Yeni tasarım
Ekolay tasarımını yenilemiş, yeni tasarımında kutularının köşeleri bizaz daha ovalleşmiş…
Eski tasarım
Ekolay tasarımını yenilemiş, yeni tasarımında kutularının köşeleri bizaz daha ovalleşmiş…
vizyona girmeden olay olan “osmanlı cumhuriyeti”nde senaryayo göre (senarist: gani müjde) “Eğer Türkiye Cumhuriyeti kurulmasaydı ve Osmanlı devam etseydi ne olurdu?” konusu işleniyor. enterasan olan ise “Atatürk kargaları kovalarken ölüyor ve tarihin akışı bir anda değişiyor.” Atatürk’ün ilk kez mizah konusu olması film vizyona girmeden büyük tartışma yarattı.
filmin fragmanı.
http://www.yeniakrep.org
Gordugum en iyi karikatur hayat,
Bildigim en iyi mizahci Tanri.
Bazen senaryoyla,
Cogunlukla dogaclama,
Oynuyoruz bize bicilenlerden sectigimiz oyunumuzu
Birer mizah tiplemesi olarak
Mizahcinin karikaturunde.
Bazen dram,
Bazen cok komik,
En fazla da trajikomik..
Bazen biz trajiklestiriyoruz,
Bazen diger tiplemeler..
Gecmise donup eski sayilarimiza bakiyoruz,
Eskiden yaptiklarimiza gulup geciyoruz,
Simdi olsam yapmazdim deyip..
Aslinda hepimiz birer mizah dergisiyiz.
Ama ben en cok
Gelecek sayilarimizi merak ediyorum.
Maniac World, Facebook’u gerçek hayata uyarlamış. Facebook’taki konuşma tarzını gerçek hayatta kullanan iki kişi gerçekten komik. Video’ya ulaşmak için buraya tıklayın.
Ayrıca aynı site, Facebook 1950’lerde olsaydı ne olurdu şeklinde bir çalışma da yapmış.
http://vids.myspace.com/index.cfm?fuseaction=vids.individual&videoid=39199906
http://www.onemlilinkler.com/kufurler.html
Yataklı kanepe almak için bir mağazaya girmiştim. Yaşlı bir kadın satış elemanı ile konuştuğundan ben beklemek ve kulak misafiri olmak zorunda kaldım. Kadın “70 yaşındayım” dedi ama görünüşü çok dinç ve bakımlı idi.Doktoru ona “kemikleriniz çok hassas, dikkatli olmalısınız” demiş. Kadıncağız da satış elemanına “ben ağır kaldıramıyorum, hafif olsun ki temizliği için çekmem kolay olsun” dedi.Satış elemanı da bu istekler doğrultusunda bir kanepe modeli gösterdi bu kez satış elemanına “kanepenin üzerine yat ben bir bakayım” dediğini duyunca koptum.Satış elemanı da gülecek ama gülemiyor da garibim sürekli Bayanı ikna etmeye çalışıyor.
“burada kamera sistemi var benim yatağa uzanmam doğru olmaz hem siz yatacaksınız isterseniz yatağa siz uzanın” dedi ben beter koptum.Sürekli “sen yat yok olmaz siz yatmalısınız” derken satış elemanı bir yandan kanepeyi yatak haline getiriyordu.Ben kenarda sessiz kıkırdamak için tüm gücümü harcıyordum.Birden Kadın kendini yatağa attı ve atış o atış bir daha kalkamadı.Yatak devrildi kadın yerde yatıyordu artık bende kendimi tutacak güç kalmamıştı patlattım kahkahayı. Satış elemanını sürekli lafa tuttuğundan kanepenin alt desteğini açmayı unutmuştu. Tüm çalışanlar Kadını kaldırmak için seferber oldu ama herkes gülüyor, gülmekten de bir türlü Kadıncağızı kaldıramıyorlardı.Epey cebelleştikten sonra nihayet kadın ayağa kalkmıştı. Satış elemanına dönerek “hatanın sende olduğunu biliyorsun değil mi?” demez mi.Yok dedim ben daha fazla dayanamam bu sahneyi görmeye kanepeden falan vazgeçtim kendimi dışarı atıp patlayana kadar gülmek istiyordum.O gün kanepe alamadım ama o kadar gülerek kaç pirzola yemiş oldum bilemiyorum.
Ciddi bir ortamdaydım görevini yapan bir polis arkadaşın anonsu ile dikkatim dağıldı, sinirlerim bozuldu, gülme krizine girerek tüm karizmamı yerlere serdim.“bacım bas gaza korkma, trafiği boğdun, hızlı götür”Bu sözle sokaklar yankılandı “domates, biber, patlıcan” Barış Manço’yu andım. Nasıl güzel anlatmış olayın konsantrasyon tertibini dağıttığını. Toparlayabilirsen toparla hadi kendini.Polis arkadaşların çalışma şartları çok ağırdır. Bunu herkes bilir, buna rağmen sevimli ve hoşgörülü olmaktan vazgeçmeyen tüm polis arkadaşlara hayranlık duyuyorum.Bir gün arkadaşlarla oturuyoruz, oturduğumuz yapı içinde birisi olmaması gereken yere park etmiş polis arkadaş plakayı okuyor;
“01 Adana, Japonya, Kastamonu”
Nasıl bir bağlantıdır ki bu diyerek yine gülmemize neden olmuştu. İlk şoku atlatınca Japonya yerine kulağımızı tırmalamayacak ne söyleyebilirdi diye kritik yaptık.
Sonuç şu ki olabileceklerin en iyisini yapmıştı biz ”Jale” den başka yerine konabilecek bir söz ya da isim bulamamıştık.
http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?prm=0,9495566&galeriid=2690&ver=79