bildirgec.org

sermaye hakkında tüm yazılar

Sermayesiz İşler

64egesel64 | 04 March 2008 16:49

1-Merdiven silmek. Bugün piyasada 40 ila 100 ytl karşılığında (merkeze ve şehire göre)bina aralarındaki merdivenleri silebilirsiniz.Eğer ben erkeğim bu iş bana göre değil derseniz keyif sizin. Ayda 10 binayla 50 ytlye anlaşırsanız 50*10:500 ytl yapar. Unutmayın ayda en az 4 defa veya 8 defa silmeniz gerekli.

2-Esnaf vitrin ve cam temizliği. Sadece esnafların vitrin ve cam temizliğini yaparak para kazanabilirsiniz.Bir esnafın camını temizlemek ayda 50-100 ytl arası. Haftada iki gün yapılıyor.Ayda 8 kere ücret bir aylık alınıyor.

3-Hazır poşet içecekler Bir termos alıyorsunuz evde hazırladığınız sıcak suyu içine koyuyorsunuz.Toplu halde plastik bardak ve kaşık alıyorsunuz.Ve başlıyorsunuz işe.İşimiz hazır içecekler sektöründeki tüm ürünleri müşteri ayağına sunmak. çay,kahve,bitkisel çaylar,salep vs.. Hedef kitleniz taksiciler ve minibüsçüler olabilir.Mesela Üsküdardaki bir durakta hatırladığım kadarıyla minibüslerin işe başlama yerinde çay ocağı var.Ama müşteri bekleme noktalarında yok.Aynı şekilde bu taksicilerdede durum böyle.Bir başka hedef kitle olarak pazar yerlerini de seçebilirsiniz. Sebze meyve ve elbise satan pazarcılarda müşteriniz olabilir.Ve tabii ki esnaflarıda unutmamak lazım.Etrafında çay ocağı yoksa.

türban, sermaye, iktidar, medya

| 10 February 2008 16:35

ulusal ve uluslar arası sermayenin emir eri iktidar ve medyanın amacı, türbanı halkın gözlerine bağlamaktan başka bir şey değil.

bu iki grup için kadınlar sadece birer araçtır. türk kadını, halkı ülke sorunlarından ve gerçeklerden olabildiğince uzak tutmak amacıyla kullanılmaktadır.

bu iki grup için dinin de, laikliğin de, halkın da herhangi bir anlamı yoktur. onlar için önemli olan tek şey ellerindeki güçtür. bu gücü kaybetmemek adına her yola sapabilirler.

avrupa birliği, kıbrıs, orta doğu, pkk, güney doğu, fırat ve dicle, petrol, doğal gaz, enerji, gelişmiş ülkelerin üzerimize yığdığı eski teknoloji, aydınlanma çağını kaçırmış halkımız, sağlık, eğitim, gelir… say sayabildiğin kadar… bütün bunları hallettik… sıra geldi siyasetçilerin kendi yarattıkları türban sorununu çözmeye…

pornografi: dünyanın kara sermayesi!

xerre | 28 January 2008 12:37

son yıllardaki internet ve pornografinin ilişkisi tarihe geçecek nitelikte.

bu ilişkiyi değerlendiren good magazine hazırlattığı, durumumu çok güzel özetleyen ve gayet yaratıcı olan şu video ile porno denen bu ticarete ne kadar para harcanıyor ve bu iş içinde ne kadar insan var görebiliriz.durum bu kadar ürkütücü iken neydi acaba video da dediği gibi, porno sektörünün saniyede 89$ kazanmasının ve hergün 260 yeni porno sitesinin yayına girmesindeki sebep. belkide bu, kilitli kapıları ve kör gözleri açan, utanılacak arzuları yerine getirmeye çalışan bir sır,bir ilişkidir. bu yüzden akıl almaz paralar kazanılıyor olabilir..sonuç olarak good magazinede yayınlanan bu video bu ilişkiyi ve sebebini farklı bir yolla anlatıyor.kaynak Ikaynak IIyoutube’un erişilememesi durumunda

Hitler ve Türkiye üzerine

delizade | 21 December 2007 01:54

illus: delizade

“…çünkü şeref ve namustan yoksun milletler er geç hürriyet ve istiklallerini kaybederler.”

