I am an angel with broken wings, and no teaching for right and wrong.
I am a devil with a pure heart and soul, who only through devotion could grow strong. Grab my blurred halo and crush it, and place another one over my head with spikes, as it is appropriate that I carry a fool’s halo.
Gene sabahaladık zaman nasıl bu kadar hızlı geçti bilmiyorum. İlk defa türkçe karakter kullanarak yazı yazıyorum hafifte, ama çok zorlanıyorum parmaklarım ağrıyor. Daha okunaklı olduğunu biliyorum, hafifçiler için bu eziyete katlanıyorum.
Gene bioritmimin harmonisinde en dip noktadayım. Hissiyatımı belirleyemedim bile. none kaldı, doğrusuyda buydu. System of a down çalıyor şimdi xmms’imde. ‘etik olarak sorguluyorum kendimi’ acaba bu yaprak frontmanlerin sevgililerinin ölmesini, şusunu busunu konu edip ticari malzeme yapmaları doğrumu diye. SOAD, duman bilmem ne. Sevgini anlatan parçayı neden satarsın ki di mi yani… Aşkını neden malzeme yaparsın ona buna. Neden acıtırsın kendini insalara? Birtek ben miyim bunları merak eden sanki. Hiç uykum da yok şimdi, ne yapsam bilmiyorum…
sonun da gönderdim hayatımdan biraz zor olasada beni defacalara öldürmüş olsada anladımki herşey bütünün içinde zıtlıklarıyla beraber karmaşanın ihtişamı zaten akıl almaz yok olunmayınca ölüm refreshing bi vaka imiş bir paranoyak çok zor severmiş paranoya oyun komedi düstürse görmek bir heyecan oluyormuş duymaksa zaten hayat demek değilmi ? dokunmaktaymış tedirgin sevgi tam parmak uçlarında süzülen bir ateş aramaktan vazgeçilemiyomuydu yoksa bu zaten benmiydim tanrının kollarında bir aşk nasıl yaşanır bilen varmi ? yoksa yollarama düşmek gerekir bunun için peki ya bütün yollar zaten size çıkıyosa onları gitmeye ne gerek war?
Agri kesici, anti-depresan, kemo-terapi. Kan seviyesi dusuk, Arh(-) kan gerekli. Ben veremem, piercingi yaptirisimin uzerinden henuz bir yil gecmedi. Hem ya varsa hepatit mepatit, hani bu yaz, turizm murizm, havuz mavuz, zaten antibiyotik icmistim disim icin malumunuz. Ah, keske tek dert kan olsa, bulunuyor eninde sonunda.
Gitmeliyim bir sure buradan, cok bunaldim, boguldum kahrolasi dort duvardan. Kacmayi da denedim gerci, terkettim sehri. Ot bok takildim. I ih, kacilmiyor, bilakis fena yakalaniliyor ve hatta akli denge yitiriliyor. Paranoya basliyor birden: o ne dedi, bu ne dedi? Kufur mu etti? Anladim, beni burada istemedi. Yoksa olum kokusunun bedenime sindigini mi hissetti? Sniff sniff, az daha parfum sik.
Niye var bayramlar? Biri çıksın beni ikna etsin, niye ona da gidelim buna da gidelim diye hırpalıyoruz kendimizi, “onları” zaten her dakika görme şansımız varsa?
Sinir oluyorum, çünkü “zorunluluk” olan herşey bana zul kardesim !
Ben görmek istedigim insanları her an görebiliyorum çok şükür, sağlıkları yerinde, yakinimdalar da üstelik !
Eeeee??? Niye “tatil” olabilecek bir sabahin korunde, mışıl mışıl 12. ruyami goruyor olabilecekken, suslenip puslenip, yollara dokulmek zorundayım? Ustelik sokaklarda mahser trafigi varken? Niye? Niyeeee??
