bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

BİR BÖCEKTEN 30.000 DOLAR KAZANMAK İSTER MİSİN

bahard17 | 14 July 2008 14:00

Geyik Böceği
Geyik Böceği

Arkadaşlar size yeni bir para kaynağı da ha benden bedava. Daha önce Safran çiçeğinden elde edilen tozun ne kadar pahalı olduğunu ve ne kadar karlı bir iş olduğunu yazmıştım
Şimdi daha başka bir şey ve otla alakasız birşeyin ne kadar pahalıya satıldığını belki inanmayacaksınız ama kara borsasının bile olduğunu söylemeliyim.
Bulmasına belki bulursunuz ama onu tutmak herkesin harcı olmayabilir.Çünkü bu bahsettiğim bir böcek. üstelik pekte sevimli olmayan bir böcek. Bahsettiğim geyik böceğinden başkası değil. Özellikle japonlar için bu böcek vazgeçilmez birşey. Çünkü Ülkelerini kasıp kavuran çizgi film sayesinde hemen hemen bütün japonlar bu böceği besliyor. Ayrıca böcek koleksiyonerleri içinde bulunmaz bir tür. Sadece Hatay’da amanos dağında bulunan 6 antenlileri en pahalısı.

MEDYA ETİĞİ Mİ? HADİ CANIM SENDE, O İŞİN MODASI ÇOKTAN GEÇTİ

chekimcenter | 14 July 2008 13:42

C.Eren ÇELİK

Yahu ne garip bir memleket benim memleketim…

Hani eskiden derlerdi ki “Bu ülkede Doğan Medyası’nın tekeli var”… Ve yeri geldiğinde bunun gazeteciliğe verdiği zararlar,hükümetlerle Doğan grubunun gazetecilik dışı olan vıcık vıcık iş ilişkileri, Ankara Temsilcilerinin “iş takipçisine ” dönüşmesi gündeme getrilir, herkez kendince bir “etik” nutku atardı.Kimisi köşesinde, kimisi de televizyon programlarında bu konuda dem vurur dururdu.

Tamam yukarıda saydıklarımız bu ülke medyası için zararlı olan ve gazetecilik mesleğinin prestij erezyonuna uğramasına neden olan gerçeklerdir. Bunların dile getirilmesi de iyi amma…

Çini Kusması

pilli pati | 14 July 2008 13:09


Tarihimizde Karahanlılar’a kadar dayanan Türk çini sanatı böylelikle yaklaşık 1000 yılı aşkın bir süre Türk mimari eserlerinde yüz görümlüğüne çıkmıştır. İlk gelişmiş örneklerini Konya’da 13.ncü yy’da inşaa edilen Kılıçarslan Sarayı (depremde yıkılıp tekrar inşaa edildikten sonra anıldığı adıyla Alaeddin Keykubat Köşkü) sergilemiş; daha sonraları Osmanlı çiniciliğine devredilen miras Selçuklu mozaik çini işlemeciliği ve renkli sır tekniğinin birleşmesi sonucu oluşmuş ve beşiğini İznik olarak kabul ettirmiştir. Selçuklular’ın yıkılışından sonra Germiyanoğulları Beyliği‘nin Kütahya‘da bıraktığı çini mirası da ayrıca hatırlatılması gereken bir konudur.

Osmanlı’nın nadide eserlerinden Bursa Yeşil Camii’nde çinilerin yıllara meydan okumaya çalışan örneklerini görmek mümkündür. Her ne kadar Osmanlı devraldığı tekniklere çok renkli sır tekniği ve sır altı tekniğini de eklese, çini, mimari eserlerde özellikle dış cephe kullanımında doğa şartlarına direncini ne yazık ki; kanıtlamakta zorlanan bir sanat eseri – göz nurudur.

saçmaladım

nevdalist | 14 July 2008 12:53

Çok yorgunum be usta diyesim var. Sebebini bilmediğim acayip bir yorgunluk. Bana has, bana özel de sanıyordum. Herkes de var. Herkes de olduğu için gıcığıma gidiyor.

Almanya’dan bir sürü çikolata aldım. Evde dolapta duruyor. Ben çikolata yemem. Eve gelenlere vereceğim. Eve hiç kimse gelmedi. Bir allahın kulu, arkadaşım uğramadı. Duruyor paket paket çikolatalar. Yemeye başladım. Ne iğrenç tadı var, içinden fındıkları ayıklamaya çalıştım; olmadı. Sonra gidip kustum. Ordan taksim’e çıktım, çikolataları yanıma almadım. Evde gelip yemeleri lâzım.

