bildirgec.org

toplum hakkında tüm yazılar

Manaşşelerini Efraimlere Terkeden Toplum

almon satori | 04 April 2007 09:20

Eski Ahit, Yaratılış, 48:17-19

“Yusuf, babasının sağ elini Efrayim’in başına koyduğunu görünce, bundan hoşlanmadı. Babasının elini Efrayim’in başından kaldırıp Manaşşe’nin başına koymak istedi.

Ona, “Baba, öyle değil” dedi, “İlkin Manaşşe doğdu. Sağ elini onun başına koy.”

Ancak babası istemedi. “Biliyorum oğlum, biliyorum” dedi, “Manaşşe de büyük bir halk olacak. Ama küçük kardeşi daha büyük bir halk olacak ve onun soyundan birçok ulus doğacak.”

———-

Sigaramı ayağımın ucuyla sertçe ezerken gözüm ileriye doğru bakıyordu. Ondan hıncımı çıkarır gibiydim, bir hınç ise, tatmin gibi, hissetmiyorum. Bir mezartaşının önündeyim ve mezarlıklardan nefret ederim. Bu konuda birbiri ardına sıralanmış ve hepsi birbirinden çirkin onlarca yorum var, “İnsanlar mezarlıklardan hoşlanmazlar çünkü kendi ölümlerini düşünürler”, “İnsanlar mezarlıklardan hoşlanmazlar çünkü mezarlıklara bir gün kendilerinin de düşeceğini belirler.” Hepsi akılsız, hepsi ucuz, hepsi boş “bilgelikler”. Yalın gerçek orada duruyor, mezarlıklardan hoşlanmıyoruz çünkü mezarlıklara gitme sebeplerimiz mezarlarda yatıyor. Ve şimdi onun mezarının başında dururken, hiçbir hınç hissetmiyorum, ya da tatmin, durgun bir üzüntüsüzlük hali o kadar.

KİRLİ HAVA

necronamber | 03 April 2007 13:39

Dünya’mızın en büyük tehlikelerinden biri de bildiğiniz gibi kirli hava ve bunun önüne geçmek için yapılan çalışmalar yeterli olmuyor. Kirli havanın bir çok zararları olduğunu biliriz. Fakat biz erkekler için faydaları da olabiliyormuş
haberde kirli havanın olduğu bölgelerde düşük, kısırlık ve ani bebek ölümlerine yol açtığı ayırca doğan çocuklarda cinsiyeti etkilediği araştırma sonuçları arasında yer alıyor. Burada ki habere göre hava kirliliği olan bölgelerde kız çocuklarında artış olduğu yönün de. Hava kirliliğinin sayısız hastalıklara insan hayvan her türlü canlıyı olumsuz yönde etkilediğini biliyoruz. Yapılan araştırmalara göre havayı en çok kirleten ülkeler arasında Türkiye 13′cü sırayı alıyor. Hava kirliliği ile bir çok doğal afetlere zemin hazırlayacağı önümüzde ki beklenen doğal afetlerin olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizin de bu konu üzerinde en kısa zamanda çalışmalara başlaması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu durumda acaba bizler ne yapabiliriz ? Birey olarak bizlere ne gibi görevler düşüyor. Bazı sokaklara girdiğimiz de bir anda kirli hava ortalık duman kaplamış insanların ne yaktığını bilmemek bilip de uyarmak yada gerekli mercilere bildirmek gerektiğini hepimiz biliyoruz.

Kurşunsuz Lütfen
Kurşunsuz Lütfen

Eğer aracımız var ise aracımızın çevreye verdiği kirliliği en aza indirmek için yapılacakların tatbiki. Dünyamıza yaptığımız bu çevre soykırımını el birliği ile önüne geçelim.

Dev Ahtapot

khun | 22 March 2007 14:15

Bu bir ülke, bir süper güç, yenilmez bir ordusu,
muazzam bir kültürü, bütün dilleri kapsayıp yutabilecek bir dili, muazzam bir tarihi, hiçbir ülkenin sahip olmadığı insani ilişkiler ağı olan, kolları dünyayı kavramış bir ülke.

*
Fakat, maalesef narkozda, orasından burasından kesiyorlar, hınçla, bitmez bir öfke ve nefretle.