Sizlere I.Dünya Savaşı öncesinde Almanya üzerine Hitler‘in bazı tespitlerini aktaracağım. Yazının sonunda belirttiğim benzerlik üzerine düşündürebilirsem ne mutlu.

Hitler, erken gençlik döneminde ve bir asker olarak hem cephe gerisinde hem de cephede yaşadığı tecrübelerden sonra zorunlu olarak, neden-sonuç ilişkisi kuran siyasi bir kafa yapısına sahip olmaya başladı ve hırsla, kinle ve haksızlığa uğrayan bir insanın ezikliği ile her geçen gün kendisini bu minvalde besledi. Oldukça fazla kitap okuyordu, ülkesinin her unsuru üzerinde disiplinli ve itinalı bir gözlem yapmaktaydı. Bu yolda günde 16 saat okuyup çalıştığından bahseder. Bu beslenme uzun bir dönemi içine almaktadır. Tarafsız olmaktan elbetteki çok uzakta olan bu fikir yürütmeleri sonucunda ülkesi Almanya üzerine aşağıdaki tespitleri yapar. Hitler’in eğitim, aile, evlilik, fuhuş ve basın üzerine bazı tespitlerine yer vereceğim bu yazıda.

süslü püslü başarı hikayeleri

odo | 17 November 2007 18:02

(giriş notu: burada bahsedilen başarı yalnızca parasal kazanç anlamındadır.)teknoloji ve internet alanında çığır açan büyük buluşlar ya da başarı hikayeleri hangileridir? diye sorunca hemen herkesin ilke elden saycakları arasında microsoft, google, youtube, facebook, yahoo ve apple olacaktır. hepsinde ortak olan ve çok popüler olan bazı özellikler var.tamamı genç insnalar tarafından kurulmuş. facebook’u mark zuckerberg 19 yaşındayken kurmuş. google kuran larry page ve sergey brin’in yaşları sırasıyla 24 ve 23 imiş. bill gates microsoft’u kurduğunda yine 19 yaşındaymış. apple’ı kuran steve jobs 21 yaşındaymış. yahoo kurucuları jerry yang ve david filo 26 ve 28 yaşlarındaymış. ve youtube’u kuran üçlüden steve chen 28, chad hurley 29 ve jawed karim 26 yaşındaymış.youtube’u kuranlar bu işe paypal’daki işlerinden ayrılarak girişmişler. diğerleri ise öğrenciymiş ya da projeleriyle birlikte okullarını terketmişler.google, youtube ve apple’ın tarihlerinde bir garajda kurulduklarından bahsediliyor.buraya kadarki kısım çoğunlukla bilinen çok dillendirilen şeylerdi. ancak benim anlamadığım şu ki, sanki harika bir fikre sahip olman istediklerini gerçekleştirmene yeterli olan bir dünyada yaşıyormuşuz gibi bu insanların sadece fikirsel dehaları ile ön plana çıkarılmaları. ya da daha açık bir şekilde ifade edersem daha en başından itibaren arkalarında olan sermaye desteğinden pek bahsedilmemesi.facebook kurucusunun başlangıcındaki finansörü olan peter thiel adındaki kişi henüz ortada birşey yokken bu iş için zuckerberg’e 500bin dolar vermiş. zaten onu çok kısa bir sürede diğer yatırımcılar izlemiş. facebook’un sonra elde edeceği gelirleri bırakın böyle bir veritabanı bile o yatırımcıların ilgisini çekmeye yetmiş.google’ın kuruluştaki yasal sermayesi 25 milyon dolar. demek ki iş cin fikirli birkaç gençte bitmiyormuş.youtube sequoia capital isimli firmanın 11,5 milyon dolarlık finansal desteği ile yola çıkıyor.yahoo yine aynı firmadan gelen 2 milyon dolarlık yatırımla yola koyulmuş.şimdi benim de süper bir fikrim var? ne yapmam lazım? fikrimi bir fikirsiz parababasına satmam lazım. e o zaman vazgeçtim. fikrim bende kalsın.

