bildirgec.org

sevmek hakkında tüm yazılar

gulsey anne

admin | 02 February 2010 09:43

O daha piyasada yoktu sevgili Gulsey Hafif.Org’a üye oldugunda , benimle tanıştıgında.Bir planda da yeri bulunmuyordu buradan gerçek hayata taşınan arkadaşlıgımızın temelleri atıldıgı zaman. Bir süpriz yaparak dünyaya merhaba diyeceginin sinyalini vermesi benim taşınmamla birdir, bana kıyamayıp gelip tüm ağır işlerimi yapan Gulsey o işleri yaparken onu taşıdıgını henüz öğrenmemişti.

Annesi onu taşımaya başladıgından beri ara verdi Hafif’e, ancak bizim dostlugumuza hiç ara verilmedi.Aylardır birlikte bekledigimiz heyecanlı ve bir türlü geçmek bilmeyen zaman bugün meyvesini verdi sevgili arkadaşım Gulsey’in oğlu bugün 11:00 civarı dünyaya geldi.21. yüzyılın üçüncü palindrom tarihi küçük bebeğin doğdugu gün oldu, tarihi tersten ve düzden okuyunca çıkan sonuç aynı.

eskilerde çocuk olmak

admin | 01 February 2010 10:33

Hep küçüklüğümüze dair yazılar yazarız, okuruz, konuşuruz. Seksenlerin sonu, doksanların başında çocuk olmak gibisinden çeşitli özlem dolu konulara dalarız. Şimdiki imkanların bizim küçüklüğümüzde var olmadıgını ama yine de o günlerin çok güzel oldugunu anlatır dururuz.

Diş macunu ve fırçası bilmediklerinden bahseder kayınvalidem, en azından yaşadıkları köyde yokmuş.Her yemekten sonra dişlerini mutlaka tuz veya kömürle temizlemelerini sıkı sıkı öğütlermiş rahmetli babası. Gerçekten de dişlerimiz bembeyazdı diyor, kömürle ovulan diş su ile durulanınca harika sonuç ortaya çıkıyormuş. Düğünlere giderken üşenmeden çantaya atılan iğne iplikle kısaltılan etekler eve geri dönüşte tekrar sökülerek eski haline gelirmiş.

tat

astral | 26 January 2010 12:58

Her geçen sızının sabahında solmak üzere olan çiçeğin yapraklarını temizliyorum, ince ince. Kanatlarına tutunuyorum hayallerimin, kırılmak üzere olanların üzerine çok basmamaya çalışarak…

‘Nesi var ki şu dünyanın, bu kadar peşinden koşulacak?’ diyordu kadın hıçkırıklarını tutmaya çalışırken. Oysa adam o güne kadar hiç ağlamayı başaramamıştı. Adam kadına sıkıca, çok sıkı sarıldı. ‘Ağlayacağım’ dedi. Kötü birşeymişcesine mahsun ve ağlamaması gerektiğini düşünen birinin sözleri gibi dokunaklı çıktı kelimeler, teker teker; koşturmadan ve mırıltı halinde…

– Ağlaman kötü değil ki. Çoğu zaman iyi gelir.
– Ben hiç ağlamadım. Belki bir kere onu da ne zamandı, hatırlamıyorum bile.
Adamın ne kadar hassas olduğunu anlıyordu kadın. Daha fazla sokuldu ona. Hiç çıkmamak istedi içinden. Dışında kalan herşey dışarıda kalıyordu çünkü onun yanında. Herşeyin önemsizleştiği yerdi, aşk. O, aşktı; emindi.

seksi rekorlar

taha3045 | 12 January 2010 15:32

Anna Swan adlı 1846-1888 yılları arasında yaşamış İskoçyalı kadın boyuyla posuyla herkesten farklıydı, kadın küçüklüğünden beri sürekli yatak boyu, oda genişliği ile ilgili sorunlar yaşayarak büyümüştü .Dünyanın en uzun vajinasına sahip kadın olarak kayıtlara geçti.

Sundevall
denen fare bir saat içinde yüz kere ilişkiye girebiliyor.

mae west
mae west

1930 lu yılların güzel oyuncusu Mae West sevgilisi Ted ile 15 saat sevişerek bu alanda rekor kırdı.Güzel oyuncu 2. Dünya Savaşı’nda can yeleklerine ilham verdi, ülkemizde de kullanılan askeri can yeleklerine meyvest deniliyor.

lina medina
lina medina

Lina Medina adlı kız anne oldugu zaman 5 yaşındaydı.İki buçuk yaşında adet gören Lina doğumdan sonra 11 ay hastanede kaldı ve oğlu tarafından 10 yaşına kadar ablası zannedildi.Oğlu kırk yaşında ölen Lina ölen oğlu 33 yaşındayken bir daha anne oldu.Bazı kaynaklara göre abisinin tecavüzüne uğrayan küçük kız bugün ülkesinde (Peru) bir köyde fakirlikle mücadele ediyor ve hala hamileliğinin gerçek nedeni bilinemiyor.

