Yoktan bir günaha batan kederin habercisiyim. Çokçalarına göre gereksiz bir sızıyı taşıyan yüklenici… Herkes sevgiden, aşktan bahsediyor, televizyonda, şarkılarda, posterde dahi aşk; her yerde aşk var:
Metroda kıskandıran aşıklar, mağazalarda sarmaş ıslak vıcıklıkta aşkcıklık, arabalarda 130’la giderken yapılanlar haberlere düşecek kadar konu oluyor, iş yerlerinde yakalananlar, aldatanlar aldatamayanlar, aldatmayı düşünüp de beceremeyenler, ‘Ben hiç aldatmam’ deyip de direk terk edenler, kıskananlar, üçüncü sayfa cinayetleri, anlaşamayanlar, ayrılsak da beraberiz diyenler, ‘Ben de kalır o artık’ diyenler…
‘Atık bir defter gibi attı beni’ diyenler, ‘Atamam’ diyenler, ‘Hevesti’ diyenler, ‘Onsuz yokum’ diyenler, ‘Ev dahi onunla güzel’ diyenler, ‘Yazgımdı dili geçmiş zamana dolanan oldu’ diyenler, ‘Akşam yemeğimdi’, ‘Düşümdü’ diyenler, ‘Kılçıklı balığımdı boğazımda kaldı iyi kaldı’ diyenler, ‘Şimdi gereksiz bir keder buralardan geçti, gördün mü?’ diyenler…Kendini büyük üstad Murathan Mungan’ın şiirlerine sarıp yakanlar, ‘Hepsi yalanmış’ diyenler, Aşk gerçek gerisi boş’ diyenler, ‘Boş ver içelim, aldırma.’ diyenler, ‘Ne adım kaldı ne izim, namım olsa ne yazar hiç yokmuşum var sanan olmuşum’ diyenler…
‘Kocaman kadehte kırmızı şarabı fondipleyip geceye şarkıyla devam etmek ve duşun altında ıslanmak’ diyenler, hayal kurmak diyenler, ‘Hayallerim öldü okunan sela benim’ diyenler, ‘O öldürdü’ diyenler, ‘Ben de onu öldürdüm namusumu temizledim aşkım için yaptım’ diyenler…‘Akmış rimelin üzerine öykü yazıp sonra çekip gitmek’ diyenler, ‘Romantik görünüp basit bilindik bir kaskın dahi daha yumuşak olduğunu doğaya ispat edenler’, görünmez bir adamın kahramanıydım, ‘Yoktan bir günaha batan kederin habercisiyim’ diyenler…
‘Gün battı o yok hala’ diyenler, dönenler, diline piercig misali musallat edip kaderi yolundan yarılmayanlar, ‘Ya benimsin ya toparağın’ seranatlarını devam ettirenler, ‘Romeo’ diyenler, ‘Julyet’tim ben nerede benim repliğim? Suflör araya girme’ diyenler, geçenler, iyi geçenler, ‘Kazığı has sokanın hatrı büyük olur’ diyenler, ‘Yazılmayan bir sözlüktüm köşede’ diyenler…‘Ne aşk var ne keder, kederi bile güzeldi be kardeşim!’ diyenler, ‘Aklımda sesi’ diyenler, tenimde teni, Aşk var aşk!’ diyenler, ‘En beter bağımlılığımsın’ diyenler…
‘Annemle tanıştırmalıyım hemen’ diyenler, Annemin izni olmadan olmaz’ diyenler, ‘Annem de bizimle oturacak ama’ diyenler, ‘Annem gibi olacağım’ diyenler, Annesi gibi olursa yandık’ diyenler, ‘Yalan bir bu aşk yalamak has gerçektir’ diyenler, müziksiz aşk olmaz, rakısız aşk çekilmez üstadım ayaklarını yineleyenler…Akşamcılar, sabahlara kadar aşk yapanlar, yapamayanlar, aşktan yapamayanlar, aşksızlıktan yapamayanlar, yapamama nedenleri aşk olanlar, ‘Bebek aşkın meyvesi’ diyenler, ‘kokusu hala burada’ diyenler, ‘Annem, ben bunlarla olacağıma geberince böceklere veririm daha iyi’ diyenler, gün olup kararından dönenler, dönmem diyenler…
‘Bitti deyince biter mi? diye sorgu sualde kalakalanlar’, ‘Her şey bir elma için miydi Adem, ilahi sen de!’ diyenler, ‘Napolyon’un Josephen’e aşkı bu devirde var mı?’ diyenler, ‘Hikaye’ diyenler, hikaye edenler, ‘Ömrüm gitti bir kadının peşinden’ diyenler, solanlar, edenler, bulanlar, ‘Hepsi aşk yüzünden! AŞK’ diyenler, ‘Hayatımdı o, gitti’ diyenler…‘Orada mıyım hala?’ diyenler, ‘Aşk var mısın?’ diyenler, ‘Aşk mı? O ne? Yukarı Ayrancıya gider mi, kaç numaralı otobüse binmeliyim? diyenler, sezenler, sezdiğini sanıp ebesini görenler, sezmek ne bilmeyenler, hiçim artık diyenler, ‘Hiç uğruna piç etti beni!’ diye söylenip dövünenler yine de hırsını alamayanlar, üst katta kavga edenler, yan tarafta gıcır gacır seks seks sesleri, ‘Tokatla beni!’ diye bağıranlar, birbirine bağırıyor olanlar, ne dediklerini unutanlar, kendini unutanlar, kendini unutmak isteyenler, her şeyi unutmak isteyenler…
