Hava soğuk, üşüyorum, şalıma sarılıyorum. Ofiste kimseler yok, bir sessizlik hakim odaya, huzur veriyor bu sessizlik, bazen yoldan geçen araçların kornaları bozuyor bu sessizliği, bazende yanda ki parktaki çocuk sesleri, olsun iyi geliyor bana. İşlerimi askıya aldım bugün, gelen maillere cevap yazıyorum arada, arada bir de çalan telefonuma, konuşmaya takatim yok aslında, geçen haftadan beri süregelen nezle grip nekehat devresi beni bu hale koyan belki de..Kar yağacakmış 16:00 civarinda artık saat ile hava durumu veriyorlar, garip geliyor bana.Yeni işe başlayanlara az önce oryantasyon eğitimi verdim, yarım saat sürdü. Ben seviyorum sunum yapmayı onu görüyorum her sunum sonunda, kendimi iyi hissediyorum. Olaya hakim olmayı, konuşurken küçük şakalarla ortamı ısıtmayı ve insanlarla iletişim halinde olmayı birebir… Öğretmen olsaymışım keşke diyorum içimden, geçti artık. Öyle genç ki yeni işe başlayanlar öyle hırslılar ki, hiç bir bilgiyi kaçırmak istemiyorlar. Oysa bütün gün öğrendiklerinden akıllarında hiçbirşey kalmayacak, her bölüm yöneticisi kendi bölümünü anlatacak yaklaşık 10-15 kişi.. Yeni bir başlangıç güzel olmalı aslında, hele biri çok uzaklara gidecek İstanbul da doğmuş, büyümüş, okumuş, çalışmış ..Zor olmayacak mı? diyorum, olacak ama bu şirkete girmek için değer diyor.. Benim ve diğer pek çok çalışanın küçümsediğimiz şirketimizi nasıl yüceleştirmiş gözünde.. O zaman şükrediyorum halime, bazen bazı şeyleri görmek için böyle Ulak lar lazım herhalde:)Müzik açsam diyorum, bazen müziğe bile tahammül edemediğim günlerden biri bugün, yok böyle iyi sessizlik.. Çok durgun bugün aslında hem iyi hem değil.. Sevgililer gününde tatile çıkın diye mail gelmiş, başladı reklam mailleri, ne boş özel günler yaratıyoruz rutin giden hayatımıza renk gelsin diye. Ne renk olacak ki? Morarıp kalıyoruz işte hayalkırıklıklarıyla, mosmor ee güzel bir renk:)Üstün Dökmen nin bir sunumuna katıldım geçenlerde, 2 saat boyunca sürekli onaylayarak ve gülümseyerek dinledim adamı ama sor şimdi aklında ne kaldı diye?? Koca bir hiççççç…Haksızlık etmeyeyim kendime önyargılarınızdan kurtulun diyordu, evet evet.. Mesela tüm çinliler birbirine benzer geyiği geyiktir sadece diyordu. Düşünsenize eğer öyle olsaydı okuldan çocuklarına almaya giden anne babalar, birbirleriyle buluşan sevgililer nasıl bir kaos yaşarlardı…Evet birde eşekler inatçıdır yok öyle birşey diyordu.Eşeklerin hafızası çok kuvvetli imiş, örneğin bir yolda giderken önüne bir engel çıktı onu kaydediyormuş, bir daha ordan geçerken zınkk diye duruveriyormuş, önünde engel olduğunu bildiğinden, sonra eşşek inatçı de hayır değil işte hafızası kuvvetli..Soğuk hava çok soğuk,üşüyorum şalıma sarılıyorum.. Kimseler yok, sessizlik hakim odaya………