İnadına Seviyorum

canalperozturk | 10 January 2010 17:26

İnadına Seviyorum

Bu aralar günler geçmek bilmezken
Geriye dönüp baktığında ne çabuk geçmiş zaman dedirtiyor insana
Sürekli şımarık bir çocuk gibi mızmızlanırken
Sensizde yaşanabiliyormuş
Seni düşünemeden yaşanmıyormuş ama

Her gece seni düşünürken,
Sen kalbime biraz daha yaklaşırken
Yüzün gözlerimin önünden yavaş yavaş yitip gidiyor
Yüzünü unutmamak için sık sık resimlerine bakarken
Anlıyorumki giden sen değilsin
Yavaş yavaş biten umutlarım,
Unutturuyor yüzünü bana

ZAFER SAYDIKLARIN K..INDA PATLADIĞINDA, GÖRECEKSİN ZAFERİ!

astral | 31 December 2009 12:28

httpfirenzegold.files.wordpress.com200903tears.jpg
httpfirenzegold.files.wordpress.com200903tears.jpg

Ki, ben beni biliyorsam geleceksin; kim ki gelmedi? O açılmayan telefonların sahibi kişi; kim zamanı geldi, ikna etme çabasına girmedi, tekrar?

Duy zaman! Hiç mi yok, inkarın, ihtimalin? Teninde fermandım ki, ben anında gün batımında yaldızlı ışıktım ufkunda, terinde; nerede? Neredesin? Ey zaman! Konuş benimle, konuş ki, zaman dursun biraz. Durmalı bu gönlümdeki isyan. Sana ‘yok’ gelen bu çağrı, benim son haykırışım zamana…

‘Şimdi zaman bir kuru yalan…’

astral | 23 December 2009 09:45

Gabor Dvornik, Macaristan
Gabor Dvornik, Macaristan

Asılı, yükleniyor hayat girdaplarına.
Bir dönüyor, bir duruyor, baş aşağı dünyaya Leyla Leyla bakarken. Çoktan göz yaşları akmışken, kurumuşken; ruhu kurumuş bir okyanusken…

Hala onu bekliyor, istiyor, söylemiyor; söylemeyecek; kendine dahi. (!)
Son nefesini ruhundan evrene üflerken, ‘Şimdi zaman bir kuru yalan.’ diye tekrarlayıp duruyordu, terler içinde kalmışken; kendinden geçmişçesine, gözlerini bir noktaya dikmiş, burada değilmiş ve gördüğü başka bir evrenmiş gibi söylendi söylendi durdu, zaman tersine akarken…

her yerde aşk var

astral | 22 December 2009 10:43

Yoktan bir günaha batan kederin habercisiyim. Çokçalarına göre gereksiz bir sızıyı taşıyan yüklenici… Herkes sevgiden, aşktan bahsediyor, televizyonda, şarkılarda, posterde dahi aşk; her yerde aşk var:

Metroda kıskandıran aşıklar, mağazalarda sarmaş ıslak vıcıklıkta aşkcıklık, arabalarda 130’la giderken yapılanlar haberlere düşecek kadar konu oluyor, iş yerlerinde yakalananlar, aldatanlar aldatamayanlar, aldatmayı düşünüp de beceremeyenler, ‘Ben hiç aldatmam’ deyip de direk terk edenler, kıskananlar, üçüncü sayfa cinayetleri, anlaşamayanlar, ayrılsak da beraberiz diyenler, ‘Ben de kalır o artık’ diyenler…

anlıyorum üstelik

astral | 21 December 2009 15:44

Adiliğinin sebeplerini de gayet iyi anlıyorum üstelik…

Ben, onu baştan sona, tüm nedenleri ve aşamalarıyla anlıyorum. O benim onu anladığımı bilmiyor. Anlıyorum çünkü anlatamayacağım kadar çok adilik yaptım zamanında.

Beni terk etmesini de anlıyorum üstelik. Tamam, yalan da olmayabilir; o hisler. Ben yapmadım mı tüm bunları? Alasını yaptım. Sevdim, çıktım, gönül verdim, gönlünü çaldım ve ‘Olmuyor sıkıldım!’ deyip; ortalıktan kayboldum mu? Evet, ta kendisiyim. Yaptım. Bir kez de değil üstelik. Sonradan kendimi kınasam da o sıra bana o doğru geldi.

fırtınada sağ kalan ağır yaralıların ‘son sarılış’ı

astral | 21 December 2009 15:00

Dokunaklı bir ağıtta, tende son yazının adıydık. Derin dokunuşlarda, az sızılı bir öpücüktük; bir önce… Düştük.

İdrak’tan gizliliğe hatta gize varan; evvelinde sözü şartlayan yazgıydık. Sonrasızdık. Sonramızdık.

Gebermeden bir önce kendi mezarına çiçek diken arızalı iki ruhtuk. Bizdik. Anlaştık. Kaynaştık. Sırnaştık. Bakıştık. Ölmeyi unutup kavgaya tutuştuk. ‘En büyük salak biziz oyunu’nda, bütün kartları kapandık. Koptuk. Fırtınada sağ kalan ağır yaralıların son sarılışıydık.