‘En harbi geçinenlerin harbiliğinden korkacaksın’ diyenler, ‘Bu da fos çıktı be kardeşim’ diyenler, ‘Çiçek isimleriyle başladı hayvan isimleriyle bitti’ diyenler, ‘Nerdesin ki?’ diye başladı her şey diyenler, ‘İşe odaklanamamanın adı aşktır’ diyenler…‘İstemeye bugün mü geleyim yarın mı? diyenler, ‘Acaba koltuk takımımızın rengi ne olsa Rıfffkkıııııııııı…..’ diyenler, ‘Bensiz içmeye gidemezsin!’ diyenler, ‘Nereye baktın, kime baktın mine etek mi giymiş artık beni sevmiyorsun’ diyenler sen doğum günlerimi de hep unutuyorsun Tttüüüleyman, hani bana pırlanta, hani Paris sözleri’ diyenler…
‘Unuttum’ diyenler, ‘İnternette yenilenmeyen sayfadır aşk’ diyenler, ‘Yenilenen sayfada yenilenmeyen bir mesaj aramaktır F5 salak salak basıp’ diyenler, ‘Ard arda açılan popuplar gibidir aşk’ diyenler…‘Aldatırsan öldürürüm’ diyenler, ‘İlk çocuk oğlan tamam mı bak ona göre haaa!!!’ diyenler, ‘Unutur muyum acaba?’ diyenler, ‘Aşk bitti, rahibe defterin adımı’ diyenler, ‘Bana da bir aşk kızarmış olsun ve soslu’ diyenler…‘Aşk da tesadüf yok’ diyenler, ‘Mucize’ diyenler, ‘İlahi sistemin işi’ bu diyenler, ‘Hala seni arıyorum diye dalga geçiyor musun benimle? Oradan ne kadar komik görünüyordur tepkilerim, hala olur mu; kurtarılabilir mi, umudum, çabam’ diyenler, diyenler…
‘Koruyucu meleğimdi’ diyenler, ‘Sırdaşımdı’ diyenler, Söz vermiştin’ diyenler, her gece başım ağrıyor diyenler, başınla işin yok karşılığını verenler, Her şey ondan önce ve ondan sonra’ diyenler, Paramparça’ diyenler…
‘Ne okunmuş ne yollanmış mektuplardı. Ardından hala saklanan tarihi akılda bir sinema bileti’ diyenler, Sinemanın ardından, ‘Bileti saklamak hoşuna gider mi ben bu tür şeylerin saklanmasına değer veririm.’ diyecektir ve haftasında terk edecektir, kadın haftalar boyu masasında duran sinema biletinin mi, söylenen lafın mı yoksa kendinin mi daha aptal olduğunu kestirmeye çalışacak yine de atmaya kıyamayacaktır sıradan bir bilet parçasını çünkü sıradan olmayan şeyler hissettiğini idea eden ve onu çileden çıkaran ve eğer olursa son aşkının sebebini buna bağlayacak ve üzerine yazı yazacaktır, her yerde aşk var lanet olsun diyecektir…‘Öyle boş ki çabam, senin açından’ diyenler, ‘Kime desek inanmaz’ diyenler, En iyisi demeyelim’ diyenler, Aşk buysa ben yokum’ diyenler, Bir porselen tabak için patlattın tokatı, değer miydi?’ diyenler, Evlenince temizlikçi kadın oldun o arzulu kadın sen miydin Kezban?’ diyenler…
‘Aşksa bunun adı ben oynamıyorum’ diyenler, ‘Ağırdan almalıyım ilk gece hayatta olmaz altı ay geçsin belki öyle’ diyenler, ‘Geçmişte kalan bir günahtı sadece’ diyenler, ‘Artık sadece o var’ diyenler, ‘Dört kişi bana ancak yetiyor’ diyenler, ‘Okeye dörtlü arıyor aklında köylü kurnazı açmam telefonlarını’ diyenler…
‘Evlenmeden olmaz’ diyenler, ‘Annem göster ama elletme dedi’ diyenler, ‘ahşaptan bir sandalyeye bu kadar ilgi göstersem tepki verirdi yaa!!!’ diyenler, ‘Aman Nebahat, ne takıyorsun yaşa hayatını gerdeğe gün kala gider diktiririz valla terzi olsa anlamaz’ diye öğütlenenler, içip içip nara atanlar, ‘Helal valla!’ diyenler, duvara seni seviyorum yazdıktan sonra kıza ne kadar sevdiğini ispat etti sayanlar…
