Hep küçüklüğümüze dair yazılar yazarız, okuruz, konuşuruz. Seksenlerin sonu, doksanların başında çocuk olmak gibisinden çeşitli özlem dolu konulara dalarız. Şimdiki imkanların bizim küçüklüğümüzde var olmadıgını ama yine de o günlerin çok güzel oldugunu anlatır dururuz.Diş macunu ve fırçası bilmediklerinden bahseder kayınvalidem, en azından yaşadıkları köyde yokmuş.Her yemekten sonra dişlerini mutlaka tuz veya kömürle temizlemelerini sıkı sıkı öğütlermiş rahmetli babası. Gerçekten de dişlerimiz bembeyazdı diyor, kömürle ovulan diş su ile durulanınca harika sonuç ortaya çıkıyormuş. Düğünlere giderken üşenmeden çantaya atılan iğne iplikle kısaltılan etekler eve geri dönüşte tekrar sökülerek eski haline gelirmiş.Şirinler‘de ellili yıllarda ortaya çıkmış bugün artık ellili yaşlarda olan çizgi film kahramanları.İngilizce isimleri (Smurf) kızıl bayrak altında yaşayan küçük adamlar (socialist man under red father-flag) kelimelerinin baş harflerinden geldigi , Şirin Baba’nın Karl Marx’a benzeyen sakalı oldugu iddiaları Komünizm düşüncelerini de beraberinde getirmişti. Öyle ya bu yaratıklar işçi-köylü tarzı bir yaşam sürüyorlar, kötü büyücü Gargamel ise parayı pek fazla seviyordu, köyde dini bir mabed de yoktu, tüm işler doğa ananın istegine göre gelişiyordu. Komünist Şirinler, kapitalizm simgesi Gargamel (hatta papaz gibi giyindigi için misyoner olarak ta düşünüldü) olarak suçlanan bu çizgi film belli dönem başta Amerika’da olmak üzere çeşitli ülkelerde Komünizm propagandası yaptıgı iddiasıyla yasaklandı.Kayınvalidemlerin genç kızlık zamanı eğlenceleri Kerime Nadir ve Barbara Cartland kitaplarıymış. Çocukken cips, çikolata, puding bilmedikleri için taze yapılmış tereyağı kaymagına eklenen tozşeker onlar için harika bir yiyecekmiş. Ayrıca çocuk yaşlarda severek yedikleri abur cuburlarının listesi kuru üzüm, akide şekeri, dut kurusu,peynir şekeri, iki bisküvinin arasına sıkıştırılmış lokum , incir şeklinde uzayıp gidiyor.Çikolatayı hiç bilmiyor annemiz. Hormon, sera, Gdo olmadıgı için herşey zamanında yenirdi diye anlatıyor, kış bittigi vakit pazarlarda çilek, üzüm veya domates çıkınca sevinçten havaya uçarlarmış, her mevsim ne yetişiyorsa onu yerdik diyor, kışın biber, patlıcan, yazın ise mandalina, portakal beklerdik dört gözle diyor. Annemin halasının zamanında ise tozşeker olmadıgı için kasabadan sırtta gelen şeker keserle yontularak kullanılırmış.

Oyun ihtiyaçlarını su deposunun üzerinde oluşan çamurdan yapılan şekiller giderirmiş, yani oyun hamurlarının toprak hali diye söyleyebiliriz. Yazın ise karpuz kabuklarının birbirine baglanmasıyla oluşturulan basit bir araba modeli olurmuş oyuncakları, kabukların üzeri toz doldurulurmuş, diğer bir araba ise oyulan balkabağına sokulan sazlarla oluşturulurmuş. Kızların evde dikilen bezbebeklerinin saçları koyun yapağı ile hazırlanırmış.Francala ekmeğinin ve helvanın çok lüks oldugu çocukluk yılları o dönem bayramların dört gözle beklendigi zamanlarmış, kasabadan alınan yeni kumaşlarla dikilecek entariler bazen sabaha kadar uykusuz bırakacak bir sevinç oluştururmuş.(O dönem çocukluguna ait bir yazı:Deliye Göre Hergün Bayram)