Tam zamanını hatılarmıyorum. Ya ilkokuldu ya ortaokul. Kanonla ilk tanıştığımda çok hoşuma gitmişti. Kulağıma çok hoş gelmişti. Meğer daha fazlası varmış. 25 30 kişinin farklı sesler çıkartmasına rağmen tek vücud olmasıydı aidiyetti belki hoşuma giden. Kanonun normal bir şarkıyı uzatması dolayısıyla eğlenceyi uzatması da cabası.
Yıllar sonra aynı coşkuyu Samiyen’de “yavşak fenerbahçe” tezahüratında yaşadığımı düşündükten sonra kani geldim kanonu sevdiğime sevdiğimize. Ama maalesef her güzel şeyin sonu geldiği gibi bununda sonu gelecektir. Babalarımızdan bu yana iki kuşak yapmaya çalıştığımız kanon bizim çocuklarımızla üçleyip son bulacaktır. Zira dörtlü kanon ilk gruba dizelerini unutturur kendi de unutur.
hem aşık olduğum kızın erkek arkadaşı var.hem de bu yetmezmiş gibi farmasötik kimya gibi gordüğüm-eczacılık öğrencisi olarak- en lanet olası,en aşmış derse kasıyorum.finalde iki vizeden aldığım puan toplamı kadar puan almam gerekiyo.sınav pazartesi ama lanet olası finaller bitmek bilmicek.non stop ineklicem artık.
dersler çalışarak hallolur belki ama kardiyak ritmimi nasıl düzelteceğimi bilmiyorum. ne alkol ne sigara ne de antidepresanlar.bunu nasıl kaldırcak bu bünye bilemiyorum.
Dün sabah bismillah daha ofise girer girmez benden yaşça büyük iş arkadaşımın ve aynı zamanda telefondaki eşinin rica ve minnet saldırılarına uğradım. Talep ettikleri şey Kazaa ve Imesh tarafından çökertilmiş bilgisayarlarını tekrar(!) 3. kez kurmamdı.
Mevzu bahis pentium III 550’yi geçen sene zaten ben satmıştım onlara. Duygusal bir zorunluluktu benimkisi. 200 dolara gitmişti benim emektar bilgisayar.
Amacım sistemimi 120 dolara 1.4 thunderbird’e (upgrade) etmekti.
Kasamı ve ethernet kartımı da vermiştim. Üstelik 130 dolara arkadaşımdan 165 dolarlık yeni harddisk satın alıp fiyata dahil etmiş adil olduğuma karar vermiştim.
Bu yazıyı bir minibüste asılı gördüm ilerleme kaydettiğimiz çok açık.
“İnsan yalnızca ürün satmaz‚ kendisini de satar ve kendisini de bir mal olarak görür.Eliyle koluyla çalışan işçi‚ fiziksel enerjisini satar; işadamı‚ doktor‚ memur‚ “kişiliklerini satarlar. Ürünlerini yada hizmetlerini satabilmek için “kişilik” sahibi olmaları gerekir. Bu kişiliğin hoşa gitmesi gerekir‚ ama ayrıca onun sahibinin daha başka nitelikleri de olmalıdır: Yaptığı işin durumuna göre enerjik‚ girişimci olmak‚ bu‚ şu‚ yada o özelliklere sahip olmak gereklidir.
naber fıstık sonunda atkafalıları dıze getırdık el bırlıgı ıle sacma kafaları senı sevıyor ıste bu yuzden fıstık gunlukum adam burarın sonunda gunluk oldugunu anladı veya baska bısey herkezın kulvarı farklı demeye calısmadan bakacakzın adam dıbde asgalık bı dıb posısyon yanı bu elamanın durumu bıde huzr mutluluk demıs sonunda:) evet bencede baya huzrlu bu elaman gırrrrr dinle:depeche mode dinle:talk talk dinle:vas dinle:claria hamıl dinle:bel canto dinle:nutuk:)))) see ya round til’em