‘Ailemle de tanıştı iş ciddiye bindi verir artık bu garanti’ diye kuranlar, kuruntulananlar, ‘Bak yine kuruyorsun vallahi iş arkadaşımdı o Hülya paronayak aşkım benim’ diyenler, yutturanlar, o zamana kadar zaten yutmuş olanlar, hapı yutmuş olanlar, yutup da sindiremeyenler, kronik arızalı tipler, ‘Valla bu kadar sandalyeye gönül vereceğime kadınlığımla baş başa kalırdım’ diyenler, kadın kadına daha iyiyi diye savunanlar, ‘Aşk kararsızlığın adı’ diyenler, ‘Değişmez bu’ diyenler, Ses çıkarmadan lütfen’ diye işe müdahele etmek zorunda kalan muhteremler…
‘Hangi cadaloz bu kadar bağırıyor sırf hava var ya…’ diyenler, ‘Yok be o bakire yalan’ diyenler, ertesi gün ‘Kız sen bakireyim demiyor muydun koca apartman duydu bir tek sen fark etmedin kendi sesini?!’ diye çekinilerek sorduğunda aldığı yanıt kendi suratını kızartır, ‘İşte adam öyle adam’ diye pişkince yanıtlayan ablalar…‘Kızlığımı aldığına göre artık bizim de bir kızımız olma zamanı gelmiş demektir Ossmanım, Çikolatayı al, BMV ile kapıda bekle, ben çaldırınca zile bas, sakin ol ben her şeyi ayarladım.’ diyenler…
‘Bitti’ diyenler, ‘Yok artık daha neler?’ diyenler, ‘Unu eledim eleğimi astım’ diye gezip ona buna iş verenler…‘Aşk, seks arayanın bahanesidir’ diyenler, pencerede yolunu gözleyen kadın, bir araba sesi, iç geçirme, hala onun aklından geçer miyim sancısı, gelir mi beklentisi, ‘Diner mi bu acı?’ diyenler, sağanak yağmur, her yerde, her yerde aşk var. Ağlıyorum.
1- (Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır. 2-Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)
yorumlar
yaşşa be !
işte bu, aşk ölmez, aşk her yerde.
çok uzun yazıyorsun astral..
yaz astral.
Teşekkür ederim. Siz, aşka ne diyenlerdensiniz? ya da etrafınızda aşka ne diyenler var? Siz de, kim bilir nasıl ilginç örnekler çıkar ve ne yaratıcılıklar…
bize bişey bırakmamışın astral,
manifesto konusunda bir açıklama yapacakmısınız sayın astral ?
ahanda aşk budur diyenler var etrafımda, ama ben buna inanamıyorum. naaah orada diyenlerde var tabi. ama benim inandığım aşk bambaşka, bazen mavi bazende yeşil oluyor. diğer renkleri de var tabi.
Kısacası aşk gözlerde başlar, sonrası herkese göre değişir.
aşk bir hayalden ibaret, sahibinin hep sen olduğu hayallerden…aslında okuduğun hiçbir şiiri o yazamıştır sana…ama o yazmış gibi okursun..hatta ağlarsın….
İyi ki, bizi yaşatan hayallerimiz var…
aşk gibi güzel duygular varken, intikammış. pehhhinsanlar zaten bu duyguları köreltemedikten sonra hiç bir şeyi anlamazlar, ne yazık ki. sadece biz konuşalım oldu cicim.
ne güzel söylemiş şair: ”seni seviyorsam sanane bundan”
hatta gülersin bazen @akoni.
aşk ne güzel şey
aynen nazokiraze, bence de çok güzel şey. ve hatta bazen hiç yoktan yere aşık olursun:)
Süper.Tebrikler :)Aşk…Bana göre heyecan,seks,adrenalin,delilik,takıntıların bir birleşimi.Onu yaşamak güzel ama çok tehlikeli.Belki bir tutku,belki Hayatın neşesi.Belkide sadece beynimizi meşgul etmenin bir yolu.Ben 3 sene beraber yaşayınca bittiğine inananlardanım.Tecrübe ile sabittir ;)Ondan sonra yerini sevgi ve saygı alıyor…Onu çok seviyorsun ama artık o heyecan yok.Onun için bu denklemde AŞK=HEYECAN diyebiliyorum ancak…
yaz astral, aşkın en garip hallerini de yaz arkadaşım, hatta benden sana bir “tiyo” aşkın en saf hali de vardır, hani bir zamanlar, ilk aşk öpücüğünden sarsılan bedenler gibi, işte sen bilirsin. (bugün 2 yazı kısıtlaması dolmadı sanırım) bekliyoruz en şahanesinden.
