bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

İLK BAKIŞ

WATERFAIRY | 29 June 2008 21:35

Beklenmedik anda karşına gelir seni senden alır bir süre sonra aldığı yere seni geri bırakır.Tohumlarını saçmıştır ruhuma seviyorum seni aşk,bazen hırpalasan da,kırıp döksen de razıyım.Aşk için yaşamak,aşk için uyanmak,aşk için ağlamak,aşk için beklemek.
Güneşimin gözleri karanlıkta kalır aşk olmadığında geceler bile ayrı bir hüzün salar inceden inceye.
Ömer Hayyam’ın en sevdiğim sözüdür ;“bir gününü sevgisiz geçirdiysen yazık”

Boşa geçen günlerin müptelası oldum şimdi,ben ömrümün azalışına değil aşksız geçen günüme yanıyorum.Yalnızlık ezim,tükeniş gibi ağır bir durum.Aslında başlığı aşkla ilgili cümleler süslesin istedim ama aşk gözlerde başlar diye başlığı gözlerin gücüne bıraktım.

GİTME

| 29 June 2008 18:35

Gitme.
Geldiğinde,
bir yığın yorgunluk vardı üzerimde.
Başımın ağrısı,
yüreğimin acısı,
elimde soğan kokusu.
Gitme diyorum.
Yalvartma beni.
Ayaklarım sızlıyor,
ellerim acıyor,
gözlerim kan çnağına döndü.
Hepsini unutuveriyorum sen gelince.
Hadi tertemiz çarşafı serdim yatağıma.
Gitme,
gir içime,
sevgili UYKU

AH ANAM AH KOKUNU YOLLA BANA ONA SARILIP KALKAYIM AYAĞA

usttire | 29 June 2008 18:35

Anam mezarda babam hapiste bende babamla hapisteydim bir süre orada duvarlarla oynamayı öğrenmiştim.küçüktüm tek istediğim annemdi topum olmasa da önemli değildi.
Okula başlama zamanı gelmişti halam aldı beni yanına o zamana kadar niye almadı diye kızıyordum sonra gördüm ki enişte bey halama eziyet ediyor o yüzden alamamış.
Bende hemen kaynaşamadım onca yıl hapiste yaşanmış bir çocukluk sonrası özgür hayata alışmak kolay değildi zaten annem de yoktu.
Eziktim halam bunu anlıyordu hep beni korumaya çalışıyordu o bile beni cesaretlendirmeye yetmiyordu çünkü halamda eniştem yüzünden ezikti.
Yemekteyiz halamın oğlu evde değil üçümüz yemeğe oturduk zaten çok az yerim öyle alışmışım bir parça almıştım karnım doymamıştı,eniştem bundan kalanda oğlumun olsun dedi ve yemeği önümden çekti.halam ne diyeceğini şaşırdı ağzını açsa eniştemden yiyeceği dayağı biliyordu ama bundan dolayı susmuyordu benim olayı anlamamı istediği için sustu.
Bende halam üzülmesin diye anlamamış gibi yaptım,küçüğüm ama erkeğim ya bende kendimce halamı koruyorum üzülmesin diye de böyle yapıyorum.
Akşam oldu,halam niye böyle yaptın çocuğa günah değil mi onun ne suçu var dedi ve öyle bir dayak yedi ki.yastığın altına başımı soktum sürekli “halamı kurtar,halamı kurtar” deyip duruyordum.halamın acı ile çıkardığı sesleri beynimden hala sökemiyorum.
Bu evden gitmeliydim yoksa eniştem bir gün halamı öldürecekti bu gidişle zaten garip anacığımı babam öldürmüştü halamın dayaktan ölmesine sebep olmak istemiyordum.
Aldım başımı çıktım yola nereye gideceğimi bilmeden ve umursamadan,umursamıyordum çünkü annem yoktu benim,o olmadıktan sonra topum olsa neye yarar ki ben sadece annemi istiyordum.
Her şeye alıştım bu kara hayatta ama bir annesizliğe alışamadım hala.

Furuğ Ferruhzad- dünya sevmek için çok küçük

nevdalist | 29 June 2008 18:31

Bugün size “dünya sevmek için çok küçük” diyen İran’ın hüzünlü kadın şairini, ismini söylemesi zor olan; ama inanılmaz şiirler ve inanılmaz bir hayat yaşayan, Onat Kutlar’ın yakın arkadaşı olan Furuğ Ferruhzad’ı anlatmaya çalışacağım. 1967 yılında henüz 33 yaşındayken, soğuk bir kış günü, trafik kazasıyla hayata gözlerini yuman, boşandıktan sonra bir daha oğlunu hiç görmeyen, zamana inanmayan, belki de zamana hiç inanmadığı için o günler isimli bir şiir yazan Furuğ’u. Hiç görmediği oğlu büyüyüp İngiltere’ye mühendis olmaya gidecek ve 1 yıl sonra bu işi bırakıp ressam olacaktı. Ressam olduktan sonraysa annesinin şiirlerinin peşine düşecek ve annesini resmedecekti. Hatta İran’a geri dönüp, orada yaşayacaktı. Ancak daha buraya çok var.

Karagözlüm,dünyalar güzelim,bahtı karalım

07ebru | 29 June 2008 10:40

Annesi ve 6 aylık bebeği uyuyakalmıştı.Soba tütmeye başladı ama ikisi de uyanamıyordu.Neden sonra kendine gelmiş olmalı ki cansız bedeni dış kapının önünde bulundu.Ne hikmetse bebek yaşıyordu.

Babanın ciğeri yanıyordu severek evlendiği göz bebeğini yitirmiş 6 aylık kızı ile kalakalmıştı,bebeğine sarıldı ama bebek meme istiyordu.İstemeden sütten kestiler başka çare yoktu.Doyamamıştı ne annesine ,ne annesinin sütüne ne de kokusuna…

Geceleri uyuyamıyor çok ağlıyordu annesini arıyordu onu susturmak için annesinin tülbendini verdiler eline onu emerek uyumaya alışmıştı.

Suskunluk !!

hipokondriyak1 | 29 June 2008 10:35

Sustuk konuşmuyoruz!!

İnsanoğlunun ben dünyasında kaybolduğu bugünlerde sorulması gereken onca soru varken bizler hep susmayı yeğleyen taraf oluyoruz.Ellerimiz kollarımız bağlı , konuşmanın bile caiz mi diye sorgulandığı sayıklamalara giriyoruz..

Bizleri bu kadar karamsarlığa yiten bu güç kaynağını nereden alıyor kimler bize hükmediyor?Bu sorulara cevap arayanlar teker teker susturuluyor ,susturulanlar bunlarla da sınırlı olmuyor Isparta’da düşen uçakta ölen yedi araştırmacı , aselsanda sözde intihar eden genç mühendisler, ölen nice genç şehitler allahın bir hikmetidir ölüm , denilerek üstü kapatılıyor …