bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Aşk mı?

alfixdeniz | 17 August 2010 14:41

Adam sırılsıklm aşıktı, her yanından şehvet fışkırıyordu.
Bakışları ile, hareketleriyle yatağa davet ediyordu .
Olmaz dedi kadın;
-Ben o yolun yolcusu değilim….

Oysa tanıştıkları zaman atılmıştı adamın kollarına.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demek geldi içinden .

demedi…

Ya sabır diyerek, saygı duyarak bekledi günlerce.

Kadın;

– Sadece arkadş arıyorum, bana yoldaş olacak sırdaş olacak birini bekliyorum diye ekledi.

MAWİŞ’E

il mare | 17 August 2010 13:03

Bir arkadaşım var;
Kulakları duymaz dili lal.
Gözleri okyanus mavisi,hep diri .
Doğduğunda kulağına Gül diye fısıldamışlar, o gün bugündür hep gülüyor.
Ben hiç o kadar gülmedim.
Üç senedir yazdan yaza görüşmelerimizle sıkı bir bağ kurduk kendisiyle.

Ailesi de kendisi gibi, nasıl sıcaklar.Her sohbete giriştiğimde onlarla, çıplak ayaklarımı değdiremediğim uzak toprakları önüme seriyor gibiler,arınıyorum ruhumun gürültüsünden,yapaylıklarla boyanmış hücrelerinden.Kutsanıyorum.
Çizgilerine her daldığımda, bana umut vaad ediyorlar;sınırlarımı epeyce aşan,yıldızların çok ötesinde bir yerlerde.Rahatlıyorum.
İç dünyam basitleşiyor çok zor anladığım şiveleriyle; suratlarına doğru eğiliyorum biraz,sözcüklerin fışkırılışına yakından tanık oluyorum,nefeslerinin toprak kokusuna,en çok da sevgi dolu gözlerine.Anlamasam bile anlıyorum sonra.Birini anlamak için dilin en gereksiz kavram olduğunu anlıyorum,gerçek bir anlamanın bugüne kadar hiç anlamadığım bir şeylerden ibaret olduğuna kanaat getiriyorum.

Türk kaç tazı tut.

morbeyin | 17 August 2010 11:44

Bu ülkede sanat fazlasıyla var ama biz sanata yetemiyoruz veya biz sanata doymuyoruz.Sanat dediysem müzik,resim,görsel sanatları düşünmeyin.

Türkiyeyi 3 şey bugünkü cahil haline getirmiştir;
1)Porno sektörü
2)Arabesk müzik
3)Darbe (bunu açıklamaya pek gerek yok)

*Porno sektörü
Bu ülke o kadar baskıyla büyüdü ki genç erkek ve dişiler hiç bir zaman tam anlamıyla rahat olamadı.Sevgiliniz mi var? aman ordan kaçın,kaçmazsanız iki seçenek var ya dayak yersiniz yada belki binde bir iyi bir aileye rastlarsınız.Ne var yani iki genç libidosunu isteği doğrultuda neden kullanamasın? sonuçta bunlarda 1 kere hayata gelmiyor mu? he yok olmaz diyosan bırak 18 yaşından sonra ne yaparsa yapsın,ver cinsel eğitimi al düzgünce konuş bak nasıl pırıl pırıl insanlar yetişiyor.Avrupanın %90ı her gün milyonlarca prezervatif harcıyor ama beyinlerde bir problem var mı? hayır yok,bilim onlarda,hayatta onlarda her şey onlarda.Serbest ilişkilerden kasıt sokakta sevişmek,öpüşmek değil tabi ki ama en azından genç insanlar sevgilileriyle rahat buluşabilmeli.Türkiye de bu hep farklı oldu hep bir baskı hep bir tutuculuk oldu,hepimiz namus bekçisiyiz ya hani..

gece…

firatocal | 17 August 2010 11:08

üşüyen düşlerimi şefkat dolu elleriyle örten sırdaş dostumdur gece… gözlerimi kapatıp tüm savunmasızlığımla kendimi bıraksam bile , bilirim bana ihanet etmeyeceğini…

bazen özlem dolu aşk kokan bir sevgili olur , bazense koruyup gözeten , başını güvenle yasladığın bir anne … dalıp gidersin düşler diyarına mehtap kokan , yakamozun ışıl ışıl aydınlattığı elleriyle…

yaşam yorgunu bedenimi , ayrılık bitkini ruhumu dinlendiren kendinden emin , yalnızlar rıhtımıdır kadim dostum gece… dobradır , dostların en harbisi… kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği gerçekleri düşlerime fısıldayan acı gün dostumdur…

sırtını hiç dönmez bana… gün boyu aklıma gelmese bile adı , güneşle veda
laşma anımda tüm affedi
ciliğini giyinip , güler yüzüyle karşılar onca karanlığın arasın dan … ayrılığın şiirini yazdırır kalp kırıklıkları üstüne… elimi kesse de kırıntıları , acıtmaz gün boyu canımı acıttığı kadar herşey onunla…

Sayacı geldi!

witamin | 17 August 2010 10:36

Sizin şehrinizde Ramazan geceleri kapınızı çalar mı sayacılar? Benim şehrimde çalar.Neden mi? Dinleyin bakın ne diyorlar:

Saya saya sayadan
Sular akar kayadan
Sayacı geldik size
Özendik geldik size
Ha baklava,baklavayı yedin mi
Kıyısından ala koydun mu
Ha sana, ha bana
Vermez kızını Hasan’a
Hasan yolu şaşırmış
Kaf dağını aşırmış
Allı kapı,ballı kapı
Halkası büyük,hacı kapısı
Hanım teyze eyvallah
Kuzum teyze eyvallah
Bİr olmazsa iki olsun
Bahşişiniz bol olsun
Şeytanın gözü kör olsun
Hanım teyze merdivenden iniyor
Bize para veriyor
Yüz para olsun ,ortası delik olsun
Kırk para olsun ,yanı çizik olsun

haftalık 2

nazokiraze | 17 August 2010 08:11

Her pazartesi yazmayı bundan kelli kendime görev bildigim haftalık yazılarımdan biriyle daha karşınızdayım sayın okuyucu .

