bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Susuz hayata alışmak mı?

kalamara | 20 May 2008 14:23

Susuz bir hayatı düşünmek bile dehşete düşürür insanı değil mi?
Ama etrafınıza bakın bir kere….Neredeyse herkes arabasını, halısını veya başka bir eşyayı yıkamak için tonlarca suyu akıtyor acımasızca.
Su herşeydir.İmaj hiçbirşey..
Su
hızla azalırken öyle kapının önünde halı, araba, paspas vb. yıkamak doğaya ve insanlara ihanettir bence.
Suyun insan yaşamındaki rolü her fırsatta okullarda, camilerde, konferanslarda üstüne basa basa anlatılmalı.
Hatta zaman zaman 3-4 saatlik kesintiler önceden haber verilerek yapılmalı. Korkarım biz suyu akıllıca kullanmasını başka türlü öğrenemeyeceğz toplum olarak.

sanki…

kopanisti | 20 May 2008 12:49

sanki kabağa benziyodu patates, maydonoza benziyodu dereotu, naneye benziyodu maydonoz,
uzun desem uzun değil yuvarlak süte benziyodu yumurta,
şeker desem şeker değil tuza benziyodu incecik un
peki ya soğan
bi karabiber ve tuz kendileri gibiydi,
bi de nar gibi kızaran mücverler…

GÜNEŞ KADIN:kızılderili bir kadının öyküsü

doxa | 20 May 2008 11:21

güneşe evlenme sözü vermiş kızılderili bir kadın. kabilesini terk ederek, tek başına yaşmaya başlamış. çadırını da hikayesini anlatan semboller dizemiş. bağımsızlığını ilan etmiş böylelikle. kabilesi de yadırgamamış hiç, dememişler ki nasıl güneşe söz verdin. söz verilmiş bir kere. güneşle evlenmeyi beklemiş kızılderili kadın. hayatını yaşamış, bekleyerek. her gün güneşe daha da aşkla bakarak. kabilesini terk etmiş, iyi de etmiş. yalnızlığıyla daha da bağlanmış güneşe. her günü umutla geçirmiş böylelikle. güneşin kendisi olmuş yıllarca sevgisiyle. güneş gibi bağımsızlığı ışımış, sevgiyi ışımış, bağlılığı ışımış. kadın ki yalnızlığı bile güzelleştirebilmiş. bir başka kadından duydum bu hikayeyi. kadınlar için ışımaya çalışan bir başka kadından. bu satırlar da ışısın bağımsız kadınlar için. güneş kadınlar için…

tebessum

zeys | 20 May 2008 10:25

hayatt..
ey hayat ..sen ne kadar tuafsınn..
nedır bu ıcınde barındıklarınn..
nedır bu saflıklarr nedır bu katılıklar bu ıyılıkler bu kotulukler soylesenee..bunların ustesınden nasıl gelebılıyorsun hayat’ım..
hayatt..
nefesss..
can…
benım can’ım..
ne kadar tatlısınızzz..
ne kadar agır bı yukunuz var uzerımdee..
soylesenızee ustenızden nasıl gelecegım..
gelebılecek mıyımm kaldırabılecek mıyım..
yoksa ıcımde kı cocuga yenık mı dusecegım..aglayarak herseye ıc cekerekk ben annemı mı ıstıyroum dıyecegım ..ve ona sıgınacagım..o anne koruyucum olmadan yapamam ..bu hayata yalnız baslayamam..kaldıramam mı dıyecegım..

hatice aslan kırmızı halıda…

kahramancayirli | 20 May 2008 10:03

hatice aslan ile gurur duyuyorum
hatice aslan ile gurur duyuyorum

ferhunde hanımları çok severek, ilgiyle izlerdim küçükken. tüm karakterleri çok severdim. deli nermin (melek baykal)i, ferhunde hanımı, kızları, torunları, koskoca bir aile..velhasıl çok sıcak bir diziydi..ferhunde hanımların neclasıydı. ben öyle tanımıştım yani ilk kez. sonra en son babalar duyar dizisinde görmüştüm. sinema filmlerinde kullanılamadığını, yeteneğinin çarçur edildiğini düşünüyordum (mükemmel bir tiyatro oyuncusudur, orası ayrı) ki…nuri bilge ceylanın son filmi üç maymunun başrolünde oynadı. radikal gazetesinin üstmanşetinde görünce bir an çıkaramadım. geç düştü jeton. sonra öyle bir gurur duydum ki anlatamam. biliyorsunuz, üç maymun cannes’da yarışıyor. hatta yavuz bingöl en iyi erkek oyuncu için yarışıyor…
uzatmayayım lafı, hatice aslan ile ne kadar gurur duyduğumu anlatmak için yazdım bu yazıyı sırf..

FEMİNİZM

doxa | 20 May 2008 10:01

Feminizm kavramını ilk kullanan kişi, Alexander Dumas’dır. Dumas bu kavramı, kadın haklarını savunan bir akım için kullanmıştır. Kavramın bu anlamı, zaman içinde yüklenmiş anlamların yanında basit kalmıştır. Tarihsel süreç içinde feminizm birçok boyut değiştirdi. Dolayısıyla da birçok anlama sahip olmuş ve çok farklı tanımlamalarla da anlatılmaya çalışılmıştır. Süheyla Kırca Schroeder’e göre yalnızca feminizm değil, ‘kadın hareketi’, ‘ataerkil yapı’, ‘post feminizm’ gibi kavramlar da birçok anlamı olan, sabit olmayan kavramlardır. Bu kavramların sabit bir yapısının olmaması, tarihsel süreç içinde farklı akımlarla, farklı bakış açılarıyla ve farklı biçimlerde şekillenmiş olmasından kaynaklanır. Buradaki farklılık, kavramın çok farklı ya da zıt anlamlar içerdiği manasında değildir. Genel olarak aynı çerçeve çizilse de, farklı bakış açıları farklı yorumlamaları getirir. Birçok tanımlamaya rağmen konuyu ele alış biçimime uygun ve de çeşitli akımların dışında bir tanımlama olduğunu düşündüğüm için, burada Necla Arat’ın tanımını uygun gördüm. Feminizm’in ABC’si adlı kitabında Arat feminizmi şöyle tanımlamaktadır: “ Feminizm, geleneksel siyasal ideolojinin cinsiyetçi-ayrımcı, kadını ikincil konumda gören, kamusal yaşamdan dışlayan ve bunu büyük bir kadınlar çoğunluğuna da içselleştirerek kabul ettiren tutumuna karşı çıkan, 20. yüzyılın en önemli ve en etkin siyasal ideolojilerinden biridir. Yani feminizm, öne sürülmeye çalışıldığı gibi, “boş bir slogan” olmayıp kadınların konumlarını değiştirmeyi isteyen bir toplumsal akımdır.”