bildirgec.org

şimdi hakkında tüm yazılar

An ve an…

linet | 28 January 2008 14:58

Hava soğuk, üşüyorum, şalıma sarılıyorum. Ofiste kimseler yok, bir sessizlik hakim odaya, huzur veriyor bu sessizlik, bazen yoldan geçen araçların kornaları bozuyor bu sessizliği, bazende yanda ki parktaki çocuk sesleri, olsun iyi geliyor bana. İşlerimi askıya aldım bugün, gelen maillere cevap yazıyorum arada, arada bir de çalan telefonuma, konuşmaya takatim yok aslında, geçen haftadan beri süregelen nezle grip nekehat devresi beni bu hale koyan belki de..
Kar yağacakmış 16:00 civarinda artık saat ile hava durumu veriyorlar, garip geliyor bana.
Yeni işe başlayanlara az önce oryantasyon eğitimi verdim, yarım saat sürdü. Ben seviyorum sunum yapmayı onu görüyorum her sunum sonunda, kendimi iyi hissediyorum. Olaya hakim olmayı, konuşurken küçük şakalarla ortamı ısıtmayı ve insanlarla iletişim halinde olmayı birebir… Öğretmen olsaymışım keşke diyorum içimden, geçti artık. Öyle genç ki yeni işe başlayanlar öyle hırslılar ki, hiç bir bilgiyi kaçırmak istemiyorlar. Oysa bütün gün öğrendiklerinden akıllarında hiçbirşey kalmayacak, her bölüm yöneticisi kendi bölümünü anlatacak yaklaşık 10-15 kişi.. Yeni bir başlangıç güzel olmalı aslında, hele biri çok uzaklara gidecek İstanbul da doğmuş, büyümüş, okumuş, çalışmış ..Zor olmayacak mı? diyorum, olacak ama bu şirkete girmek için değer diyor.. Benim ve diğer pek çok çalışanın küçümsediğimiz şirketimizi nasıl yüceleştirmiş gözünde.. O zaman şükrediyorum halime, bazen bazı şeyleri görmek için böyle Ulak lar lazım herhalde:)

zamanım

mengu yincge | 01 January 2008 03:21

Zamanda
bir ağırlığım
ben
tik ve tok arasında
mesafe koyan
çeken ve çekilen
beklenen
bekleyen
gelecek ve gidecek
şimdi
bükülüp eğilen
ezgi olan
dillerde
hüzünlü ve neşeli
şarkılarda
zamanla
zamandayım
ben
bir hafif
bir ağır
bir
zamandayım
ben
sevgimle
seven
ne güzel
sevilen
sevişen

altın tozuyla süslü
eski epey eski
kömür gözü
parlayan zamanım
ben
benim
o
senin yaşadığın
yaşattığın
unutup andığın
ta kendisi
sevgilim
şimdi
benim zamanım
sevdikçe
sen
içte
bu nefeste
son nefese
zamanda
savaşan ve salınan
güzel bir ağırlığım
ben
zamanla
zamanında
hissedilen
bir zaman
varlığı bilinen
şimdi ve hep
seven
tik ve tok arasında
çok
pek çok
seven

sirayet muhalefet

mengu yincge | 15 December 2007 23:54

“Türban ve/ya başörtüsü yüzümü dine çevirdiğimin göstergesi midir?”Buyurun. Küçük hanım, şimdinin üç otuzunda değil de,kır eşek yaşını, velhasılı otuzunu devireli beri onda bir asır daha geçirmiş dünkü liseli kız, komşu kızı sordu bu nadide soruyu. Hem de başı açık. Alnında da yok perçemi.Devam etti. Dinleyelim.
Beni kim temsil eder ve kim temsil edebilir? Sembollere bu (temsili) işleyişte ne kadar yer verilir ve yer verilmelidir?
Yine ve hala ve tekrar “evim” dediğim yerde arkadaş ve aile üyeleriyle mahalleden başlayıp ülke ve dünya siyaset sahnesinde yaşananlara dair ver yansın dem vuran “sevgili” kalabalığın ortasında görünmez çoğunluğun azınlık sesi olarak buldum kendimi.
Buldum dediysem boşa kayıplar oldu zannedilmesin yanlış anlaşılmasın. Hoş bu memleket de, dünya da ben de epey olduk olalı.
Yakın bildiklerime şunu ifade ettim anlatayım. İsim vermek gerekir: Süleyman beyin eşi Nazmiye Demirel hanım, Turgut beyin eşi Semra Özal hanımdan daha az temsil etmiyor beni Abdullah beyin eşi Hayrünisa Gül hanım. Onlardan daha fazla da rahatsız etmiyor. Hatta hiç rahatsız etmiyor.
Beni temsil eden ve etmesi gereken kişinin illa bir kadın olması ve başının örtülü ya da açık olması değil iyice düşünülüp, tartıp tartışılıp sapasağlam ortaya konması gereken.
Beni temsil eden tek su damlası kadar anlaşılır bir sembol var ve var olması gereken, iyi bildiğim, bilinesi: Bayrağım!