aşk, aşk, aşk artık böööööh oldum bu aşktan…
Bilirim, hatta sonra kendine kızar, kendinden hıncını alamazsın ondan vazgeçemediğin için. Ben güçsüz müyüm dersin, bilirim; çok yakından…Neden ararsın, öyle ‘kocaman’ nedenlerin yoktur, olanlar da en yakın arkadaşını dahi inandırmaya yetmeyecek türdendir.Aşkın içinde patladığına mı yanarsın, aşık olup da kendi belanı kendinin verdiğine mi yanarsın; an be an acı duyarken, niye acı duyuyorum, çık bu acıdan der, yine de çıkamaz ve daha çok içlenirsin…Sonra dersin ki… ‘Aşk dedikleri bu mu?O çok aranılan? Her yerde, yerde olan aşk?İşte, kutlarım o zaman seni. Bir aşkın var ve mutsuzsun. Tebrik ederim der çıkıp sıyrılmak istersin içinden, istersin.Lakin, lakin hala hala her gece, her gün sürekli onu istersin, istersin. Gel çık işin içinden, istersin, istersin…Onu istersin ve işin içinden çıkmayı istersin. İşte bu iki istedeğin de bir arada olsun der; üçüncü bir istek olarak bunu da istersin…Aşk: İstemek…İşte onun sesini duyuyorum içimde.O yanımda yokmuş… hah, sabah uyandığımda evrende o nefes alıyor diye huzur duyduğumu hissederek uyandığımı fark ettim, var mı böyle bir şey?Var: AŞK!
hem de tarihin başlangıçından beri var: AŞK.
tarihden önce yok muydu diyorsunuz sayın gico
Dolce, o dediğini yazmıştım ben 2006’da ilk yazılarımdandı… :))
cıscıbıl katrana bular üzerine kuş tüyü dökerim
aaa teşekkürler, okumuş oldum, astral.yok tino, tarihin başlangıcından önce de vardı. ama kayıtları yok. dolayısı ile aşk sümerlerle başlar. diye düşünüyorum. yani ben kayıtları baz alan bir kişi olaraktan yani.
çıkış noktan tarih ise bişey diyemem tabi
grazie o zaman:)
her yerde kar var
astrallll, astral, astral, astral, astral, astraaaaallllll….(bkz; yazıyı beğeniye paralel olarak adını çığırmaktan kendini alıkoyamama )sen nasıl bir kadınsın astral !!!!bu nasıl bir ruh, zihin, gözlem, tecrübe, ifade, cesaret, dil, yetenek, anlatım ????sakın bedenine büyük gelen bu ruhu dizginlemek için uğraşma; sakın….
yaşa
Bu bloğa bu şiirler gider, işte.
Ümit Yaşar Oğuzcan.
ne âkilem ne divanegel gör beni aşk neyledi
her yerde aşk değil, kar olsun. lütfen.
ama olmaz ki, olmamalı. çamur dediğin nedir, yıkarsın geçer. ama yeni yıla kar yağışı olmadan girilmez, girilmemeli.ya da şöyle de olabilir; arabadan inen adam, şöyle magnum reklamındaki gibi bizi(yani beni) balonla dünya turuna çıkaracak olan, romantik, yakışıklı olsun. sadece bu şekilde olmakla da kalmayıp biricik sevdiceğimiz olsun. falan filan.
olabilir tabii, neden olmasın.
fransız kırosu
kıro: kürtçe erkek kardeş
fransız kekosu
üşenmeyip arabadan iniyorsa, bunu nezaketen yapmış olacağı varsayımıyla hareket ediyorum.(bu iyi niyet, bir gün sonum olacak benim) hala böyle birileri olmalı, yalnız karşımdaki de en azından bir edward olsun isterim.
🙂 haklısın.
beles, kim istemez ki?
korkarım, yakında site çapkını diye ilan edilebilirim. aramızda kalsın ama.
galanthus, merak etme kimse duymaz
ey minel aşk!
belesprit, akşam 5 ten sonra motorları susturuyorum; ne içimizde kuzum anlayamadım ben. ama fena bi’ şey ise açıklama şimdi ulu orta. sen sus, ben anlarım.akoni, sana güvenebileceğimi biliyordum.
😀