bildirgec.org

suç hakkında tüm yazılar

Sahte Evrak ve Banknotlara Dikkat!

zabun | 23 September 2006 07:54

Geçenlerde, bir toptancı arkadaşım, cüzdanından bir 100 YTL çıkardı. Bana uzattı, “hayırdır dedim?” dedim. Bana paranın sahte olduğunu, bir müşterisinin kendisine verdiğini söyledi. Kendisi dalgınlıkla kontrol etmeden almış, sonra polise şikayet etmiş. Parayı veren adamın da haberi yokmuş ama polise bunu ispatlayana kadar ecel terleri dökmüş. Parayı inceledim (üstteki fotoğraftaki para). Metal renkli şerit, ışığa tutulunca gözüken Atatürk portresi, yaldızlı grafiklerle, dikkatsiz bakılınca anlaşılamayacak kadar iyi basılmış. Kağıt kalınlığı ve dokusu gerçek bir paranınki gibi. Özellikle eskitilmiş, yırtılmış ve bantlanmış. Yanlızca yeşil boyalı kısımları çok kötü, buna dikkat edilince anlaşılıyor. Bu günlerde yine YTL ve döviz kalpazanlığı oldukça arttı. Sadece para değil, karne, devlet nişanı, diploma, sertifika gibi belgeleri de aslına oldukça yakın biçimde basan matbaalar türedi. Çok dikkatli olun, eğer elinize böyle bir para geçerse, ne yapmanız gerektiğini aşağıdaki linklerden öğrenebilirsiniz. Sakın böyle bir parayı, “birine kakalarım” diye bir akıllılık yapmayı düşünmeyin. Polis arayıp sorup sizi bulur ve başınız ağrır. “Olur böyle vakalar, Türk Polisi yakalar” hesabı…
Kriminal Polis Laboratuvarı
sahte banknot sorgu sistemi

Öcalan öldü söylentisi

nicomedia | 19 September 2006 11:06

Adam krallar gibi yaşıyor.Yediği önünde yemediği arkasında.Avukatları aracılığıyla pkkyıda yönlendiriyor adam başka ne istesin.Rahat bir 120 yıl yaşar.Bırakın buna yapılan hizmetler bana yapılsa bende yaşlarım.Adam hapismi yatıyor.tatil mi yapıyor.
Ankara’da, dün PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, İmralı Cezaevi’nde öldüğü söylentileri kulislere yayıldı. İddiayı reddeden avukatları, kritik her dönemde provakatif amaçlı bu tip söylentilerin yayıldığını söylediler.Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Er, söylentiler üzerine dün akşam bir açıklama yaparak, “Öcalan’ın sağlığı yerinde. Bir sıkıntı, problem yok” dedi.Diyarbakır’daki 10 kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin yaralandığı bombalı saldırının ardından gergin bir atmosferin yaşandığı Ankara’da, dün akşam saatlerinde Öcalan’ın öldüğü söylentileri yayılmaya başladı. PKK liderinin, İmralı Cezaevi’nde ani biçimde yaşamını yitirdiği iddiası dilden dile dolaştı. Siyasetçilerden, gazetecilere kadar pek çok kişi, İstanbul’daki bazı kaynaklara da ulaşan iddiayı doğrulatmak için uzun süre uğraştılar.Öcalan’ın Asrın Hukuk Bürosu’na bağlı avukatları da iddiayı yalanladılar. Aynı iddianın önceki gün sabah saatlerinde kendilerine ulaştığını belirten avukatlar, dün öğleden sonra Mudanya Savcılığı ile temasa geçtiklerini, savcılığın Öcalan’ın sağlık durumunda herhangi bir kötüleşme yaşanmadığı bilgisini kendilerine verdiğini ifade ettiler.Avukatları, Diyarbakır’daki olaylardan sonra yaşanan gergin atmosfere dikkat çekerek, “Kızıptepe, Şemdinli gibi olaylardan sonra da bu tip söylentiler yayıldı. Nedense kritik dönemlerde provakatif amaçlı böyle söylentiler çıkıyor. Kanunen, sağlık durumunda bir kötüleşme olması halinde zaten bize haber verilmesi gerekiyor” dediler.

Brezilya Hukuku, Google ve Orkut.

enemy | 05 September 2006 13:41

Brezilya mahkemesi, Google’in orkut ile ilgili kullanici veritabanini kendisiyle paylasmasi icin 1 eylul’den itibaren 15 gun sure verdi(mis.)

sebebiyse, orkut uzerinden brezilyali kullanicilarin yasadisi isleriyle ilgili bilgilerine ulasmak. google, serverlarin amerika’da oldugunu ve boyle bir paylasimin soz konusu dahi olmadigini belirtmis.

brezilya’daki internet kullanicilarinin ceyregine denk gelen, 8milyon uyesiyle orkut brezilya’da pek populer ancak, brezilya hukugunu harekete geciren olay, organize kavgalar, kongreleri bombalama ile ilgili birliktelikler, vesaireler…

maymun, para, soygun ve fuhuş!