*
Narkozdan çıkıp, bu asalak ve düşman sürüsünü silkeleyip atabilecek mi?

Türkiye Cumhuriyetler Birliği

khun | 22 March 2007 11:35

Bir zamanlar Antalya’nın girişine “Texas’a hoşgeldiniz” yazmışlardı espiri konusu olmuştu.
Şimdi bir de bugüne bakın. Bütün ayarlarımızı acımasızca
zorluyorlar.Bizi birarada tutan tüm bağlara, tüm değerlere
saldırıyorlar.
Bu saldırıdan bunalan halkımız ise ancak seçimden seçime oy vererek tepki gösterebilecek halde.O zaman da oylar
bir taraftan bir tarafa yığılıp bir partiyi çıkarıp diğerlerini batırıyor. Peki saldırı bitti mi?
Toplum bir uçtan diğerine savrularak yoruluyor, bezdiriliyor,
umutları kırılıyor.
Hergün gazetelerde, televizyonlarda milliyetçiliğin nasıl yükseldiği, bunun nasıl gurursuz ve aşağılık bir duygu olduğu, Türk toplumunun ( ki bir mozaik olduğunu söylemek bazıları için adeta bir görevdir ) bir an evvel bu aşağılık duygudan, bu hastalıklı zihniyetten kurtulması gerektiği çeşitli
kişilerin ağzından çeşitli şekillerde tekrar tekrar söyleniyor.
Bu arada mesela bir malum terör örgütünün sempatizanları,
milleti çileden çıkarırcasına ortada cirit atıyor, topluma saldırıyor, her türlü pislik işle bağlantısı olduğu hissi uyandıran bu güruh, bize masum birer demokrasi savunucusu gibi lanse edilmeye, faşist bir baskı altında ezilmiş ve hakkını arayan zavallı mazlumlarmış gibi mazur gösterilmeye çalışılıyor.

O anlar..

khun | 20 March 2007 21:47

renk olsun
renk olsun

Caddede yürürken bir anda onu görürsünüz, elinde küçük bir çocuk, diğeri de karnında.
Ve o anda aklınızdan o kadar çok şey geçer ki, ruhunuz daralır. Sonra şunu farkedersiz
tuhaf bir rahatlama, çünkü o sizi görmemiştir.
Karmakarışık duygular içinde, kafanızda geçit tören yapan keşkelerle, eğerlerle öylece
kalırsınız, kararsız.

*

Başka bir şehirdesinizdir, kafada pek çok sorun, yetişecekmiş gibi görünmeyen işler,
garip bir yalnızlık hissi ve süpriz!
-Merhaba!
-Hı?!
-Hatırlayamadın herhalde?
-Ee, e, evet, evet tabii ki hatırladım (‘yalan, nerden hatırladın?’) nasılsın?
Gerçekten hatırladığında burkulursun, hayat, kimleri, nerelere savurup atmış, bir zamanlar
o kadar yakın olanlar şimdi ne kadar uzak anılara dönüşmüş. Bu kadar çabuk mu? Daha yaşımız
ne ki?

Türkçesiz Tarkan biter

khun | 19 March 2007 17:08

Çünkü, Tarkan’ı, Tarkan yapan Türkçe söylemesiydi. İngilizce söylemeye çalışınca ne orjinalliği kaldı ne de yaptığı müziğin tadı.
Ve bunu baştan öngöremedikleri gibi sonradan da göremediler, maalesef hala ısrar ediyorlar.
Halbuki, Türkçe müziğiyle, aslında dolduramayacağı bir boşluğu doldurmuştu.
Orjinal olmak varken insan hangi akılla taklit birşey olmayı ister, üstelik sonuç ortadayken ne demeye ısrarcı olur?
Komşumun bir an evvel kendine gelmesini diliyorum.
Aslında konunun başka yönleri de var. Sanatçı güçlü bir ifade yeteneğini hangi dilde yakalayabilirse, o dili kullanması son derece doğal ve gereklidir.Doğal olan başarılı olur sevilir.
Ayrıca şarkı hangi dilde olursa olsun güzel olduktan sonra o dili bilmeyen biri isterse sözlerini öğrenebilir.
Bir de sanırım şunu daha anlamamış; anlamadığımız şeyleri biz kendimiz zihnimizden hoşumuza gitiği gibi anlamlandırırız.