Güne Nasıl Başlarsanız Öyle Gider!

Culture Orange | 14 July 2008 11:47

Trafik polisi her sabah olduğu gibi işe gitmek için yatağından kalktım.Eşinin hala uyuması ve kahvaltı hazırlayacak gibi durmaması hafif bir asabiyet yarattır.Güne nasıl başlarsanız öyle gider diyen burç yazarlarına tama etmeyen arkadaşımız bunun bir anlamı olmadığını düşündü.

Yüzünü yıkamak için kalkacaktı ki ayaklarının çarşafa dolandığını gördü gece fazla dönmüş bütün çarşaf adamın ayaklarında 4 5 tur sarılmıştı.Kurtulma uyku sersemliğide üstüne eklenince adeta bir işkenceye dönüştü.Yaklaşık 5 dk çarşafla uğraşam polis memuru arkadaşımız bu esnada karısını ve hatta 3 yaşındaki çocuğunu bile uyandırmıştı.Üniformasını giyerken gömleğinin düğmelerinden bir tanesinin dolaba asarken yırtıldığını hatırladı.Allahtan en alttaki düğmeydi ve pantolonun içine girince bir sorun olmayacaktı.Bu sıcakta da pantolonun içine gömlek mi sokulurdu?Buna diğerleri kadar sinirlenmedi ve pantolonunu giyip kravatını takıp evden çıktı.

Hafta: Gereksiz Birim

kapuska | 14 July 2008 10:04

Herhalde herkes ya bir şekilde işini yetiştiremediğinden ya da haftasonu tatilinin kısalığı yüzünden düşünmüştür: bir hafta neden yedi gündür? Niçin sekiz, dokuz, vs. değildir de illa yedidir?

Gün, ay ve yıl kavramlarını açıklamak isterseniz, bunlar astronomik birimlerdir ve fizik ile açıklanabilirler. Yani gün dediğimiz şey Yer’in kendi ekseni etrafındaki dönüşünün süresidir. Benzer şekilde ay Dünya’ya göre Ay’ın, yıl ise Güneş’e göre Yer’in tur süreleridir. Peki bu matematiksel niceliklerle tek ortak paydasının gün olduğu hafta kavramı da ne oluyor ve niye periyodu yedidir?

Ama yedinin serüvenine geçmeden önce hafta kelimesini ve kavramın kendisini de biraz irdelemek lazım. Semantik kökenine baktığımızda, Türkçe’de erken örnekleri 14. yy’a kadar takip edilebilen ‘hafta’ sözcüğü aslında Farsça’da yedi anlamına gelen ‘haft’ (heft okunur) kelimesinden türetilmiştir. Bu sözcüğü de ilk kez Avesta’da, Zerdüşt’ün dörtlüklerini topladığı ve kullandığı Hint-İran diline de adını veren kitapta görürüz (yani nereden bakılsa 3500 yıllık bir sözcüktür).

Bizim coğrafyamızda izi kolay sürülse de batı dünyasında bugün kullanılan ‘week’ kelimesine ulaşılması daha bir çetrefillidir. Kesin olarak bildiğimiz Romalılar’ın yüzyıllarca hafta kavramı olmadan gayet mutlu mesut yaşadıklarıdır. Fakat ne zaman Roma Ordusu 1. yy civarında Zerdüştlüğün bir mezhebi olan Mitraizm’le tanışmış, hafta kavramıyla beraber diğer kültürel öğelerini de benimsemeye başlamıştır. Ancak Romalılar’ın hafta kavramından pek haz aldıkları da söylenemez. Öyle ki bu kavram için kullandıkları kelimeler öylesine ve alelade sözcüklerdir. Bir süre ‘hebdomas (yedi gün)’ (Eski Yunanca hepta-‘dan türetme) bir süre de ‘septimanus (yedi kat)’ (Latince septa-‘dan türetme) demişlerdir. Yeri gelmişken ekleyelim, hafta anlamına gelen ve bugün hala kullanılan Fransızca ‘semaine’ ve İspanyolca ‘semana’ yine septimanustan türetilmişlerdir.

Mitras Rölyefi
Mitras Rölyefi