NE KADAR GÜLÜMSERSEN

siirimsi | 12 November 2007 23:37

GÜLÜMSE
GÜLÜMSE

Gülümse… Hayatın kıyısında kalmış olsan da…

Yapabildiğin en güç şey olsa da gülümse…

Başarmak için henüz gec değil…

Geç kalmışlıktan çok başaramamak

yıkar insanı.. Yolun sonunda bir tek

ışık olsan da gülümse hayata….

Gercekler her zaman acıtır, kanatır yüreğimizi..

Ne kadar acıtsa da, yana yakıla feryat figan

NOW Watch

semazem | 24 July 2007 12:23

Asla geri kalmayan saat yapmış adamlar. 59.95 $ da fiyat koymuşlar. Neymiş “Saat kaç?” sorusuna vermeyi en çok sevdiğimiz cevap “Şimdi” imiş. Pehhh. Unisex diye de ek not düşmüşler hani.

Gerçi Türkçesi çıkarsa alabilirim.

ÇİÇEĞİ BURNUNDA SİZLERDEN BİRİ

guddicini | 07 March 2007 11:56

Merhaba ben guddicini,16/02/2007 tarihinden beri pilli.comdayım.Bir tesadüf eseri dolanırken,kendimi bu site de buldum.Sizlerin misafiri oldum yazılarınızı okudum doğrusu keyif aldım,bazılarını tuttum,bazılarına yorum yazdım.Şimdi bende çiçeği burnunda sizdelerden biri olarak aklıma gelenleri yazmaya çalışacağım.Çiçeği burnunda diyince aklıma geldi.Ben 05/11/2006 tarihinde evlenmiş çiçeği burnunda yeni gelinim.Bana yardımcı olacağımız umuyorum.Yazılarınızdan faydalanacağıma ,bilgi dağarcığıma yenilikler katacağıma inanıyorum,deneyimlerinizden yararlanacağım.Sizlere aşkımı anlatcağım,o benim herşeyim,hiç de kolay olmadı tam 7 yıl bekledim.Ama mutlu son.Tüm sevenlerin kavuşmasını diliyorum.Neden bilmiyorum ama bugün çok mutluyum.Belki burada bir şeyler karalamam,belkide 9 eylül kamu yönetimi mezunu işsiz kocamın iş olabilr umudu.Sebep her ne olursa olsun mutluyummm

KANGURU

hipangel | 15 December 2006 00:01

Ben bir kanguruyum.Tıpkı diğer kangurular gibi ben de fiziksel olarak geriye zıplayamam, yaradılışım bu benim, hep önüme bakmak zorundayım. Önümde de kocaman bir cebim var, dolu; ama siz içindekileri ben göstermeden göremezsiniz; çünkü onlar benim düşüncelerim. İsterseniz bir kısmını size gösterebilirim:

Düşünüyorum da ben çok bencil bir kanguruyum; kendimi düşünmeyip başkalarını düşündüğüm için. Bunun neresi bencillik demeyin; çünkü beni düşünen kangurular da var, tıpkı benim başkalarını düşündüğüm gibi. O zaman ben kendimle ilgilenip her şeyi yoluna sokarsam hem ben mutlu olurum, hem beni düşünenler, hem de benim düşündüklerim- bendeki değişimi görüp ‘isterlerse’ onlar da değişirler.