APOKALİPTO

create | 16 March 2007 23:54

23 Mart 2007 tarihinde vizyona girecek olan filminyönetmeni Mel Gibson, cesaret öyküsü ekseninde Mayaların çöküş nedenlerini (kabileler arası iç savaş, salgın hastalık, yabancı istilası) sıralayan yapımda günümüzün istila altında yaşayan toplumlarına “kurtuluşu kendi içinizde arayın” mesajı veriyor gibi. Bu filmin senaryosu 2,5 yıl sürmüş ve senaryo bittikten sonra tüm diyaloglar Yuvatec (Maya Lehcesi)diline çevirilmiş. Tüm oyuncu kadrosu ise Amerikan yerlilerinden oluşan filmin çekimleri Mexico’daki yağmur ormanlarında yapılmış ve film digital olarak çekilmiş. Amerika’da vizyona girdiği hafta sonu liste başına geçerken, Meksikalı yönetmen Juan Mora Catlett ise bu filmin 1991 yılında yönettiği “Retorno a Aztlan”dan çalıntı olduğunu iddia ediyor.

Uyanıklık bizim işimiz

khun | 15 March 2007 19:53

Dünyada birkaç tane uyanık vardır biri de benim,
işi bilmek lazım,
yalanım varsa namerdim,
kafamda kırk tilki dolaşıyor,
zaten kerizler olmasa uyanıklar aç kalırdı,
abi na’palım hayat bö’le,
uyanık adamı severim, ama benden uyanığını sevmem,
ah çocuğum ah, senin bildiğinden fazla bizim unuttuğumuz var,
daha kırk fırın ekmek yemen lazım, hareket yapma Allah’ını görürsün,
sen giderken biz dönüyorduk,
benim sevgim dünyadaki bütün kadınlara yeter,
kırığımız çoktur,
işi biliyoruz yani,
ayakta uyutup otel parası istiyorlar, yer miyiz lan,
alemin uyanığı sen misin?
sen kiminle dans ettiğini sanıyorsun?
abi bizi de görceksin di’mi? aman ha yanlış olmasın, abimsin!
ya ne zaman bi’ güzelliğini görcez?
götür, helal sana!
tamam ya, at bi’ çorba parası da yürü, işimize bakalım!

Kötülüğe övgü

khun | 14 March 2007 17:40

Kötüler, ilginçtir; iyiler, hep aynıdır,

*
Kötüler, heyecan vericidir; iyiler, sıkıcıdır,

*
Kötüler, karşılık verir; iyiler, sabreder,

*
Kötüler, hayatı yaşar; iyiler, kendilerine layık görüleni,

  • Kötüler, bencildir; iyilerin, bencil olmaya hakkı yoktur,

*
Kötüler, ihtiraslıdır; iyiler, kanaatkar,

*
Kötüler, hep daha fazlasını ve iyisini alır; iyiler hep daha azıyla yetinir,

*
Kötülerden korkulur, iyiler ciddiye alınmaz,

*
Kötülere karşı dikkatli olmak gerekir, iyileri ise dikkate almaya gerek yoktur,

Atatürk’e hakaret serbest olmalıdır!

khun | 12 March 2007 13:53

Türklüğe hakaretin yasayla engellenmeye çalışılması Türk’e yakışmaz.
Türklüğün korunmaya ihtiyacı yoktur.
Atatürk’ün de.
Bırakın, kim ne söylemek istiyorsa söylesin, ki biz de kimin ne mal olduğunu görelim.
Türk’ü Türk yapan, Türklük ruhudur.
En zor zamanda bile, içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara, tüm yokluk ve baskıya, katliamlara ve hainliklere, pusulara ve komplolara, bütün iftira ve alaycı hakaretlere rağmen teslim olmayan da, tam herşey kaybedilmiş gibi göründüğünde ortaya bir Atatürk çıkaran da o ruhtur.
Atatürk, o ruhun yansımasıdır, ifadesidir.
Bir idealdir, inançtır.
Bir duygudur.