bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Elektro Konvulsif Tedavi (EKT)

woofwoof | 20 November 2007 19:37

Requiem for a Dream‘i izleyenler Ellen Burstyn‘in Oscar’ı hakeden oyunculuğuyla canlandırdığı Sara Goldfarb karakterini ve karakterin bilinçsizce habire yuttuğu speed haplarının etkisiyle sıyırıp nasıl elektroşok tedavisine maruz kaldığını hatırlayacaktır (Bu sahneler akıl yetkinliği olmayanlara tavsiye edilmemekle beraber şuradan ve şuradan izlenebilir (18+)).
İşkence olup olmadığı tartışıladursun, tıbbi adıyla Elektro Konvulsif Tedavi (EKT) 1940 – 50lerden beri major depresyon, mani, bipolar bozukluk, şizofreni, deliryum gibi hastalıkların tedavisinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle anti-depresanlara cevap vermeyen veya (haplardan çok daha hızlı ve kesin bir yöntem olduğundan) intihara meyilli hastalara uygulanmaktadır. İşlemin temeli beyine elektrik verilmesidir. Bu sayede hastaya bir nevi epileptik nöbet geçirtilmekte ve depresif durum ortadan kaldırılmaktadır. Olan bitenin gerçek şekli kesin olmamakla birlikte, beyinde, anti-depresanların yarattığından çok daha fazla, çeşitli biyokimyasal değişimlerin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Elektrik verme işlemi iki adet elektrod ile yapılır. 90lardaki gelişmelerle, beyin ısısındaki artış çok az olduğundan beyin dokusuna bir zarar gelmediği literatürde mevcuttur. Tedavinin bir kürü genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere toplam 6-12 uygulamadır.

Günümüzde anestezi ve kas gevşetici uygulanması zorunluluğu, yöntemin anestezisiz, ceza veya işkence olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Yöntem ne kadar etkili, sonuçları ne kadar parlak olsa da (vakaların %90’ında belirli bir düzelme) One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde söylendiği gibi yıllarca akıl hastanelerinde cezalandırma ve kontol etme amaçlı suistimal edilmiştir ve hala sorgulanmaktadır. Modern uygulamalarda hasta veya vasisinin onayı gerekmektedir ancak bazı durumlarda rızanız olmadan da yapılabilmektedir.

Yöntemin en ilginç tarafı akut yan etki olarak bellek kayıplarına yol açabilmesidir. Hasta hem uygulamadan haftalar veya aylar öncesine ait olayları hatırlayamayabilir hem de uygulamadan sonra olayları uzun süreli hafızaya atamayabilir. Ancak bu durum yöntemi bir hafıza silme yöntemi yapmaz. Zira bu bellek kayıpları uzun dönemli değildir. Genellikle de ufak tefek şeylerin hatırlanmamasına yol açmaktadır. Hafızasını silmek isteyenler için üzücü ancak merak etmeyin yakında şu haplar ile bu da mümkün olacak (ayrıca bkz.).

anti-reklam ajansı

odo | 20 November 2007 16:09

reklamların hayatımızın her alanını gün geçtikçe daha fazla işgal ettiği malumumuz. anti-reklam ajansı buna karşı çıkan ve bu konuda toplumsal bilinci geliştirmeye dönük projeler geliştiren bir oluşum.

yalnız türkiye’de değil dünyanın bütün kapitalist ülkelerinde her yeri reklamlar istila ediyor. caddeler, meydanlar dev reklam panolarıyla dolu. otobüsler ve diğer toplu taşıma araçlarını içi ve dışı birer reklam alanı. duraklar reklam panolarından müteşekkil. öyle ki, metronun karanlık tünellerinde reklamlara maruz kalıyoruz.
radyo, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarını da dahil ettiğimizde bir insan ortalama olarak günde kaç reklamla karşılaşıyordur acaba?

220 BİN YTL MAAŞ!!!

gkaraarslan | 20 November 2007 15:51

star tv’de pazar günü yayınlanan yarışma programı popstar alaturka’nın ne olayları ne de polemikleri bitiyor.ilk önce bülent ersoy-armağan aşkı mı diyeyim,evliliği mi diyeyim bilemiyorum, gündeme bomba gibi düştü.daha sonra osman tan -ebru gündeş aşkı günlerce konuşuldu.saat 8 de başlayıp gece 12’lere kadar süren bu program haliyle reytinglerin üstündeydi ama kimse hangi jüri üyesinin ne kadar aldığını bilmiyordu.bu hafta da boş geçmesin,yeni bir polemik yaratalım diyen sevgili program yapımcıları jüri üyelerinin bölüm başına aldıkları paraları açıklamış.en çok dikkat çeken ise,1.sırada olan bülent ersoy.bölüm başına 55 bin ytl,aylık 220 bin ytl alıyormuş.eee tabikide italyada öğle yemeği yer,takı merakı istemese de olur böle bir insanın.ben şimdi anladım….

haberi buradan okuyabilirsiniz…

Ghoughbteighpteau

Lorem Ipsum | 20 November 2007 14:40

Turkce, ogrenilmesi zor dillerden biri olarak kabul edilir. Gerek yapim-cekim ekleri, gerek fiillerin sonuna getirdigimiz ekler gercekten Turkce’yi zor diller arasina sokar. Turkce’nin ait oldugu Altay Dil Ailesi‘nin 5500-8500 yillik bir gecmisi oldugu saniliyor. Her ne kadar Turk Dil Kurumu‘nun sozlugunde sadece 100 bin civarinda madde bulunsa de tarihsel gelisimi sayesinde son derece zengin bir gramere sahip. Ornegin Turkce’deki en uzun kelime ‘ Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesineymiş’. Tek bir sesli harfin en cok kullanildigi kelime ise ‘Badanalayamayacaklardansalar’. Turkce’nin gelisimi ve yapisiyla ilgili daha fazla bilgi icin suraya bakabilirsiniz.