bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Hafif’in e hali

| 05 October 2007 10:46

Nedense kelimelerin içinde “a” ile “e” arasında bir savaş vardır gibi gelir bana. A genelde savaş galibi olur. Şimdi e siz potkal gelecek birilerinin aklına boşverin onu. “E” harfi sanki böyle enerjili, zeki, “A” ise ağır, ağdalı, abla gibi. Şimdi çift tırnak arasına aldım harfleri doğru mu bilmiyorum. Oldum olası soru işaretlerine de uyuzum. Sanki anlaşılmıyor soru sorduğumuzda, dibine işaret ekleyeceğiz. Belki benim kafam basmıyor da aslında çok işe yarar bir şeydir. Noktalama işaretleriyle aram iyi değil. Sanırım bu yaştan sonra da olması zor gibi. Şimdi hefif’ten bahsedecektim, böyle bir giriş yapayım dedim. Dikkatimi çeken mevzu yazılan yazılarla, peşi sıra girilen ahkamların alakasız olması; enteresan vede esrarengiz bir durumda: yazılardan ziyade yazarların ön planda olması. Mesela adamın biri çok uzun yazmış diğeri ahkam yazıyor “çok uzun okuyamadım ama güzel bir yazıya benziyor”; bu ne büyük bir saygısızlık. Ya ben anlamıyorum bu ahkam, okuma işlerinden yada bir terslik var. Şimdi böyle bir yazı yazdım hefif hefif tartışalım. Ben anlamıyorum mümkünse 5 yaşında bir çocuğa anlatır gibi anlatmanızı cümlenizden istirham ediyorum. Birde bilmek isterim bu durumdan muzdarip bir tek ben miyim. Bu arada bana kızabilirsiniz daha dilbilgisi kurallarını bilmeyen bir adam gelmiş yazı yazıyor; olabilir; anlatabildiğim kadarıyla meramımı anlatmaya gayret ediyorum. “E” harfiyle çok eşşeğin olması; “A” harfli aptalların galip olmasını sağlıyor savaşta…

Bir ilginç protokol daha

xvolvox | 05 October 2007 10:46

Daha önce First Lady ve Protokol isimli gündem yazısından sonra yine benzer bir olay Atatürk Havaalanında yaşandı ama bu defa farklı olan 52’nci Tümen Komutanı Tümgeneral Mehmet Emin Alpman’ın protokolden 40 metre geride durması ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tören mangasını selamlamaya gittiği sırada,Hayrunnisa Gül’ün kırmızı halının dışına çıkarak tören mangasının arkasından konukevine gitmesi oldu.
Haberin devamı için

‘Bencillik’ üzerine ütopik bir deneme

absynthe | 05 October 2007 09:58

Bencillik kötü(biraz da aşağılık) bir duygu… Aynı zamanda da doğal ve kaçınılmaz. İnsanları gözlemledikçe hepsinin az ya da çok(çoğunun çok) bencil olduklarını görüyorum. Bundan vazgeçemiyorlar. Ben de bundan vazgeçmeyi ne kadar istesem de en az her insan kadar ben de öyleyim. Bencilim. İnsan olmak kadar doğal bu; belki de vazgeçilemez olduğu için hayvanlardan bize kadar gelebilmiş (Darvin’in evrim teorisine göre ihtiyaç olan özellikler korunuyor ve bir üst türe taşınıyorsa tıpkı uyumak gibi bencillik de böyle taşınmış olabilir.) Ben de bencilim; fakat bu bencilliği bir yere oturtmaya uğraşıyorum.

KIRMIZI MUM

hopali | 05 October 2007 09:25

Ölüm döşeğindeki adam, karısını başucuna çağırıp uzunca bir konuşma yaptı:”Artık seni temelli bırakıp gitmek üzereyim. Kutsal dinimize göre, cennetin kapısından girmek isteyen her evli erkeğin, değersiz bir hayat arkadaşıyla kirlenmemiş olduğuna dair yemin etmesi gerekir. Bu yüzden bana duyduğun tutku ve bağlılığın son bir kanıtını istiyorum senden… Masamın gözünde kırmızı bir mum bulacaksın. Yüce rahip kutsanmış gizemli bir mum… Şimdi bu mum var oldukça yeniden evlenmeyeceğine yemin et.”Kadın yemin etti. Adam da öldü.Cenaze sırasında uzun süre tabutun başında bekledi kadın… Elindeki kırmızı mum tamamen yanıp bitene kadar!