14 Ağustos’da kızımın doğumgününü kutladık, Ramazan sebebiyle sadece aile arasında iftar sonra dondurmalı pasta ve kızımın yaptığı ikinci kek olan kakaolu kek ile kutladık.15 Ağustos’ta farklı değildi, bugün de benim doğumgünüm olsun diyen arsız oğlum için de aynı pastadan alıp yollara düştük.

Küçükçekmece Belediyesi tarafından Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde açılışı yapılan sergi 15 Eylüle kadar açık olacak.Sergide ebru, hat ve tezkip sanatı çalışmaları yer alıyor.

Avatar saçlar,salaş kadınlar,aşşk kafe..

| 16 August 2010 19:45

” Akşam Kuruçeşme Aren’da Ozan Doğulu konserine gideceğiz, kesin gel baba!”Geldim!Su samuru ile gidilecekmiş!O da ne yav?Karışma ben de!Beylerbeyinden hoplaya zıplaya beş dakikada Kuruçeçme Aşşk kafeye iniyoruz.Su samuru denilen şey kapalı bir tekne-taxi imiş. İyi güzel.İçerisi renk cümbüşü; Dünyanın en güzel tenleri burdan mı fışkırmış ne?Ana rahmine düştükleri an şanslılarmış bu insanlar demek.Ballıoğlanlar, devedikenleri sarılmışlar kızlara, “ısırırm, ağzımda eritirim” mukaddes eylemleri içindeler.

Bakışlarıyla içlerindeki exorcismi kusuyorlar adeta. Vayy liberal şeytanlar vayy, demek geliyor içimden.Bünyeme fena halde ağır gelse de katlanmak zorundayım..Dikkatimi hatunların saçları çekiyor;Bu ne yahu, nerdeyse hepsi aynı model!”Avatar modeli baba” diyor partnerim..Yeni trendmiş; Bu model için, bikere saçın olacak, yoksa çıtçıt veyahut kaynak ile takviye edilmeli imiş..Sarışın veya kumral saça daha uygunmuş( çakma da olabilir bittabi). Can alıcı noktası, saçı gevşek ve
salaş bir tarzda örüp omuzdan aşağı sarkıtmakmış..Yakışmamış desem yalan olur cidden güzel bir tarz..Konsere gidiyoruz,Yeni öğreniyorum; Ozan şarkı falan söylemeyecek, DJ lik yapacak, starlar da tek tek gelip play-back yapacaklarmış.Bozuluyorum olaya, ama ses çıkartmadım tabi.Havai fişekler eşliğinde, Ozan efendi sahneye çıkıyor. Işık oyunları falan baya baya iyi valla!Sıla denilen kadın çıkıyor sahneye. Harbiden güzel kadınmış allahı var.Ziynet Sali de çok güzel bir ses ne diyim..Ajda Pekkan da var. “Bir garip yocuyum ” diyor.Nihayet, yaşamı dokumuş, bilgili görgülü hatun Sezen hanım çıkıyor sahneye;Önce vantilatör ve mendil istiyor, söyleniyor söyleniyor! Sevemedim bu kadını allah affetsin..Gecenin finalinde ” l gotta a feeling, tonight gonna be a good night” çalıyor..Bu şarkı beni biraz olsun kendime getiriyor.Gece bitmeden Doğulu sülalesi sahneye doluşup, birbirleriyle danslar eşliğinde aşk-meşk yapıyor.İşte size eşitsiz bir sosyal bölüşümün bir gecesi..İvan Denisoviç’e bu renk skalası ağır geliyor ve köyüne dönüyor..

son gece…

firatocal | 16 August 2010 18:45

nefret yüklü sözlerle yapılan tartışmaların yaralarını taşıyan erkek köpüklü dalgaların yıkadığı sahile bakarak , kendinden geçmiş bir halde dalıyordu sonu belirsiz nereye gideceği bilinmez flu düşüncelere…

Akla gelmez hakaretlerin , bitmek tükenmek bilmez suçlamaların tek sahibi olmak asıl canını acıtıyordu erkeğin… Anlam veremiyordu kadınının bütün olup biten hengameden , sanki hiçbirşey yaşanmamış gibi sıyrılıvermesine…

Kadın , hem kıskançlık krizlerine girip Alaçatı ‘ nın en işlek caddelerinde , yüzlerce kişinin önünde , her defasında kavga çıkarıp eşine hayali sevgililerle ve aldatmalarla ilgili ithamlar yapıyor , hem de yarım saat sonra bütün bunları bir kenara atıp liseli aşıklar gibi davranmaya başlıyor ve hiç bir tartışma yaşanmamışcasına erkeğinin kollarına atlayıveriyordu…

Kadının davranışları birkaç kereyle sınırlı kalmıyor , dengesiz gel gitleri her geçen gün sayıları ve şiddetleri giderek artıyordu… Adam yaklaşık 4 yıllık beraberlikleri boyunca , kadınının tüm kaprislerine sabretmiş , yıldırıcı suçlamalarına göğüs germiş , aşık olarak evlendiği eşini yitirmek istememişti…