapatılmışlar,odalarda ne kapı var ne pencere,yataklarına oturmuşlar,dudakları anneciğim! der gibi bükülmüş. Duyduğum kelimelerse sanki onların ağzından çıkmıyor,sürekli adımı söylüyorlar,sesleri keder ve tereddüt dolu. geldim! diye bağırarak cam duvarları kırmaya çalışıyorum,çığlık çığlığa onları sevdiğimi,herşeyin düzeleceğini söylüyorum ama beni duymuyorlar. Sadece ağlayarak adımı tekrarlıyorlar.Sonra bir kahkaha duyuyorum,alaycı,zalim ve tanıdık bir kahkaha. Sahibini tanıyorum. Eski kocam.Rüyalarım basit korku filmleri gibi. Hep aynı ve gerçekçi. Kurtarıcımın kollarında kendime geldiğimde sayıklayarak dehşetimin boyutlarını anlatmaya,onu da o deliliğe sürüklemeye çalışıyorum.Ben titreyip ağlarken beni kucaklayıp sabahın o ilk saatlerinde bilinçaltımla bilincimi uzlaştırmaya çalışıyor. Sadece bir rüya…bir kabus…benim yaşayan kabusum… Onyedi yaşında yaptığım seçimin bedeli. Öedediğim bedel çocuklarım. Bu bedeli ödedim çünkü bir zamanlar prensestim.

modus operandi / seri 1

mansonilized | 25 September 2007 15:23

BU YAZI LE SORCIER VE MANSONİLİZED İŞBİRLİĞİNİN BİR SONUCUDUR.HER HAKKI SAKLIDIR.

Seri Katil

“Sanırım biraz tuhafım.”

George Joseph Smith

(Küvetteki Gelinler Katili)

***

“67 Mustang’im 123 Levington Sokağı girişinde kuytu bir köşede park halinde. İçi sıcak. Sıcak çikolatam torpido gözünün üzerinde, dumanları tütüyor. Nefesim içki koktuğuna göre içine votka karıştırmışım belli. Ellerimi ovuşturuyorum malum mart ayı. Arabanın içi ne kadar sıcak olursa olsun, soğuk mutlaka girecek bir delik buluyor. Ayın 6’sı. Saat geceye yarım var. Bayan Lennord az sonra kırmızı fordu ile bu köşeden dönüp az ilerideki kahverengi evin önüne park edecek. Sarı bukleleri çok hoş. Gerçekten. Bayan Lennord fakında değil ama o çok özel bir kadın. Bu gece bunu ona hissettireceğim…”

KELEK HAYATIM

| 25 September 2007 13:47

rahibini arayan bir haç gibi geçtim sokaklardan müslüman mahallesinde.
bir ipekböceği yürüyor damarlarımda şimdi.
damarlarım atmıyor sen yokken bu kasabada,
labada toplayan haminnem elimden tutarken…

yalan, doğruların ıssız kalbi değil mi?
yalan, doğrunun üvey evladı değil miydi, yuvaları kerpiçten yapılmış çocukları esir/geyen yuvalarda?…

altına aldığın kezzaplı bir azaptı hislerim, yara bere ve tere içinde sereserpe uzanmaya çalışırken pirinç bakraçlara…
jules verne bir gecede john steinbeck sabahını yere düşürdüm kafka eskilerini afaki bir balmumuna kiralarken
yok pahasına…