“kovulduk ey halkım, unutma bizi” medya,sermaye,iktidar

| 15 October 2007 03:43

sermaye ve iktidar yapışık kardeşlerdir. sermaye desteğini almayan iktidar, iktidarı yönlendirmeyen sermaye olmaz. aslında ülkeyi ortaklaşa yönetirler. bir de toplumu etkilemenin ve şartlandırmanın en güçlü aracı medya ellerindeyse. istedikleri gibi at koşturabilirler.

iktidar ve sermayenin işine gelmeyen medya mensuplarının ipi hemen çekilir. para ve iktidar hırsı gözleri kör eder. Yetmiş milyon insan onların bu pozisyonlarını sürdürebilmeleri ve daha da geliştirebilmeleri için sadece birer araçtır.

iktidar ve din

| 11 October 2007 18:02

1946’da çok partili hayata geçişle birlikte, tüm liderler ve partiler, oy kaygısı ve iktidar hırsıyla dindar halkı kullanmışlardır. Dindar halkı etkilemenin en kolay yolu olarak da sürekli imam hatip okulu açmayı seçmişlerdir. İktidarlar bilim toplumu yerine din toplumu yönetmeyi tercih ederler. Burada lider açıkça ifade etmese de, bir şekilde tanrının ve peygamberin talimatlarını ileten vasıta konumundadır.Yani icraatlarından sorumlu değildir. O sadece emirleri yerine getirmektedir. Tanrı ve peygamberin emirlerinin tartışılamayacağı gerçeğini de göz önüne alırsak, halkın da iktidarın icraatlarına kayıtsız şartsız uyma durumu ortaya çıkar. İktidarlar bilim toplumu yerine din toplumu yönetmeyi tercih ederler. Çünkü bilimsel düşünce yapısı ile din ağırlıklı düşünce yapısı birbirinden çok farklıdır. Bilime ve bilimsel düşünceye inanan insanlar soru sorar, yapılan işlerin nedenlerini araştırır, hurafe ve dogmadan uzak durur, gerçeklere ulaşmaya çalışır. Din ağırlıklı düşünce yapısında ise mutlak bir teslimiyet vardır. İktidarların halkı sürekli yönlendirmeleri sonucunda da dinin ve kuran-ı kerim’in dışına taşmış, hurafe ve dogma ile tıka basa dolu, günümüz türkiye’sindeki yapı ortaya çıkar.

liderler, gerçekten lider mi?

| 10 October 2007 19:23

İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde, az sayıda bireylerden oluşan grupların liderlerini fiziksel güç ve avlanma yetenekleri belirlerdi. Gruptaki en güçlü ve yetenekli bireyin lider olması kaçınılmazdı. Görev bölümü de çok açık ve netti. Erkekler avcı,toplayıcı, savunucu. Kadınlar toplayıcı, anne. Düşünmek, akıl yürütmek ve grubu yönlendirmek sadece lidere ait bir özellikti.

Tarım toplumu ve yerleşik düzene geçişle birlikte, birey sayısında önemli artışlar ve pek çok uzmanlık alanı meydana geldi. İnsanlar günümüzde olduğu gibi birbirinden değişik işler yapmaya başladılar. Bu yeni dönemle birlikte düşünme ve akıl yürütme tüm bireylerin özelliği haline geldi. Liderler önemli sorunlarla karşılaşmaya başladılar. Artık fiziksel güç ve zeka liderlik için yeterli değildi. Burada tamamen ayrı bir kurum haline gelmiş olan ordu devreye girdi. Arkasında ordu desteği olmadan otorite sağlamak mümkün değildi. Zamanla bu da yetmemeye başladı. Bu kez de tanrısal güçler devreye girdi. Eski Mısır’da firavun tanrıdan aldığı talimatları topluma iletirdi. Yönetimde artık üç kurum vardı lider, ordu ve rahipler.

ABD ve Fırat, Dicle

| 10 October 2007 09:30

İçinde bulunduğumuz yüzyılda su savaşlarının çıkması kaçınılmaz bir gerçek. Dünya üzerindeki her türlü kaynağı, her yolu deneyerek ele geçirmeye çalışmak ABD’nin birinci önceliğidir. Çünkü ABD ekonomik gücünü ve sınıfsal yapısını koruyabilmesi için yeni dış kaynaklara muhtaçtır. Petrol için Irak’ın gerçek dışı ve sudan sebeplerle işgal edilmesi ve daha kolay hakimiyet kurabilmek için de, parçalara ayrılması gibi. Suyun petrolden daha önemli hale geldiği bu dönemde ABD‘nin Fırat ve Dicle üzerinde planları olmaması mümkün mü?
Hele Avrupa Birliği’nin Fırat ve Dicle Yönetimini istediği düşünülürse.