buyutec | 12 August 2006 15:51

Keith Chen, Yale Üniversitesinde ekonomi bölümünde görev yapan bir profesör.
Keith Chen’in araştırması, maymunlara, para kullanmayı öğretmek ve bunun
sayesinde topladığı bilgileri, bizlerin yani insanların, para ile olan
ilişkisini karsılaştırıp, çeşitli sonuçlar çıkarmak. Araştırma, Yale
Üniversitesinin maymun laboratuarında başlıyor. Bu laboratuarda 7 adet capuchin
maymunları, bir ana ve birçok küçük deney kafeslerinde, para kullanmayı
öğreniyorlar. Para olarak, gümüş renkli, somun kullanılıyor. Süreç gayet basit.
Ana kafesten bir maymun alınıp, deney kafesine koyuluyor. Bu maymuna para adını
verdikleri somun veriliyor. Maymun öncellikle bu somunu kokluyor, ağzına
götürüyor. Bu aşamada bir tepsi içinde çeşitli yiyecekler getiriliyor: elma,
üzüm ve jell-o. Amaç, bu 7 maymunun her birinin sevdiği yiyecek türünü bulmak
ve bu yiyeceği elde etmek için parayı kullanmalarını sağlamak. Deney kafesindeki
maymun elmayı seçiyor. Araştırmacılar, maymuna elmayı vermeden önce, elinden
parayı alıp, maymuna yiyeceği veriyorlar. Bu süreç haftalarca sürüyor ve
maymunlar birkaç hafta sonra, ellerindeki somunun yani paranın gücünü anlamaya
başlıyorlar. Maymunlar paranın kullanımını; araştırmacılar, en çok tercih edilen
yiyeceği öğrendikten sonra, yeni bir süreç başlıyor: fiyatlandırma. Bu yeni
süreçteki amaç, maymunların, biz insanlar gibi rasyonel kararlar verip
vermediğini bulabilmek. Böylece araştırmacılar, birçok maymunun tercihi olan
jell-o’nun fiyatını iki somun, elmanın fiyatını yarım somun ve üzümün fiyatını
ise bir somun yapıyorlar. Buldukları sonuç ise gerçekten ilginç. Maymunlar,
deney sırasında, biz insanlar gibi para harcama konusunda çoğu zaman rasyonel
davranıyorlar. Parasını, en çok yiyecek alabileceği şekilde harcamaya
başlıyorlar. Maymunlar, 1 somun verip, 2 dilim elma almayı, fiyatı 2 somun olan
bir adet jell-o’ya tercih etmeye başlıyor.

80 kuruşa iskender!!!

linnux | 16 July 2006 12:25

-Abi memleketin çivisi çıkmış, yaşanmaz bu dünyada!
-Söyle bakalım, derdin ne?
-Resmi bir kurumumuzun yemekhanesi var.
-Olacak tabii ki, çalışanlarını doyuracak.
-Yemekhanede tadilat yapılıyor.
-Tabii ki yapılacak, herşey zamanla aşınıyor, yıpranıyor.
-Kurum, bir lokantayla anlaşıyor.
-Gayet normal, çalışanlarını aç bırakmayacak ya!
-Kurumda 80 kuruşa (800.000 TL)yemek fişi veriliyor, personel bu fişle lokantadan
4 YTL’lik yemek yiyor, örneğin iskender.
-Afiyet olsun, yarasın.
-Üzeri olan 3.20 YTL’yi de(3.200.000 TL) kurum (devlet) ödüyor.
-Eh, matematiksel bir sorun yok.
-Ama bu yemek fişlerinden, isteyen personel istediği kadar alabiliyor, istediği kimselere verebiliyor.
Bu kimseler lokantadan sorgusuz sualsiz dilediği kadar yemek yiyebiliyor.
-Siz ne biçim müslüman ülkesiniz! Kul hakkı, helal-haram bilmez misiniz?
-Yooo. Biz müslüman ülke falan değiliz. Çağdaş, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletiyiz.
-Hani yüzde doksanınız müslümandı?
-Nüfus kağıdımızda öyle yazıyor, ama devir değişti abi, uyanık olucan bu devirde.
-Peki dini duygularınıza hitap edip, başınıza emir olanlar?
-Dedim ya, uyanık olucaksın bu devirde!
-Öyleyse size her türlü adaletsizlik haktır.
-Niye öyle söylüyorsun abi ya, bizim suçumuz ne?

Sahi, bizim suçumuz ne?

po f1 reklamı ve İSTİKLAL MARŞI

sbaskentli | 27 April 2006 22:07

Hala sessiz kalmaya devam edecekmisiniz yoksa bir araya gelip tepkimizi göstermenin yollarını bulacakmıyız….

Önce ki gün sevgili bildirgecimizde duyarlı bir arkadaşımızın PO nun yeni F1 reklamları ile ilgili yazısını okudum. Ben bu gruba karşı zaten gıcık illet ve hatta uyuz olduğum için tarafsız olmayacağımı düşünürek herhangi bir yorum yapmakdan kaçındım.

Ancak dün akşam reklamı kendim izledğimde durumun gerçekten içler acısı olduğunu yaşayarak gördüm. f1 aracı ekranda süzülürken fonda İSTİKLAL MARŞImız çalınıyor.

Atatürk’ün anıtına karşı sakız çiğnemek

ultramega supersonic | 27 April 2006 13:26

Ordu’nun Fatsa İlçesi’nde; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı töreninde Cumhuriyet Meydanında Atatürk Anıtına çiçek konarken o sırada sakız çiğneyen AKP İlçe Başkanı Veysel Dalcı tutuklandı.

Ataya saygısızlık olarak düşünülen bu hareketin sonucunda, Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Kalender Karadağ ile yapılan değerlendirme toplantısında ilçe başkanının suçlu olduğu kararlaştırıldı…

Tutuklanan İlçe başkanı ise;

“Dün akşam sarımsaklı yemek yemiştim…O yüzden sakız çiğniyordum…” Demiş!